TİGRİS HABER - Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) Kobanê Davasına ilişkin verdiği araştırma önergesi Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü. Önerge kapsamında söz alan Yeşil Sol Parti Anayasa Komisyonu üyesi ve Mersin Milletvekili Ali Bozan, davayı “kumpas” olarak nitelendirdi. DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısına dikkat çeken Bozan, Kobanê halkının DAİŞ çetelerine karşı kendini savunduğunu dile getirdi.
‘Kobani düştü, düşüyor’
Türkiye’nin yanı sıra dünyanın birçok yerinde bulunan Kürt halkının da Kobanê’deki akrabaları için sokağa çıkıp tepkisini ortaya koyduğunu anımsatan Bozan, “IŞİD’in Kobanê’ye saldırıları ve halkın direnişi devam ederken 7 Ekim 2014'te Erdoğan ‘Kobani düştü, düşüyor’ şeklinde bir açıklama yaptı. Çünkü bu tarihte Kobanê barbar çeteler tarafından âdeta sarılmıştı. Erdoğan bu açıklamayı yaparken IŞİD çetelerinin saldırılarını açık, aleni bir şekilde savunmaktaydı. Çünkü Kobanê’ye saldıran barbar IŞİD çeteleriydi” dedi.
‘Erdoğan’ın hayali gerçek olmadı’
Kürt halkının bu nedenle sokakta tepkilerini dile getirdiğini ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yetkililerinin de dönemin devlet yetkilileri ile görüşmeler sağladığını ancak Erdoğan’ın açıklaması sonrası olayların daha da büyüdüğünü paylaşan Bozan, “Kamuoyunda ‘6-8 Ekim Kobanê Olayları’ olarak bilinen olaylardaki ölümler Erdoğan’ın açıklaması sonrasında başladı, Erdoğan’ın açıklamasına kadar herhangi bir ölüm olayı yaşanmamıştı. Kobanê’de öz savunma gerçekleştiren halk, canla başla mücadele ederek barbar IŞİD çetelerini yenilgiye uğrattı. Kobanê halkının IŞİD çetelerine karşı başlattığı öz savunma sonucunda halk kazandı, Kobanê düşmedi, Erdoğan’ın hayali gerçek olmadı” diye belirtti.
‘Mahkeme heyeti “özel” olarak atandı’
Kobanê olaylarının üzerinden 6 yıl geçtikten sonra birçok HDP’li hakkında dava açıldığını dile getiren Bozan, davayı açan mahkeme heyetinin ise “özel” olarak atandığını kaydetti. Davanın amacına da değinen Bozan, şunları kaydetti: “İktidarın bu davanın açılmasındaki temel gayelerinden bir tanesi HDP üzerinde baskı yaratmaktı. İşte, bunun delili dosyada unutulmuştu. Dosya içerisinde 5 sayfalık bir bilgi notu vardı. Bilgi notu 26 Ekim 2018 tarihli bir bilgi notuydu. Bu 2018 tarihli bilgi notunun son sayfasında, HDP’li siyasetçiler hakkında iddianame düzenlenmesi hâlinde HDP’ye kapatma davası açılabileceği açık bir şekilde yazılıydı. Bu kumpas davasında işletilen hukukun adı ‘TCK’ ya da ‘CMK’ değildi; bu kumpas davasına işletilen hukukun adı ‘Erdoğan hukuku’ydu, ‘tek adam hukuku’ydu.”
‘Tarih, Kürtleri kahraman olarak anacak’
Bozan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dava, boşa düşen hesapların öfkesinin intikamıydı. Yargılamada yaşanan hukuksuzluklar silsilesi hâlen devam ediyor. Yargılanan siyasetçilerden 5 bin 268 sayfalık iddianame ve yüzlerce klasörlük evraklara karşı yirmi sekiz gün içerisinde savunmalarını tamamlamaları isteniyor. Dün yapılan duruşma 1 Ağustos 2023 tarihine ertelendi. Tarih, Kürtleri Orta Doğu’yu IŞİD'den kurtaran kahramanlar olarak anacak; bu utanç davasının arkasındaki siyasetçileri ise IŞİD'le mücadele edenleri, kumpassa yargılayanlar olarak yazacaktır. Yapacağımız şey çok basit, Kobanê olaylarındaki hakikatler araştırılsın diye el kaldırmaktır.”
‘Kuvvetler ayrılığından bahsedemez hâle geldik’
Görüşmelerde CHP Grubu adına söz alan Muğla Milletvekilli Cumhur Uzun, Yeşil Sol Parti’nin araştırma önergesinde soruşturma ve kovuşturma aşamalarında yaşanan hukuksuzlukların gidermesine dair ifadelerine, yargılamanın tarafsız ve bağımsız yapılıp yapılmadığına dair hususların araştırılmasını isteyerek şunları söyledi: “Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı hepimizin üzerinde titizlikle durması gereken ve bunun gerçekleşmesi için elimizden gelen tüm katkıyı sunmak zorunda olduğumuz yüce bir değerdir. Oysa bugün ne yazık ki ne bir hukuk devleti olduğumuzdan ne de kuvvetler ayrılığına sahip olduğumuzdan bahsedemez hâle geldik. 2017 yılında mevcut Anayasamızda yapılan değişiklik ve adına ‘Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi’ denilen yönetim biçimiyle ve bu yönetim biçiminin içinde yer alan düzenlemelerle yürütmenin yargının üzerinde neredeyse mutlak bir vesayetine kavuşturulmasına sebep oldu.”
‘Öldürülenler HDP’li yargılananlar HDP’li’
Yargı’nın bir güç olarak kullanıldığını kaydeden Uzun, AK Parti’nin yargı eliyle kendisinin işine gelmeyenleri susturduğunu dile getirdi. Uzun’un sözleri ardında AK Parti Grubu adına söz alan İbrahim Yurdunuseven, Bozan’a tepki göstererek, yargılamanın devam ettiğini ve konunun araştırılmasının Anayasa’nın 138’inci maddesine aykırı olduğunu iddia etti. AK Parti’li vekil, yargılamanın bir an önce sonlandırılmasını beklediklerini söylerken, Yeşil Sol Partili Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, “Atanmış hakimlerle mi?” diyerek tepki gösterdi. Yeşil Sol Parti Milletvekilli Meral Danış Beştaş da AK Parti’lilere ve MHP’lilere tepki, göstererek “HDP’li öldürüyorsunuz, HDP’yi yargılamaya çalışıyorsunuz” dedi.
Dava açma talimatı MHP lideri Bahçeli’den
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Bozan’ın MHP’li Devlet Bahçeli’nin Kobanê Davasının açılması için talimat verdiğine dair sözlerini gerekçe göstererek, söz aldı. Bülbül, yargıya bir müdahalelerinin olmadığını ve Kobanê olaylarının Türkiye’ye karşı bir “başkaldırı” olduğunu iddia etti.
‘Asıl ihanet DAİŞ’e destek vermektir’
AK Parti’li ve MHP'li vekillerin sözleri nedeniyle söz alan Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, şunları söyledi: “AK Parti ve MHP bu Kobanê protestoları üzerinden bir siyaset yürütüyor, bütün seçim kampanyasını bunun üzerinden kurdu. Kobanê protestoları, IŞİD vahşetine, barbarlığına karşı sivil halkın protestolarıdır. Dün A Haberde saatlerce Fransa’daki direnişi öven AKP’lilere sesleniyorum: Bizim kardeşlerimiz, yeğenlerimiz, teyzelerimiz, amcalarımız Kobanê’de yanı başımızda katledilirken biz HDP olarak bu IŞİD vahşetine sessiz mi kalalım? Niye başkaldırı olsun, niye bir ihanet olsun? Sayın Yurdunuseven’e söylüyorum: Asıl ihanet ne biliyor musunuz: 25 milyon Kürt’ün yaşadığı bir ülkede, vatandaş olduğu bir ülkede IŞİD’e destek verip Kobanê’yi orada düşürmeye çalışmaktır, ‘Kobanê düştü düşecek’ diye sevinç çığlıkları atmaktır.”
‘52 yurttaş katledildi, 37’si HDP’nin üye ve yöneticisi’
AK Parti’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kobanê olaylarında yaşamını yitirenlere dair farklı sayılar paylaştığını ve sürekli Yasin Börü’dan bahsettiğini dile getiren Beştaş, “İddia ediyorum Yasin Börü dışında tek bir isim bilmiyorsunuz. Orada 52 yurttaş katledildi, 37’si HDP’nin üye ve yöneticileriydi. Kobanê protestolarında ölümlere sebebiyet veren iktidarın provokasyonlarıdır, yanlarında tuttukları partilileri sokaklara paramiliter güçler olarak sürmeleridir, o katilleri yargılamamalarıdır. 14-28 Mayıs gecesi Demirtaş'a idam sloganları attıran Erdoğan, ‘Kobanê düştü, düşecek’ diyen sözlerin de sahibidir aynı zamanda. Bu bir başkaldırı değildi. Bu IŞİD çetesine karşı mazlum Kürt halkının yanında durmaktı. Evet, bu meşru bir protestoydu” dedi.
Önerge AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi
Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada Kobani protestolarında katledilen insanların isimleri var. Yasin Börü dışında açılan dava yok biliyor musunuz? Katilleri bile araştırmıyorsunuz. Çünkü sizin için siyasi bir malzeme. Onlarca defadır biz buraya getiriyoruz, o sizin öve öve bitiremediğiniz -aslında mutlu oluyorsunuz- yağma, yıkım vesairelerin araştırılmasını istiyoruz ya, biz bir araştırma istiyoruz. Kobanê protestoları nasıl oldu, nerede başladı, kim kimi öldürdü, katiller kim, iktidar bunun neresinde, HDP bunun neresinde? Bunu araştıralım diyoruz ya. Siz buna karşı çıkıyorsunuz. Biz hiçbir şeyden sakınmıyoruz. Gelin, bir araştırma komisyonu kuralım."
Beştaş’ın sözleri ardından MHP, AK Parti ve Yeşil Sol Parti vekilleri arasında tartışma yaşandı. Daha sonra oylama sunulan araştırma önergesi AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi. (MA)