Futbol kurumu siyaset kurumunu aştı; ‘HÜKÜMET İSTİFA’ dedi.
Belki de Türkiye’de ilk kez stadyumlardan yükselen sesler bu kadar büyük etki gösteriyor. Tribünler çok büyük ses yükseltti. O yükselen seslerin yürek derinliğinde siyaset yoktu, enkaz altında kalan Türkiye cumhuriyeti yurttaşlarının ruhunu yansıtan sesler vardı.
Türkiye 6 Şubat’tan bu yana ülke çapında acıyı içine gömdü, yara sarmaya uğraştı.
Deprem bölgelerinde barınma sorunları çözülmediği için Kızılay çadırı soranlar oldu, tepkiyle karşılık aldılar. Bütün olanlara rağmen, insanlar vakur davrandı. Deprem bölgesinde zorda olanlar daha vakurdu.
Siyaset kurumları; hem iktidar hem de muhalefet kanadının hamaset turlarını seçime endeksli yürütme gayretlerini artırmaya başladıkları zamanlar başladı. Sonra herkesi aşan bir durum ortaya çıktı. ‘Kızılay, yardım çadırlarını sattı’ haberleri bir anda gündeme düşünce ortalık karıştı.
Ortalık karışınca ÇARŞI da karıştı!
Kızılay, acıları depreştirdi, tribünler patladı!
Futbol seyircisi, futbol kurumu; siyaset kurumunun yapamadığını yaptı, HÜKÜMET İSTİFA diye haykırdı, seçime, sandıklara damgasını vurdu.
Siyaset kurumu, ‘kazanacak aday’ arayışını sürdüredursun, bu ülkenin yurttaşları, değişiklik için kararını verdiğini ilan etti. Kazanacak adaya millet kararını çoktan verdi, hem de tribünlerden haykırdı. Onlar futbol seyircisi, tarihleri Türkiye tarihi ile birlikte bugünlere gelen Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe tribünlerinin müdavimleri.
Çok büyük ses verdiler, beklenmedik bir anda beklentilere cevap oldular.
İnsanlarımız soğuktan inlerken Kızılay’ın çadır satışı yaptığı haberleri bardağı taşıran son damla oldu.
Tribünler düdüğü çaldı, binlerce kişi tek yürek oldu, ‘kırmızı kart’ gösterdi.
Artık gidiciler.
Halkın gücüne inanmayanların ciddi ders alması gereken bu tribün örneği, üniversitelerde yüksek lisans, hatta doktora tezine konu olacaktır diye düşünüyorum. Dünyada da toplumsal değişimlere neden olan benzeri durumlar söz konusu olmuştur. Bize de tribünlerden yükselen sesle kısmet olacak gibi.
Futbol seyircisi başardı, gidici olanlara da gelici olanlara da mesajını verdi.
Onlar bu mesajı verdikten sonra, kazanacak aday arayışı içinde olanlara da, beyhude olduğunu biz hatırlatalım.
Tribünler, gidici olanlara karar vermiş iken, kazanacak olan için, ‘ben belirledim, ben kazandırdım’ diyecek olanların, tribünlerden yükselen seslerden ders çıkarması gerekmez mi?
*
31 Ocak 2023 tarihli yazımın bir bölümü ile nokta koyayım.
Şöyle demişim;
“Ben kendi adıma söylüyorum; bu seçimin iktidar için son seçim olduğu kanaatimi ve inancımı her zaman diri tuttum, soranlara da her zaman ‘Gidiciler’ cevabını verdim.
Evet, ‘Gidiciler’…
Yoksulluğu, adaletsizliği, haksızlığı, hukuksuzluğu dayatanlar, dünyanın neresinde olursa olsun gidicidir.”
Dünya, ‘Hükümet istifa’ diye haykıran bu tribünleri çok konuşacak, demedi demeyin!