Nihayet pandemi, sel, deprem, ekonomik darboğaz derken Diyarbakır, kitap fuarını yeniden yapabilme olanağına kavuşuyor.
TÜYAP’ın Diyarbakır’da fuar düzenlemelerinden çekilmesinden sonra yerel dinamiklerle yeni bir başlangıç yapıldı.
Bazı aksaklıklar olsa da ticaret ve sanayi odası ile paydaşlarının çabası sonucu yeni bir girişim ortaya çıkarılabildi ve fuarlar düzenlenmeye başlandı.
Her ne kadar eskisi kadar güçlü tanıtım, güçlü katılım olmasa da kayda değer bir duruş ve etkinlik gösterdikleri inkâr edilemez.
Diğer fuarlardan ayrı olarak benim ilgi alanıma kitap fuarı giriyor. Çünkü kültürel alandaki gelişmelerin diğer alanlara daha güçlü sirayet ettiğini düşünüyorum.
Uzun bir aradan sonra gerçekleşen bu kitap fuarı için büyük ölçüde planlamalar yapılmıştır ama yine de birkaç öneride bulunmak için sanırım geç sayılmaz.
Mesela pandemi öncesindeki son fuarda katılımcı yayınevleri, yazarlar bir şeyden çok memnun kalmışlardı. Yerel bir TV Radyo kanalı olan Amed TV fuar süresince girişte canlı yayın yapmış ve fuara katılan yazar, şair, düşünür, ticaret odası ve diğer odaların yöneticileri, yayınevi yöneticileri vb. birçok insanla söyleşiler gerçekleştirmişti. Türkiye’de bu durum bir ilkti. Hem konukların, katılımcıların düşüncelerini paylaşmış hem de bir anlamda radyo dinleyicilerine fuarı duyurmuş oluyordu.
Umarım, bu fuarda bunu tekrar düşünmüşlerdir, çünkü önemli bir ayrıntı olduğunu birçok o dönemki katılımcıdan duydum.
Mesela, fuar alanında beslenme ve su ihtiyacı için düzenleme olmak zorundadır. Diğer fuarlarda gerçekten katılımcı ve misafirlerin beslenmede nitelik ve çeşitlilik sıkıntısı vardı. Ayrıca WC hijyeni de başka bir sıkıntıydı.
Fuarın iç güvenlik düzenlemesi gerçekten harikaydı fakat araba otoparkı için aynı iddiayı söyleyemeyiz. Bu fuarda araba otoparkındaki sıkıntılar ve olası karışıklıklar için ek güvenlik önlemi alınmalıdır.
Şehiriçi ulaşım için fuar süresince ek seferlerin konması için yerel kamu güçleriyle koordineli çalışılmalı, özellikle öğrencilerin fuar alanına ücretsiz taşınması için olanaklar yaratılmalıdır.
Diğer yandan, fuara katılacak yazar, şair, düşünür listeleri ve imza günleri zaten önceden belirlenmiştir. Umarım hakkaniyetli davranılmıştır. Çünkü çok önemli ve değerli bazı kalemlerin kendilerinin ısrarla yok sayıldığını, görmezden gelindiğini konuştuklarını duyuyoruz.
Yani dost ahbap ilişkileriyle söyleşi programlarının fuar listesine eklenmediğini umarım. Diyarbakır, kimlik ve duruş sahibi bir kenttir. Bu kentin kendine ait bir dokusu, bir ruhu var. Fuarın düzenlenmesinde emeği geçen, söz sahibi herkesin bunu göz önünde bulundurduğunu düşünüyorum.
Uzun bir aradan sonra özellikle bölgemizde yaşayan yazar, şair, gazetecilerin eserlerini sergileyip imzalayacağı ve okurların heyecanla yeni kitapları almayı beklediği bu fuarın katılımcı yayınevlerinin çok olmasını diliyorum. Zaten kitap basım maliyetlerinin arttığı bir zamanda yayınevlerinin konaklama, ulaşım, eleman giderleri, stand kira ücretleri de umarım makul düzeydedir. Çünkü gerçekten kültürün, kitabın desteklenmesi gerekiyor.
Önümüzdeki cumartesi günü başlayacak kitap fuarı dokuz gün sürecek. Diyarbakır, kitap okumayı sever, fuarın dolu dolu geçmesi dileğimle…