Son birkaç ayın kültürel gündemini en çok meşgul eden konularından ikisi; sanırım kimlikleri, duruşları, ısrarları ve kararlılıklarıyla kendilerini var etmiş iki önemli şahsiyetin kitaplarıdır.
Aslında kamuoyu onları hep siyasal ve toplumsal aktivistlikleriyle tanır.
Doğrudur, öyledirler…
Ama her ikisinin ortak bir özellikleri de var ki, ikisi de aynı zamanda yazardırlar.
Yazdıklarıyla da her daim gündem oluşturmuş şahsiyetlerdir her ikisi de…
Biri PKK lideri Sayın Abdullah Öcalan…
Diğeri ise BediuzzamanSeîdêKurdî’dir…
Abdullah Öcalan’ın, “Çözümlemeleri”nin kitaba dönüştürülmüş hali her zaman ilgi ve dikkatle okunmuş incelenmiştir.
Ayrıca sadece Kürt okurlar tarafından değil, Türk ve dünyanın diğer coğrafyalarındaki okurlar da Kürt mücadelesinin seyrini, serencamını; liderinin kaleminden, dilinden merak edenler de okumuş, ilgi göstermiş ve göstermektedir.
SeîdêKurdî (Nursî)’ninRisaleyên Nur adı altında zaman içinde bir yolculuk gibi defalarca okunması her daim elzem olan yazdıkları da öyle.
Sadece “Barla Sürgünü” ve artık mahlas olarak ayrı düştüğü coğrafyasının adıyla müsemma “Seîdê Nursî” olarak değil, bir eski Said olarak ülkede iken kullandığı adıyla “SeîdêKurdî” olarak yazdıkları da öyle.
Bugünlerde Abdullah Öcalan’ın “Kürdistan Devrim Manifestosu-Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” kitabı ile Seîd’eKurdî’nin tüm kitaplarının basımı, yayımı, dağıtımı; hukuki ve siyasal açıdan adeta engellenerek sıkıntı yaratıyor.
Bir yandan seçim sathı mailinde kendi iktidarı döneminde “bir zamanlar kitapların bomba tesirinde olduğu ve yasaklandığı” ama artık o dönemlerin aşıldığı “övüncü” ve “mutluluğu”nu kamuoyu ile paylaşan muktedirin, bugün böylesine önemli ve tarih yazan iki şahsiyetin kitapları konusunda suskun kalması manidar.
Yaşamı boyunca kitap okuma, kitap sahibi olma yüzünden gözaltılar, baskılar, engellemeler yaşamış ve ciddi önyargılar / önyargılılarla uğraşmak, boğuşmak durumunda kalmış biri olarak! Ve dahi kitapları 12 Mart 1971 ile 12 Eylül 1980’de topyekûn yakılmış, imha edilmiş biri olarak. Son otuz yıl içinde bu kez yazar olarak yeniden bir kitaplık oluşturmak ısrarından vazgeçmemiş biri olarak diyorum ki; Sayın Öcalan’ın ve de BediüzzamanSeîdêKurdî’ninkitapları ile ilgili ne tür bir engel var ise hemen bertaraf edilmeli. Okuruyla, ilgilisiyle zaman geçirilmeden buluşması sağlanmalı.
İnsanların ve kitapların özgürlüğüdür aslolan…