Ali VURANEL
DİYARBAKIR Büyükşehir Belediyesi'nin 2015-2019 Stratejik Plan Forumları kapsamında düzenlenen "Amed Kadın ve Yaşam Forumu"na kentteki kadın kurum ve kuruluşları yöneticileri ile çok sayıda kadın katıldı. Forumun açılışı konuşmasını yapan Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, "Bizim siyasi kültür ve geleneğimiz yöneten yönetilen ilişkisini ortadan kaldıran bir gelenektir" diyerek kentteki her insanın belediyenin yöneticisi ve kararlara katılma hakkının bulunduğunu söyledi. "Bugün burada sözünüzü söyleyip, gitmeyeceksiniz" diyen Kışanak, bütün çalışma süreçlerine kadınların katılacağını bildirdi.
“Analar acılarını yüreklerine gömdü”
"Savaşın, çatışmanın, köy yakmanın, faili meçhul cinayetlerin, evlatlarını toprağa vermenin, göçün, yoksulluğun ne demek olduğunu en iyi kadınlar biliyor" diyen Kışanak, kadınların bunları iliklerine kadar hissederek bu güne kadar geldiklerini ifade etti. İnsanların hayatta kendisinden daha fazla önem verdiği varlığa herkesin verebileceği tek yanıtın evlatları olacağını ifade eden Kışanak, "Binlerce Kürt anası evlatlarını yitirdi, yüreğine taş bastı. Yüreği bir kor ateşi gibi yanarken, sadece ve sadece daha güzel ve özgür bir gelecek arzusu ile bu acısını hafifletmeye çalıştı. Kolay bir şey değil insanların kaybettikleri. Her şeyin yeri doldurulabilir, ama evladın yerine konulabilecek bir şey yok. Bu kadar büyük bir acıya rağmen analarımız her zaman bu mücadelenin en ön saflarında oldular, her zaman onurlu bir barış için mücadele ettiler, direndiler. Halkımızın özgürlüğü için ben acımı yüreğime gömüyorum demenin erdemini gösterdiler. Bu inanılmaz büyük bir erdemdir. Ben her birini buradan selamlıyorum. Her birinin ayrı ayrı ellerinden öpüyorum. Onlara layık olmak bizim tek yaşam gerekçemizdir. Yaşama gerekçemiz diyorum, mücadele gerekçemiz demiyorum" dedi.
“Kimse acılarımız üzerinden hesap yapmasın”
"Bugün hala dağlarımızda binlerce gencimiz var" diyen Kışanak, özetle şunları söyledi: "Onların her birinin değil yaşamı, tırnakları taşa değse inanın bizim yüreğimiz yanıyor. Ayrımsız olarak hiç birini asla ve asla yitirmeye tahammülümüz kalmadı. Asla ve asla bir tek insanımızı kaybetmek istemiyoruz. Yeterince acı çektik, bedel ödedik. Biz bu gençlerimizin onurlu bir barışın sağlandığı özgür vatanın, özgür bir halkın evlatları olarak kendi evlerine, ailelerine döndüğü günü ömrümüzün, hayatımızın rüyası olarak hayal ediyoruz. Hepimiz o gün için yaşıyoruz. O günü mutlaka göreceğiz. Bizim gençlerimiz, bizim insanlarımız, özgürlük için, halkı için, daha iyi bir gelecek için kendi yaşamından vazgeçmeyi tercih etmiş insanları, biz er yada geç bu kentte, Kürdistan'da halkımızın içinde göreceğiz. Biz o günün hayaliyle yaşıyoruz. Kimse başka hayal kurmasın, kimse başka hesap yapmasın, kimse bizim acılarımız üzerinden hesap yapmasın. Buna asla izin vermeyeceğiz.”