Sur içi bölgesinin gerçek anlamda tarih ve turizm bölgesi olması gerektiği konusunda yazdıklarım farklı kesimlerden destek gördü. Temizliğinden, tanıtımına, esnaf düzenine kadar ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gereken bir durumdan söz ediyorum.
Devlet, Hükümet, Belediye, STK ve Kentin ortak yönetim anlayışına denk gelecek bir politika izlenmesi gerektiği görüşü ağır basıyor. Sur Belediye Başkanlığının tek başına sürdürebileceği bir durum değil. Zaten olmadığını da geride bıraktığımız zaman dilimi içinde çok net gördük. Olsa böyle bir yazıya gerek duymazdım.
Haksızlıkta yapmak istemiyorum, şahsi değil, ancak tek başına kurumsal kapasitelerinin çok üstünde bir durumdan söz ediyorum. Yönetimin kimde olduğunun çok önemi yok, özel bir bölgenin özel idari yapılanmasının ortaklaşarak yürütülmesi gerektiğinden söz ediyorum. Temizlik konusu en başta bir yerde duruyor ve hala temizlik konusunda ciddi bir çalışma yok. Sur Belediyesinin bu anlamda sorumluluğunu elbette ki sorgulayacağız.
Israrcıyım, ısrar da devam edeceğim. Bu konudaki duyarlılığın kent geneline yayılması içinde çabamı sürdüreceğim. ‘Kent sevdalısıyım’ diyenleri de bu alana buyur etmek istiyorum. Başkalarını çok ilgilendirmeyebilir, ancak biz kentlileri, bu bölgede doğup büyüyen, anıları olan, sadece onları yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak gibi bir düşüncesi olanları ilgilendiriyor.
İlk etapta temizlik ve turizm polisi konusunun hemen devreye girmesi gerektiğinin altını da ısrarla çiziyorum.
Sorumlulara sesleniyorum;
Başka işin mi yok diyebilirsiniz.
Evet, yok.
Bundan daha önemli ne işimiz olabilir ki?
Sur içinden başka bir yer mi var?
Bu bölgedeki camiler, kiliseler, havra, medrese, han, hamam; nerede var.
Han, hamam, medrese, eski taş evler demişken, bunların tamamının da elden ve gözden geçirilmesi gerektiğini de hatırlatmak istiyorum.
Örneğin; restore edilen Paşa hamamı ne olacak?
Aslına uygun, nostaljik hamam işletmesi mi, yoksa restorant mı olur?
Bence hayatta yemekten daha önemli şeyler de var!
Ha ne dersiniz?
Boşuna da; ‘Temizlik imandan gelir’ dememişler.
Temizlik şart, ancak temizlik için hamam da şart!
Bu kenti inşa eden atalarımız boşuna kent girişlerine ve belli noktalara hamam yapmamışlar.
Temizlik konusunda neden bu kadar ısrarcı olduğumu anladınız siz…!
Kirlenen her şeyi 40 tas su ile yıkayacağız ki, kent temiz koksun.
Hadi kolay gelsin.