AK Parti iktidarı ciddi bir kırılma yaşıyor.
‘Rüşvet ve yolsuzluk ’tan kaynaklı kırılmaların yürüyen zaman dilimi içinde tamir etme imkânı belki olabilir ki, benim kişisel bakış açıma göre istendiği kadar tamir edilsin bu sökük kolay dikiş tutmaz.
Yolsuzlukla ilgili kırılmaları bir tarafa bırakıyorum.
Asıl kırılmanın yaşanması gereken vahim olaya dönüyorum.
ROBOSKİ.
34 kişilik toplu katliam olayı.
İkinci yıldönümü olmasına rağmen iktidar olayın aydınlanmasına yardımcı olabilecek bir çakmak ışığı bile çakmadı. Aksine olay örtbas edildi. TBMM insan hakları komisyonunun raporuna rağmen iktidar gereğini yapmadı.
Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı görevsizlik kararı vermesine rağmen iktidar eden zatlardan bu konu ile ilgili tek bir söz duymadık.
Bu anlayışın adını koymak gerekirse;
‘Yurttaşın can güvenliğinden sorumlu değilim’ demektir.
Roboski’nin ikinci yıldönümü ve Devlet erkini elinde bulunduran iktidar hala bir adım atmış değil. Yolsuzluk ve Rüşvetle ilgili atılan adımlara bakıyoruz, maşallah koşar adım.
34 vatandaş devletin uçağı ile bombalanıp, katledilmiş;
Tık yok.
Gezi olayları sırasında 6 genç polis kurşunuyla katledilmiş;
Tık yok
Yüksekova’da 3 gencin polis kurşunuyla öldürüldüğü iddiası çok net;
Tık yok.
Bakan çocukları, bakanlar, bir takım bürokratlar, özel seçilmiş işadamlarıyla ilgili rüşvet ve yolsuzluk iddiaları var. Bize yansıtılan şekliyle gerçek, yine de gerçek olup olmadığı konusuna ‘yargı karar verecektir’diyelim. Yapılması gereken soruşturma ve incelemeye katılan su, durumu iyice cacık yaptı. İktidar belki bu sulu durumun içinden çıkabilir/yâda çıkmak için biraz daha yoğun çaba sarf edebilir/
Peki ya ROBOSKİ katliamı.
Bunun içinden nasıl çıkacak.