Ahmed Arif Ay karanlık şiirinde; “Dost yüzlü,/ Dost gülücüklü / Cıgaramdan yanar. / Alnım öperler, / Suskun, hayın, çıyansı. / Etme gel,/ Ay karanlık...” derken! “Gün adamı” diye tabir edilen Sadece güne, gün dostlarına değil! Gelecek bütün zamanların sahte dostlarına / dostluklarına da gönderme yapar.
Peki Tevfik Fikret Sis şiirinde ne der!
“Örtün, evet, ey facia... Örtün, evet ey şehir;
Örtün ve ebediyen uyu...”
Örtündüğünü bilir ki devamını şöyle getirir.
“ey köhne Bizans, ey büyüleyici koca bunak,
ey bin kocadan artakalan bakir dul...”.
Şimdi soracaksınız durduk yerde neden Ahmed Arif’in içerden ahı’nı dile getirip, peşisıra Fikret’in Sis’li İstanbul’una gönderme yaptım.
Bir vefasızlık gerekli kıldı bunu.
Benimkisi buncasını hiç düşünmeksizin tümüyle bir ilgisizliğe küçücük bir uyarı çerçevesinde yüksek sesli dillenişti öncesinde!
İlgilisi biliyor; geçtiğimiz yılın Ekim ayında Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi açıldı. Açılışından bir süre sonra da sosyal medya üzerinden ilk üç aylık programlarını inceleme fırsatım oldu.
“2018 Aralık sonu itibariyle yayınlanan programlarında; “Kış sezonunda (Ocak, Şubat, Mart) yine kitaplardan, edebiyattan, şiirden, çağdaş sanattan, sinemadan, felsefeden, sosyolojiden ve aslında her şeyden konuşacağız....” demişti Kıraathane, Edebiyat Evi İstanbul.
Akabinde sosyal medya üzerinden yazmıştım demiştim ki kendilerine: Ahmed Arif’in 90. yaşı geçti. Hasretinden Prangalar Eskittim’in 50. yaşıydı(2018) bu yıl. Keşke bi de Ahmed Arif şiiri üzerine program koyaydınız...
Hemen aynı gün yanıtlamışlardı: “Bahar sezonumuzda 23 Nisan’ı yani 92. yaş gününü Ahmed Arif şiirleriyle kutlamayı planlıyoruz.”
Sevinmiştim bu denli hassasiyet göstermelerine.
Mart sonu, Nisan’ın ilk günlerinde Edebiyat Evi İstanbul Kıraathane’nin ikinci üç aylık programı yayınlandı. Merakla baştan sona detaylarıyla Nisan, Mayıs, Haziran programlarını inceledim.
Ne 21 ne de 23 Nisan günü Ahmed Arif ve şiiri üzerine alenen söz verildiği halde programda tek satır dahi yoktu. Belki 2 Haziran’a ölüm tarihine koymuşlardır diye düşünüp Haziran’a da baktım maalesef yoktu.
Anlaşılan Kıraathane, Ahmed Arif ve Şiirinin kıraatını bu çok zengin programına uygun bulmamış(tı).
Tevfik Fikret’in sis’li İstanbul’u seslenmişti Ahmed Arif dizelerinde bir kez daha;
“Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N’olur gel
Ay karanlık...”