Ne güzel yönlendiriyorlar bizi.
Diyarbakır’daki bombalı terör eylemini ‘kim yaptı’ diye tartışıyoruz, fail arıyoruz.
Aslında hepimiz aynı noktadayız.
Böyle bir eylemden dolayı birilerini haklı çıkarmak, savunmak, yapılan eylemi örgüte göre değerlendirip, savunma mekanizması geliştirmek gibi bir derdimiz yok.
Ortada bir terör eylemi var ve biz muhatabımızı tanımak istiyoruz.
Bizi kim/kimler öldürüyor, kim/kimler öldürmek istiyor.
Bunu öğrenmek istiyoruz.
Kirli bilgi ışığında bunu öğrenmek için çaba sarf ediyoruz.
Bu çaba, geleceğimizi arama çabası
Karanlığa gömülmek istenen geleceğimizin daha fazla kararmasına izin vermemek adına, karşı duruş sergilemek adına arayış kararlılığımızı mutlaka sürdürmek zorundayız.
Bu nedenle, galiba medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen anlık yönlendirmelere prim vermeden, o paylaşımlar üzerinden ‘sonuç’ tartışmalarına girmeden, sakin ve kararlı bir duruşla gerçek sonuçlar üzerinden bir tartışma zemini yaratmalıyız.
Karşı karşıya olduğumuz ve bırakıldığımız durum son derece tehlikeli.
Kamplaştıran, ayrıştıran, kirli bilgiler üzerinden iç çatışmaya zemin hazırlayan bir durumla karşı karşıyayız. Bizi kendilerine benzetmek, içinde bulundukları girdabın içine çekmek istiyorlar. Ortadoğu’da yıllardır uygulanan bir yöntemin kurbanları haline getirilmek isteniyoruz.
‘Kimin eli kimin cebinde’ gibi bir tabirle izah etmemiz gereken ve aynı zamanda Ortadoğu’da yıllardır uygulanan ‘sabun köpüğü’ politikalarının devreye sokulmak istendiği bu durum tam anlamıyla devreye sokulduğu andan itibaren önü alınamaz bir karanlık girdabın içine girebiliriz.
Bu girdaba girmeden işin içinden nasıl çıkılır?
Cevabı çok yakınımızda
Bunun için örnekler vererek, uzun uzun analizler yapmaya hiç gerek yok.
İşte; Suriye
İşte; Irak
İşte; Libya
İşte; Mısır
Buralarda yaşanan insanlık dramına, trajedisine hep birlikte tanıklık ettik.
Bu tanıklığımız hala devam ediyor.
Tanıklığımız var, mahkûmu olmamalıyız.
Diyarbakır’daki patlamadan sonraki görüntüler, bu ülkelerdeki tanıklığımıza eşdeğer görüntüler değil mi?
**
IŞİD ya da PKK
Diyarbakır’da hepimizin içini yakan bombalı eylemi kim yaptıysa ki, hala bilemiyoruz.
Bilmek istiyoruz.
Hepimizi bu sona mahkûm etmek isteyen zihniyeti tanımak, kınamak ve karşısında olduğumuzu açık bir dille ifade etmek istiyoruz.
Bu terör eylemini gerçekleştirenlerin yaptıkları eylemden dolayı utanç duyduklarını, pişmanlık duyguları ile kendilerini sakladıklarını, saklamak istediklerini sanmıyoruz.
Çünkü işleri bu,
Mesleki olarak görevlerini yerine getiriyorlar!
Bu kanlı mesleği tarihin karanlığına mahkûm etmek durumundayız.
Not: Diyarbakır'daki bombalı eylemi TAK üstlendi. Bu üstlenmeyi yazıya konu etmiyorum. Durumu değiştirmiyor. En karanlık Zaman'da ortaya çıkıp karanlık işlere imza atıyorlar. Karanlık hikayenin parçası konumundalar. Bu eylemin izahı yok. TAK kim? Kime hizmet ediyor? Asıl soru bu. Diyarbakır eyleminin faili benim açımdan hala soru işareti.