Hafta sonu bir paylaşım yapmıştım sosyal medyadan.
‘Kent insana, insanda kente yakışmalı’ demiştim. Elbette ki bütün kentler için geçerli olabilir, ancak, ben bunu sadece Diyarbakır için düşünerek not etmiştim, çok hoşuma gittiği içinde herkesle paylaşmak istedim, paylaştım.
Diyarbakır gibi, tarihi, kültürü, insanı kadim olan kente, kentlere uyan bir başlık oldu.
‘YAKIŞMALI’ da iki taraflı bir vurgu var, aynı zamanda, kentin insanı, insanın da kentini yücelten değerlere de hitap eden zengin bir içerik.
Dedim ya, en çok ta Diyarbakır’a yakışsın istiyoruz güzelin ve güzelliklerin.
Tam da güzeli, güzellikleri konuşurken, kentin bütün güzelliğine limon sıkan bir hadise patlıyor, doğal olarak moral bozukluğu yaratıyor. Çeteler, çetecikler maalesef fren yapmıyor, son sürat yollarına devam ediyorlar.
Zaten kente yakışmayanların sayısının çoğaldığını düşündüğüm için, ‘kent insana, insan da kente yakışmalı’ demek istedim ve dedim.
*
AH şu çeteler var ya, şu çeteler!
‘Bir de başımıza stadyum çeteleri çıktı’ diyeceğim, diyemiyorum.
Zaten vardılar.
‘Gençlik ve spor’ başlığı altında faaliyet gösterirler.
Tarihleri çok eskiye dayanır, silsile yoluyla soylarını devam ettirirler.
Zaman, zaman düşük performans ile köşelerine çekilmiş gibi görünseler de, hep var oldular, çünkü kapı çok yağlı, çok canlı.
Köşelerine çekilme zamanları, iktidar ve yönetim değişiklikleri zamanlarıdır ki, bu dönem yoklama yapma, yenileriyle bağ kurma zamanlarıdır. Stadyum çeteleri yalnız değillerdir, Ankara’dan kentlere doğru ekip halinde çalışırlar, ülke çapında yaygındırlar.
Uzun zamandır piyasada yoktular, kentte ortaya çıkan diğer çeteleri kıskandılar.
Arsa, uyuşturucu, fuhuş, tefeci, çökmeci, kayyumcu çetelerin cirit attığı kentin bu alandaki envanterinden kendilerini düşürmek istememişler, faaliyete başlamışlar.
Nihayetinde siyasi çetelere sunmuşlar stadyumun nimetlerini.
Gençlik spor’un ‘diyanet temelli’ atamalarının marifetlerine şaşırdık mı?
Asla.
*
Halkı soyan iktidar sevici ‘modern hırsızlar’ ı unutmuştuk, hatırlattılar kendilerini.
Tekrar ediyorum;
Kent insana, insanda kente yakışmalı.
İnsanlar da kentler de işte o zaman daha da güzelleşir.