Bu yazımda belki de toplum olarak isim koyamadığımız bir mevzuyu sizlerin huzurunda açmak istiyorum.
Günümüzde insanlığın aşamadığı metaforlardan birisi, herkes her şeyi biliyor hastalığıdır. Biliyoruz, yol gösteriyoruz, çözüm üretiyoruz çoğu zaman haklı çıkıyoruz ve belki de bununla övünüyoruz. Aslında mantıken bunlar yanlış şeyler değil, sadece eksik bir noktası var.
Toplumumuzda bilim deyince, kitap deyince akan sular duruyor.
İnsanlara boş zamanınızda ne yapıyorsunuz diye sorulduğunda gelen en popüler cevap kitap okuyoruz oluyor. Dünya’da ve Türkiye’de yapılan hatırı sayılır araştırmalar, toplum olarak az kitap okuduğumuzun tartışılmaz bir gerçekliği olarak önümüze sunuluyor.(Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86’ncı sıradadır.)
Türkiye İstatistik Kurumu’nun son yayınlanan verilerine göre Türkiye’nin kitap okuma oranı çok düşük. Ülkemizde kitap okumaya ayrılan süre günde yalnızca bir dakikadır. Kitap okumaya bu kadar az süre ayrılırken;
Televizyon izlemeye 6 saat, İnternete 3 saat ayrılıyor.
Boş zamanınızda hobi olarak en çok ne izlersiniz?
Diye sorulan ikinci soruda verilen en popüler cevap; belgesel izliyoruz deniliyor. İyide kardeşim Türkiye de bir belgeselin reyting yaptığını hiç duymadım siz duydunuz mu? İtiraf edelim varsa yoksa magazin programları ve entrika dizileridir.
Yazının başlığını kendini değiştir ki dünya değişsin dememin sebebi sizler tarafından tam da burada cevabını bulacak.
Erik ağacına sahibi ne için bakar? Eriği için, yani kıymetli olan meyvesi için diyeceksiniz haklı olarak.
Peki, ikinci soru
Yıldızlar, Galaksiler kimin için yaratıldı? Denizler, dağlar, bitkiler kimin hizmetine sunulmuş? ve son olarak bu koca Kâinatın meyvesi nedir?
Bütün bu soruların tek cevabı var; İNSAN. Yani başrolde sen varsın! belki de anlarsın…
Peki, üzerinde beyaz ve şık görünümlü bir gömlek olsun ve aynanın karşısına geçtiğinde kendini o aynada nasıl görürsün?
Bu soruda çok kolay kendimin aynısını görürüm. Hatta aynayı değiştirip getirseler ve kim bakarsa baksın yine de beyaz gömlekli adam görecek. Yani hangi aynayı getirseler görüntüm aynı olacak, Beyaz Gömlekli Burhan.
İnsan insanın aynasıdır. Bütün bu aynalarda görüntümün değişmesini istiyorsam ne yapmam gerekiyor? Kıyafetimi değiştirmem lazım değil mi? Kıyafetim değişince görüntüm de değişecek.
İşte cevap bu tılsım da saklıdır. Bir şeyleri değiştirmek için aynayı değiştirmen gerekmiyor. Kendini değiştir, görüntün değişecek zaten.
Örneğin, Bilim elbisesini giysen karşıdaki aynaya görüntün bilim olarak yansıyacak. Peki, karşınıza dostunuz Özgürün aynasından nasıl görüneceksiniz? Elbette Bilim elbisesi ile süslenmiş bir görüntü olarak.
Öyleyse tüm mesele neymiş; bir şeyleri değiştirmek için karşındakileri değiştirmeye çalışma. “Kendini değiştirdiğinde karşında ki aynalar da değişecektir, dünyalarda”!
Bilimle ve esenlikle kalın.