Ölü, gasılhanede gasıl tarafından, teneşirin üzerinde yıkanıp kefenlendikten sonra, tabuta yerleştirilir ve tabut taşınarak, cenaze namazı kılınmak üzere musalla taşının üzerine konur.
Cemaat üç sıra saf durur, imam cenaze namazının nasıl kılınacağını tarif ederek “Er(Erkek) kişi niyetine” deyip, namazı başlatmak isterken bir kadın sesi duyulur.
“Benim kocam er değil, generaldi” der.
(Er: Rütbesiz asker, General: Askerlikte Albaydan yüksek rütbe)
Başta Askerlik, polislik, gibi üniformalı meslekler ile din adamlığı ve hâkimlik gibi, insanların kesin itaatine alışmış olunan, bazı mesleklere sahip insanların, bir kısmı için meslekleri adeta yaşamları olur.
Emekli olup, meslekteki yaşamları bitmiş olsalar dahi, aynı formasyonu yaşamaya devam ederler.
Bu tarz davranışın temelinde, “Ben kimim?” sorusunun içselleştirilmiş olması vardır.
Kendisine, “Ben kimim” sorusunu soran:
Ailesi zengin öğrenci ise ders çalışma ihtiyacı duymaz ve başarı seviyesi düşük olur.
Ergenliği atlatmış delikanlılarda, kendini aşırı beğenme duygusu egemen olur.
Evlenme çağına gelmiş bireyler, taliplerini beğenmez, ileri yaşlara kadar bekâr kalırlar.
Anne veya baba iseler, çocukları ile ilgili yüksek beklenti içinde olurlar.
Dayı, teyze, amca veya hala iseler, yeğenlerinden saygı beklemeyi bir hak olarak görürler.
Trafik suçu işlemiş iseler, ”siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?” tepkisi ile memurları etkilemeye çalışırlar.
Yönetici iseler, çalışanlarını beğenmez, onlara cehennemi yaşatırlar.
Politikacı iseler, seçim zamanı kapı kapı dolaşıp destek istedikleri vatandaşlarından, seçimden sonra ulaşılmaz ve milletinden kopuk olurlar.
Bu tür insanların, sahip oldukları egonun sebebi olan sıfatlar alındığında ve geriye ne kaldığını gördüklerinde ancak, gerçeğe uyanışları mümkün olur.
“Ben kimim” i içselleştirmiş, yüksek egolu insanlar, konuşmalarına “ben” ile başlar.
Her şeyi en iyi onlar bilir, her şeye onlar muktedirdir,
Kendilerini diğer insanlardan üstün görür ve takdir edilmelerini beklerler.
Dünya adeta onlar için yaratılmıştır!
“Ben kimim” sorusu ile yaşayanların egosu yüksek, kendileri esas, diğer insanlar teferruattır.
Bu tür insanlara, günümüzden eski ABD Başkanı Donald Trump’ı, yakın geçmişten Adolf Hitler’i örnek vermek mümkündür.
Hitler’in yüksek egosu başta kendisi ve Almanya olmak üzere birçok ülkeye felaket yaşatmış, milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur.
Günümüzde, Gazze vahşetinin sebebi de Siyonist Yahudilerin, kendilerini Filistinlilerden üstün görmeleri, onlara yaşam hakkı tanımamaları değil midir?
“Ben kimim” in yarattığı yüksek egolu yaklaşım, insanları yalnız ve mutsuz kılar ve hatta önce bu davranışa sahip olanlar, sonra çevreleri için yıkım olurlar.
Onun içindir ki, bu tür insanları kendi kendilerine bırakıp, onlardan uzak durmak, hem onlar ve hem de muhatapları için daha hayırlıdır.
Ben kimim sorusunun panzehiri “Ben neyim?” dir.
Ben neyim sorusu ile kendisini sorgulayan insanın, kendisine vereceği ilk doğal cevap ”Ben insanım” olur.
“Ben neyim” ile kendisini sorgulayan kişiler;
Biyolojik bir varlık olduklarını kabullenir, alçak gönüllü ve gerçekçi olurlar,
Kendileri, diğer insanlar ve yaşamı paylaştıkları diğer varlıklar ile barışık olurlar,
İyi dost, paylaşımcı ve insanlığa mal olurlar.
- “Kalp denizdir dil de kıyı, denizde ne varsa kıyıya o vurur” diyen Mevlana
- “Bir garibin duasına gir, Kurtarırsa o kurtarır” diyen Yunus Emre,
gibi, insanlığa mal olmuş değerli şahsiyetler, bunlara çok güzel örnekler değil midir?
Kendimiz veya çevremizle sorunlar yaşıyor isek, kendimizi “Ben kimim” le mi, “Ben neyim” le mi değerlendirdiğimizi, bazı basit sorularla anlamak ta mümkündür:
- Sıfatlarımdan, kariyerimden ya da paramdan dolayı saygı görmeyi bekliyor muyum?
- Biri ile sohbet ederken, karşımdakine de konuşma fırsatı veriyor muyum?
- Bir çocukla konuşurken, onun göz seviyesine inerek mi, eğilmeden, yüksekten mi konuşurum?
- Zihin engelli biri ile iletişim kurabiliyor muyum, yoksa delidir ne yapsa yeridir deyip küçümser ve görmezden mi gelirim?
- Vb.
Hepimiz dünyaya, bir bebek olarak merhaba deyip, bir cenaze olarak uğurlanmıyor muyuz?
Öyleyse, kendimizi diğer insan veya varlıklardan farklı görmenin, ne kazancı olabilir ki?
O halde ben kimim deyip;
- Çok çalışıyor ama başarılı olamıyorsanız,
- Her şeyiniz var ama mutlu değilseniz,
- Ben benim deyip, yalnızlık yaşıyorsanız,
“Ben neyim” ile kendi kendinizi yeniden tanıyıp, mutlu olmaya var mısınız?