KCK, HDP, Hükümet ve pratik adım!

NACİ SAPAN

Seçime çok az zaman kaldı, İmralı heyeti Kandil’e gitti, döndü.

Heyetin yaptığı açıklamaya bakıyoruz;

‘Çözüm süreci çıkmazda’

‘Hükümet diyalog kanallarını açsın’

‘KCK, süreç konusunda hükümetin pratik adım atması halinde bir günde silahsızlanma kongresini toplayabilecek’

Bu açıklamadan anladığımız, HDP ve KCK, hükümete ‘zeytin dalı’ uzatıyor.

Hükümet bu aşamada ‘Zeytin dalı’na elini uzatır mı?

Seçim meydanlarındaki durumu değerlendirdiğimizde, ileriye uzanmış bir el göremiyoruz. Uzansa bile dönemin ruhuna uygun olmayacak. AK Partinin düşen oy oranının kendi lehinde toparlanmasına yardımcı olacak.

 

HDP ve KCK’nin buna rağmen, uzanmamış bir ele el uzatması siyaseten kısmen anlaşılır olmakla birlikte parlamenter rejimde yürütülen seçim çalışması ve propagandalarının ruhuna uygun düşmüyor. Seçim süreçlerinin çok önemli olmadığı Ortadoğu’daki savaş atmosferinde, zaman zaman el uzatmalar söz konusu olabilir. Ancak, Türkiye ile Ortadoğu ülkelerini birbirinden ayıran laiklik ve cumhuriyet özelliklerinden dolayı oradaki stratejik hamlelerle eş değer bir durumun söz konusu olmadığı gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir.

 

Hükümet elini zeytin dalına uzatsa bile sadece uzatmış olacak, tutmayacak. İmralı heyeti Kandil’den dönünceye kadar, bu açıklama yapılmadan önce yapılmış bütün açıklamalara bakıyoruz; hükümetle bu sürecin yürümeyeceği yönünde kesin ve net ifadeler var.

 

Gelinen aşama son derece kritik.

Seçime 15 gün gibi kısa bir zaman kala, HDP heyeti ile AK Parti heyetinin aynı masa etrafında toplanarak, ‘Bazı sıkıntılar yaşandı, ancak çözüm sürecini sürdürüyoruz’ gibi bir açıklama yapmalarının siyaseten kazandırdıklarına ve kaybettirdiklerine şimdiden hafif bir göz ucuyla baktığımızda iki ana başlık görmek mümkün.

Kazanan AK Parti

Kaybeden ise HDP olur.

 

AK Parti iktidarı ile yeniden masaya oturulması ve sürecin yeniden AK Parti iktidarına endeksli hale getirilmesi durumunda, aşılmış gibi görünen yüzde 10 barajında açılacak gediğin sorumlusu HDP ve KCK olur.

‘AK Parti ile bir anlaşma olduğu’ tezini de doğrular nitelikte olur.

 

Seçim süreci ve seçimden sonraki süreç sadece Kürtlerle ilgili bir duruma hitap etmiyor. Türkiye halklarının bütününü içine alan bir durum söz konusu.

HDP seçim söylemleri ve stratejisiyle böyle bir tabloyu ortaya koydu, kabul gördü. Yüzde 10 barajının zorlanmış olması, hatta aşıyor olması da bu nedenledir. Türkiye kamuoyundan görülen kabul AK Parti iktidarına karşı yürütülen diri ve gerçekçi politikalar nedeniyledir.

**

Zaten hükümette ‘masaya oturalım’ niyetinde değil.

‘Kongreyi topla, silahları bırakma kararı al gel’ diyor.  

KCK’nin gönderdiği mesaj ise; ‘Gereğini yap, kongreyi toplamak sorun değil’ diyor.

Söylemler zıt.

Seçime 15 gün kala iki partinin de ortak masada toplanma riskini göze alacağını sanmıyorum. Böyle bir durumda oy geçişkenliği karşılıklı olmaz, bölgelerin hassasiyetine göre diğer partilere yönelir diye düşünüyorum.

 

Buna rağmen bu konu neden sıcak gündem oldu?

Uzun zamandır gerçekleşmeyen İmralı ziyaretine zemin hazırlamak için mi?

‘Onları şov yapacaklar diye göndermeyiz’ diyen Davutoğlu, bunun da önünü kapattı.

Bu yazdıklarım sadece toplumsal bir okuma, sonuç değil.

Durumu, seçim süreçlerinin stratejik atakları olarak ta değerlendirebiliriz.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.