Çözüm sürecinin filminden savaşın filmine geçiş yaptık.
Seyrettiriyorlar.
Bize sundukları tablo, Suriye tablosu
Süratle Türkiye’yi Suriyelileştirmeye çalışıyorlar.
Kimseyi dinlemiyorlar;
Hükümet ölümlere, ülkenin bütün coğrafyalarına giden cenazelere, oralardan yükselen ağıtlara rağmen kulaklarını tıkamış, tek başına Sarayın iktidarına kilitlenmiş durumdalar.
Kandil, HDP’nin, eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın ısrarlı çağrılarına rağmen savaşı daha da şiddetlendiriyor, sivil demokratik siyasetin işini zorlaştırıyorlar.
Çatışmaların kent merkezlerine kaydırılmış olması yeni bir durum.
Sivil halk bu yeni durumun bir parçası yapılmak istenirken, aynı zamanda hedefi haline de getirilmek isteniyor. Sivil, savunmasız halk bu anlamsız çatışmaların tam ortasında ne yapacağını şaşırmış durumda.
Sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor.
Kimin elinde silah varsa gücü o kullanıyor.
Bunun adı ne demokrasi
Ne de Devrimci halk savaşı
Resmen sokak savaşı
Ve biz/bizler,
Ne olacak sorusunun cevabını bulamıyoruz.
Durum kontrol dışı
Kısmen AKP’nin, hükümetin ve Kandil’in kontrolünün dışında seyrediyor.
Bu savaşın yöntemine bakıyoruz;
İlçeleri, kentleri, bölgeyi insansızlaştırma ve seçmensizleştirme kurgusu var.
Çünkü insanlar bulundukları yaşam alanlarını terk etmeye başladı.
Siyaset tartışılmıyor, silah tartışılıyor.
Halkın, sivil kuruluşların çatışmalı ortamın sona ermesi için tavrını göstermesi en doğal hak olarak kendini dayatıyor. Yönetenler, halkın sesine kulak vermek zorunda ve durumunda.
Savaşın, çatışmalı ortamın ortasında bırakılan halkın genelinin talebi, isteği, arzusu savaş değil, barıştır. Halk 7 Haziran seçimleri öncesinde kendisine sunulan ‘Demokratik sivil siyaset’ ten yana tavrını açıkça ortaya koydu.
HDP’ ye gösterilen ilgi, yüzde 13 ve 80 Milletvekili sunumu savaş için değil, barış içindi.
Sorunların parlamento zemininde sivil siyaset nezdinde çözümü içindi.
Bundan rahatsızlık duyanların hazım yollarına hitap etmediği için ‘olmadı, yeni baştan’ denildi.
Demokrasi, sivil siyaset, birilerinin tıkanan hazım yollarının açılması için heba edilemeyecek kadar önemli, değerli ve anlamlıdır. Halkın tercihi birilerinin hazım yollarının tıkanması yönünde ise, gelecekteki tehlike hissedildiği içindir.
7 Haziran’da halkın hissettiğini bugün silahların gölgesinde yaşıyoruz.
Halk her şeyi görüyor, biliyor, tahlil ediyor.
Dayatılan savaşla bu gerçeği değiştirmek mümkün mü?
Çok zor, boşuna uğraşmayın!
Kazanan demokrasi olacak, Barış olacak.