Yeni Şafak Gazetesi’nde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine yönelik atıflarda bulunularak, “Kandil Diyarbakır’a kayyım atamış” başlıklı operasyonel bir haber yayınlandı. İsimler zikredilmiş, suçlamalar yapılmış, operasyon için düğmeye basılmış.
Bahisler açılmış, borsa hareketli.
Daha önceki dönemlerde de kayyım ataması yapılmadan bu tür haberler yayınlandı.
Genel anlamda bir hazırlığın varlığını görüyoruz.
‘Kayyım atanacak’ fikri ve zikri yaygın bir şekilde dolaşıyor.
İlginç bir durum yaşıyoruz, garip bir ülke olduk, kayyım atamasını şu ya da bu şekilde normal karşılayan bir tarz oluştu.
Ne demek, ‘Kandil kayyım atadı’…
Bunu bir gazete gayet rahat bir şekilde yazıyor, ‘yasa dışı’ pas atıyor.
Varsa bir kayyım ataması, nereden gelirse gelsin karşı çıkacağız.
Her kes kafasına göre kayyım atayacaksa ne diye seçim yapıyoruz?
Ne diye sandığa gidiyoruz?
Neden demokrasi oyunu oynuyoruz?
‘Senin kayyımın, benim kayyımım’ oyunumu oynuyoruz?
Varsa böyle bir şey içişleri bakanı gerekli soruşturmayı yapar, adli merciler harekete geçer, gereği ne ise yapılır.
Aslında, kayyım meselesini tartışmaya bile gerek yok.
Öncelikle, 31 Mart 2024 seçimi öncesi belediyelerde görevli yönetimler hakkında soruşturma yapılması gerekiyor. Harcama, usulsüzlük, bankalardan yatırım karşılığı olmadan çekilen krediler, bırakılan borçlar, satılan arsa, arazi, gayrimenkuller, öncelikle bunların hesabı verilmeli, hatta sorulmalıdır.
Belediye bu konuda açıklama yaptı, doğal olarak yapılan suçlamalara karşı hukuki girişimleri olacak. Halkın ekseri çoğunluğunun oylarıyla mazbatasını almış başkanlara, onların oluşturduğu yöneticilerine yönelik suçlama niteliğindeki ifadeler, gazetecilik etiği ile örtüşmüyor. Kişilik hakları, masumiyet karineleri göz ardı edilmiş, devlet memuru pozisyonunda olanlar suçlanmış.
Gazetenin yaptığı haber, halkın iradesine el konulması için yapılan bir çağrı adeta. Kayyımların gelişine zemin hazırlama çalışması. Gayet normal, kayyımların talan işinden onlarda faydalanıyor. 8 yıllık kayyım döneminden sebeplenen ‘yandaş medya’ gruplarının var olduğunu biliyoruz. Ankara, İstanbul, diğer kentlerde rantları kesildi, gözleri buralarda. Kayyımlar atansın ki, kendileri de bu ranttan faydalansınlar.
En fazla ne olabilir?
Bir daha kayyım atanır.
Hırsızlık, arsızlık, yağma, talan devam eder.
Nereye kadar?
Her şeyin bir sonu var!
Hiçbir zulmün sonsuzluk gibi bir ömrü yoktur.