Salih Yeşil
TİGRİS HABER - Görevden alındığı dosyadan beraat etmesine rağmen Ergani Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın göreve dönme talebi ret edildi. Gerekçe olarak ‘Yeni soruşturma var’ denildi.
Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, bu gerekçeyi, “kayyım atamaya hukuki dayanak oluşturma” olarak yorumladı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı bir soruşturma nedeniyle 23 Mart 2020’de İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan ve yerine kayyum atanan Ergani Belediye Başkanı Ahmet Kaya, görevden alınmasına neden olarak gösterilen dosyadan beraat etti. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararına zamanında itiraz edilmediği için karar 6 Nisan 2021’de kesinleşti. Kararın kesinleşmesiyle Kaya, göreve iadesi için İçişleri Bakanlığına başvuruda bulundu. Bunun üzerine Diyarbakır Valiliği “suçtan zarar gördüğünü” ve kararın kendisine tebliğ edilmediği için karardan haberdar olmadığını ve kararın kesinleşme şerhinin kaldırılarak itiraz yolunun açılması için Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru üzerine mahkeme kararın kesinleşme şerhini kaldırdı.
Kararın kesinleşme şerhinin kaldırılmasıyla Valilik ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı beraat kararının bozulması istemiyle Diyarbakır Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesine başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi, Valiliğin suçtan zarar gören taraf olmadığını ve bundan dolayı itiraz hakkının bulunmadığı, savcılığın ise itiraz süresinde itirazda bulunmadığı için itiraz taleplerini Yargıtay’a itiraz yolu kapalı olmak üzere reddetti.
Beraat kararına Yargıtay yolu kapalı olmak üzere reddedilmesiyle kararın bir kez daha kesinleşmesiyle Kaya, göreve iade için başvuruda bulundu. Ancak, beraat kararının 4 gün sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Kaya hakkında gizlilik kararı aldığı yeni bir soruşturma başlattı. Kaya, göreve iadesi için başvuru yaptığı İçişleri Bakanlığı ise yeni soruşturma ve Yargıtay yolu kapalı olan dosyaya Yargıtay’a itirazda bulunulduğu gerekçesiyle Kaya'nın göreve iadesini reddetti.
‘Anayasa’ya aykırı bir uygulamadır’
Kararı yorumlayan Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal yetkisine dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameyle belediyelere kayyum atamanın yolunun açılması ve 2017’de başlanan kayyum uygulamalarının Anayasa’nın 127. Maddesine aykırı bir uygulama olduğunu söyledi. Kayyum atamaya gerekçe olarak gösterilen “silahlı örgüt suçlamalarının” keyfi ve öngörülmez bir suçlama olduğunu belirten, Özdemir, bu suçlamaya belediye başkanlarının, seçim çalışmaları, toplantı, siyasi parti çalışmalarının konu edindiğini vurguladı. Belediye başkanlarının siyasi ve toplumsal rolleri nedeniyle bu tür suçlamalara maruz kalmasının kendi içinde hukuksuz bir durum ortaya çıkardığını belirterek, “İçişleri Bakanlığı tarafından yersiz ve keyfi bu suçlamalar kendi içlerinde gerekçe gösterilerek kayyum uygulamalarında hukuki dayanak oluşturmaktadır.” ifadesini kullandı.
‘Göreve iade edilmesi gerekir’
Beraat eden Ergani Belediye Başkanı Kaya’nın durumuna işaret eden Özdemir, “Aslında bu beraat kararının kesinleşmesiyle 53/93 sayılı Belediyeler Kanunu 47’nci maddesine atfen görevden uzaklaştırılan belediye başkanı konumundaki Ahmet Kaya’nın hakkındaki yargılama faaliyetinin sonuçlanmasından kaynaklı beraat etmesi gözetildiğinde görevine iade edilmesi gerekir. Bu yasal zorunluluğun kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Emredici bir yasal zorunluluk karşısında Ahmet Kaya’nın görevine iade edilmesi gerekir. Ancak Diyarbakır Başsavcılığı tarafından bu kesinleşen beraat kararının kesinleşmesi ve Ahmet Kaya’nın bu yasal zorunluluk üzerinden görevine iade edilmemesi için yine aynı şekilde ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla bir soruşturma açılmış ve bu soruşturma faaliyeti kapsamında görevden uzaklaştırma tedbirinin devamı yönünde bir karar verilmiştir.” diye konuştu.
‘Kayyum atamaya hukuki dayanak amacı var’
Kaya’ya beraat kararının kesinleşmesinden 4 gün sonra yeni bir soruşturma açılmasının “kayyım politikasını sürdürme” olarak yorumlayan Özdemir, “Türkiye’de özellikle de bölgede herkesin ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla karşı karşıya kaldığı bir dönemden geçmekteyiz. Yasal tanım kendi içerisinde öngörülemez bir şekilde, unsurları itibariyle gerçekleşmeyen eylem ve faaliyetlerin bu suçlamayla kişilere yargı tehdidi olarak döndüğü bir dönemden geçmekteyiz. Bu suç tanımı kendi içerisinde keyfi ve yersiz bir suçlamayla insanların yargılanmasına, cezalandırılmasına konu edilmektedir. Bugün Ahmet Kaya’nın yaşadığı hukuksuzluk kendi içerisinde savcılığın keyfi bir suçlama üzerinden, suç istinadına bulunması ve bununda aslında İçişleri Bakanlığı’nın görevden uzaklaştırma tedbirine, kayyum atama işlemine hukuki dayanak oluşturması amacına dayandırılmıştır.” şeklinde konuştu.