“Bütün kayıpların davaları raflarda bekletiliyor”
Kaybedilen kişilerin fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Abdullah Zeytun, yaptıkları bütün etkinlik ve eylemlere rağmen, kayıplar noktasında hukuki bir işlemin yapılmadığını ve 'faili meçhul' bütün kayıpların davalarının raflarda bekletildiğini söyledi.
Sur'a dair alınan 'kamulaştırma' kararına da değinen Zeytun, karara şu sözlerle tepki gösterdi: "Bütün yapılanlar yetmezmiş gibi çıkartılan kararname ile kamulaştırmaya giden devlet, tarihi soykırıma da başvurdu."
Kerevin İrmez'in akıbeti soruldu
Bu haftaki eylemde ise 19 Ekim 1995'te evlerine yapılan baskın sonrasında gözaltına alınarak kaybedilen Kerevin İrmez'in akıbeti soruldu. İrmez'in zorla kaybedilmesine ilişkin eşi Emine İrmez'in Şırnak Barosu avukatlarına verdiği beyanları İHD Diyarbakır Şube Yönetici Emin Ermin okudu.
Eşinin anlatımlarına göre "Kerevan İrmez 1995 yılında ailesiyle birlikte Silopi'de yaşıyordu. 19 Ekim 1995 tarihinde gece 23.00-23.30 arasında Silopi ilçe merkezindeki evlerinin civarında birtakım ayak sesleri duydular. Bu kişilerden bazıları avluyu aşarak evin bahçesine girdiler ve kapıyı zorlamaya başladılar. İçlerinden biri 'açın kapıyı, yoksa hepinizi tararım' diye bağırdı. Evdekiler kapıyı açtıklarında ondan fazla askeri kamuflâj elbiseli, hücum yelekli, çoğu kar maskeli kişi eve girdi. Elbiselerini bile giymesine izin vermeden Kerevan İrmez'i alarak panzere bindirdiler. Eşi ve çocukları arkasından gitmek isteyince, içlerinden biri Kürtçe konuşarak 'sakin olun, ifadesini alıp göndereceğiz' dedi. Eve gelen diğer kişiler Türkçe konuşuyorlardı. Kerevan İrmez'in bindirildiği panzerin yanında bir zırhlı araç ve beyaz renkli bir otomobil vardı. O günden sonra Kerevan İrmez'den bir daha haber alınamadı. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kasrik Boğazı civarında başı kesik bir ceset bulunur. Bulunan cesedin üzerinde çok ağır işkence izlerine rastlanır. Ceset Kerevan İrmez'e ait olabileceği düşünülerek, aileye haber verilir. İrmez'in ailesi olay yerine gider ancak cesedin Kerevan İrmez'e ait olmadığı anlaşılır. Kerevan İrmez'den o tarihten itibaren bir daha haber alınamaz."
Okunan bu beyan sonrası İrmez'in akıbetini soran kayıp yakınları, kısa süreli sessiz oturma eyleminde bulunarak eylemlerini noktaladı.
Haber :Ali Abbas Yılmaz