Kavga ve güçlü nedenler!

NACİ SAPAN

Sohbetteyiz koyusundan, insandan yana, haktan hukuktan, adaletten, insani değerlerden söz ediyoruz dost meclisinde. Kavganın haklısından, haksızından söz ediliyor.

‘Bireyler, toplumlar neden kavga eder’ sorularıyla yoğrulan, çoklu cevaplar bekleyen bir zaman diliminde dostlardan birinin belirlemesine takılıyor kafam. Kavga için, kavgalar için tartışılması, konuşulması gereken belirleme üzerinde biraz daha konuşmak, açabildiğimiz kadar açmak gerektiğini düşünüyorum.

 

Kavga için güçlü nedenlerimiz olmalı.

Güçlü nedenlerimiz yok ise,

Sonuç felakettir,

Yalnızlıktır,

Terk edilmişliktir.

 

Yaşama ait, belki de çoğumuzun tanıklığının söz konusu olduğu kavga ve kavganın sonuçlarına tekabül eden durumların varlığını hesaba kattığımızda, kavgadaki ‘güçlü neden’ olgusunun ne kadar anlamlı olduğunu küçük bir irdeleme ile anlamak mümkün.

 

‘Güçlü nedenlerden yâda çok güçsüz nedenlerden dolayı gerçekleşen kavga biçimlerine göz atmakta yarar var’ gibi bir sonuç çıkıyor sohbetimizden.

En güçlü neden olarak görünse de aslında en güçsüz neden olan paradan kaynaklı kavgaların birey ve toplumlar nezdindeki geçerliliği elbette ki son derece manidar!

 

Bir ipucu daha çıkıyor ortaya;

Paraya tapanlarla asla kavgaya girmemek gibi nasihatla buluşan bir ipucu.

Bir taraf tapmıyorsa, tapanın lehine tek taraflı bir ‘sulh’ durumu mutlaka çıkıyor. Tırnak içindeki bu ‘sulh’ durumu elbette ki tapan tarafın yararına gibi sonuca hitap edebiliyor!

 

Kavgaya girmeyerek paraya tapana ‘sulh’ ortamı yaratan ve toplumun mevcut yapısı gereği ‘ahmak’ olarak nitelendirilenlerin durumunun açıklığa kavuşması gerektiği sohbet konusunun ana gündem maddesine oturursa, cevabımız ne olur diye düşünmek gerekiyor mu, gerekmiyor mu?

 

Ya bir gün o tek taraflı ‘sulh’u sunanlar, bu sunumdan vazgeçerse ne olur?

Kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlarla

Kaybedecek çok şeyi olanlar karşı karşıya gelir.

İşte o an, kavga için güçlü bir nedene ihtiyaç duyulmadığı andır.

 

Şimdi, ana temayı gözden kaçırmadan hep birlikte düşünelim;

Kavga için güçlü nedenlerimiz olmalı.

Güçlü nedenlerimiz yok ise,

Sonuç felakettir,

Yalnızlıktır,

Terk edilmişliktir.

 

Bu kelimelerin süzgecinden damıtabildiğimiz kadarı mı, yoksa damıtamadığımız kadarı mı ana tema olur?

Hep birlikte düşünelim isterseniz.

 

Sohbetin/sohbetlerin konuları çok, ama yerimiz dar.

Yoksa hırsızı, arsızı, yalakası, taklacısı, yalancısı, üçkâğıtçısı, faizcisi, tefecisi, haksız kazanç erbapları, siyaset cambazları ile malzeme son derece gani! Sonrada devam edebiliriz.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.