İnsanlar, kurumlar bazen iyi bir iş yapayım derken, bilerek ya da bilmeyerek kusurlar işler. Ya da ‘kaş yapayım derken göz çıkarır’ gibi durumlara kapı aralar.
Olur, böyle şeyler hayatın içinde.
Özellikle belediyelere kayyum atamaları yapıldıktan sonra Diyarbakır’ın yetiştirdiği önemli isimlerden, Milletvekilliği ve bakanlık yapan, Türkiye’nin yakından tanıdığı bir isim olan Abdülkadir Aksu’nun isminin bir caddeye neden verilmediği sorusu hep soruluyordu.
Neyse karşılık buldu, Kayapınar ilçesindeki SİPAN ismindeki bir caddenin ismi Abdülkadir Aksu olarak değiştirildi.
Ne var bunda, ne güzel değiştirip talebi yerine getirmişler diyebilirsiniz. Bu da normal, normal olmasına da, memlekette cadde, sokak sıkıntısı mı vardı, Kürtçe ismi değiştirip durumu tartışmalı hale getiriyorsunuz. Hiç mi aklınıza ‘bu yaptığımız tartışma konusu olur, gereksiz bir konunun içine girmeyelim, farklı bir durum deneyelim’ gibi bir fikir gelmiyor?
Ne diye durup dururken Abdülkadir Aksu’nun ismini bir başka ismi kaldırarak tartışma konusu yapıyorsunuz.
Yani. Hakikaten pes.
Diyarbakır her gün yeni bir caddeye, yeni bir yerleşim birimine uyanıyor. Caddeye hasretliğimiz mi var, mevcudu değiştiriyoruz.
Ayrıca, madem böyle bir iş yapıyorsunuz, Abdülkadir Aksu’nun ismini yeni yerleşim birimlerinden birine değil de eski yerleşim biriminde, yani Sur içinde bir bölgeye, bir caddeye vermiş olsaydınız daha uygun olurdu. Hazır oralarda cadde, bölge isimleri de yok olmuşken, Abdülkadir beyin de doğup büyüdüğü bölge olarak ismine yakışırdı, gereksiz bir tartışmanın içinde de olmazdı.
Kaşı da düzeltemediniz, gözü de çıkardınız, diğer yaptığınız işlerde olduğu gibi.
**