İlki 2013 yılında yine Diyarbakır’da gerçekleştirilen Karşılaştırmalı Edebiyat Programının ikincisi beş yıllık aradan sonra tekrar Diyarbakır’da yapılıyor. 11-21 Ekim 2018 tarihleri arasında on gün süreyle kentte daha TÜYAP Diyarbakır 6. Kitap fuarının ateşi sönmeden yeniden edebiyatın gür sesiyle harlanacak kent…
Edebiyat ve yazın atölyeleri, söyleşiler, paneller, imza günleri, ayrıca bir vefabilirlik örneği Mıgırdiç Margosyan’a Udi Yervant’ın katılımıyla yaşgünü gecesi.
İşin doğrusu, kentin 2015-17 arasındaki üç yılının edebiyat, kültür, sanat açısından çok zor günleri yaşamasının hemen akabinde son bir yıldır iyi şeyler de oluyor kentte.
Tümüyle öz kaynaklarla beslenerek yapılan işler var şehirde. Yayın Ağacı, Morpheus, Kafka kitabevlerinin açılması ve imza günleri, söyleşiler düzenlemeleri. Mordem Sanat, Amed Şehir Tiyatrosu, A4 sanat, Loading art gibi kültürü sanatı öne çıkaran bağımsız kurumsal yapıların kentte sahneye çıkması. Ve tabi TÜYAP Kitap Fuarının üç yıllık aradan sonra dördüncü yılında yeniden fuar yapması ve 2018 kitap fuarının çok büyük bir ilgi görmesi.
Her şeye rağmen kültüre, sanata, kitaba kentin “Evet” demesinin heyecanı takdire şayan bir varoluş felsefesi.
Karşılaştırmalı Edebiyat derken açıkçası dokuz, on yıl öncesini anımsadım. İlgili olanlar biliyor. 2006 yılının yaz başında İsveç’te doktorları “Ömrün bu kadarmış. Bir haftalık ömrün kaldı. Yakınlarınla vedalaş” demişlerdi. Bunun üzerine Mehmed Uzun cesur bir kararla riskleri göze alarak ülkeye, memlekete kesin dönüş yapmıştı. İnadına yaşamaya azmetmişti. İşte o ağır ağır iyileşme hâli gösteren günlerinde sıkça hastane odasında yaptığımız sohbetlerin birinde söz dönüp dolaşmış “Karşılaştırma Edebiyat” mevzuuna dayanmıştı.
“Keşke Diyarbakır’da bir Karşılaştırmalı Edebiyat programı yapsak. Programa Amin Maaulof’u davet edip ikinizi buluştursak. İkinizde ana dilinizde yazıyordunuz / yazıyorsunuz. Üstelik ülkenizin uzağında bu serüven başladı. Biriniz Kürt, diğeriniz Arap. Ve biriniz İsveç, diğeriniz Fransa’da edebiyatınızı yaptınız yapıyorsunuz. Maalouf Fransızca, sen ise Kürtçe, Türkçe, İsveççe yazıyorsun. Bunları şöyle güzelce Karşılaştırmalı Edebiyat’ın limanına sığınarak tartışsak” demiştim Uzun’a…
Mehmed Uzun ikiletmeden dönüp demişti ki; “Çok hoş olur. Yalnız bir şeyi göz ardı etmemek gerek. Maalouf önceleri anadilinde, Arapça yazıyordu. Sonra fark etti ki Arapça ile edebiyatta bir yere varamayacak. Anadilinden, Arapçadan vazgeçti. Batı dillerinden Fransızcada karar kıldı. Edebiyatını Fransızca yapmaya başlayınca popülerleşti ve dünya onu tanımaya başladı. Ben ise edebiyatımda hep ana dilimde, Kürtçede ısrar ettim. Asla Kürtçemden taviz vermedim. Hatta ilk başlarda romanlarım Kürtçede okunsun diye iki yıl sonra ancak Türkçeye çevrilmesinin uygun olacağı kararında ısrar ettim. Bu benim için önemli bir tercih. İkimizin arasındaki bu ince ama önemli ayrıntıyı göz ardı etmemek gerek.”
Uzun’la bu konuşmamızı sanırım şimdiye dek hiç yazmadım. Ama birkaç dost sohbetinde paylaştım. Şimdi kentin havası hazır Karşılaştırmalı Edebiyat gündemi ile yoğrulu iken anımsadım ve gündeme taşıyorum bu yazıyla. Belki ileride bu konu başlığı üzerinden bir şeyler yapılır.
Ve biraz daha ileriye giderek şunları da eklemeden edemiyorum.
Karşılaştırmalı Edebiyat Programını çok önemsediğim iki kurum gerçekleştiriyor. İkisi de benim için de, kent için de vazgeçilmez ağırlıkta kurumlar. Programlarını hazırlarken bekledim, düşünürler mi, diye. Düşünmemişler. İnsan bazen en yakınındakini unutur. Bu insanın doğasında vardır.
Oysa bu ülkenin şeceresinden daha 53’ünde en verimli çağında iken öte yakaya göçen Mehmed Uzun geçip gitti. Karşılaştırmalı Edebiyat Programının başladığı gün aynı zamanda Mehmed Uzun’un 11. Ölüm yıldönümüydü. Mehmed Uzun, Modern Kürt Edebiyatı’nın genç piri…
Ve bir diğeri 1993 yılında yine aynı gün 11 Ekim günü öte yakaya göçen Kürtçenin ünlü kalem erbaplarından Mamoste Osman Sebrî. Ve biri daha 50 yıl önce Hasretinden Prangalar Eskittim tek kitabını bizlere yadigâr bırakan Diyarbekirli Ahmed Arif
Keşke isimlerini andığım şahsiyetleri Karşılaştırmalı Edebiyatın dünyası içinde anan bir etkinlik düşünülseydi. Bunun düşünülmemiş olması elbette programın gücünü zedelemez. Sadece bencileyin kimilerini duygusallaştırır o kadar. Mehmed Uzun’a, Osman Sebrî’ye, Ahmed Arif’e vefa önemli. Hele anadilinde, Kürtçede edebiyat yapanlar açısından çok daha önemli. Ve tabi adları anılan edebiyatçıların kadim topraklarında ölüm yıldönümlerinde karşılaştırmalı edebiyat programı yapmak açısından çok daha önemli…
Not: Karşılaştırmalı Edebiyat Programı içerisinde;
*Panel: Zaman, Mekân, Margosyan.
Moderatör: Şeyhmus Diken
Konuşmacılar: Gürsel Korat, Şeyhmus Közgün, Mehmet Çakmak
Yer, Gün ve Saat: Diyarbakır Mimarlar Odası, 13 Ekim cumartesi, 17.00-18.30
*Margosyan İçin Söylüyoruz (Mıgırdiç Margosyan için yaşgünü gecesi)
Yer, Gün ve Saat: Suriçi Kastal Kafe, 13 Ekim Cumartesi, 19.00-21.00
Mıgırdiç Margosyan, Udi Yervant, Şeyhmus Diken, Birsen İnal, Adnan Gerger
İmza günleri
*Gürsel Korat & Şeyhmus Diken
13 Ekim cumartesi saat: 14.00-16.00
Yayın Ağacı Kitabevi
*Mıgırdiç Margosyan & Adnan Gerger
14 Ekim Pazar saat: 14.00-16.00
Yayın Ağacı Kitabevi