Günleri, zamanları, bayramları, tatilleri de birbirine karıştırdık gitti. Mesela; bugün kapanma başladı.
Bugün bayram, dün arife günü gibiydi.
Yani, bugün bayramın birinci günü gibi.
Elimizde olmayan nedenlerden böyle oluyor.
Biz de zapt edemediğimiz duygularımız aracılığıyla fanteziler oluşturuyoruz hayal dünyamızda.
Diyorlar ya; ‘Deliye her gün bayram’.
Bayram olsa ne olur?
Bayramı bayram gibi kutlamadıktan sonra, yarın olsa ne olur,
13 Mayıs’ta olsa ne olur.
Bugünde kapalı, o gün de kapalı.
*
Bu ekonomik sıkıntıda bayramın anlam ve önemi üzerine uzun söylemler sıralayacak halimiz yok. Zaten anlam ve önemi konusunun tartışmaya açık bir tarafı da yok, çünkü bütün yollar ekonomide tıkanıyor.
Paran yoksa bayram senin neyine?
Paran varsa zaten her yer, her an bayram yeri.
**
Yine kaldık biz bize, halk işi, sırt sırta omuz omuza.
İyi, kötü, sağlıklı, sağlıksız, her nasıl bir hayat çizgisi var ise önümüzde, o çizgiyi kendi çapımızda düz tutup düzlüğe çıkıncaya kadar adım adım ilerlemek gerekiyor galiba, hatta hep birlikte, toplum olarak.
*
Dolarlar kayıp,
Altınlar kayıp,
Aşılar kayıp.
Ülkede her şey kayıp, en azından birbirimizi kaybetmeyelim, kendimizi kaybetmeyelim, ülkeyi kaybetmeyelim.
Kapandık gidiyoruz;
Bahtımızın rüzgârı mı?
İktidarın rüzgârı mı?
Doğrusu iktidarın rüzgârından uzak durmakta yarar var.
Özellikle son dönemlerde estirdikleri rüzgâr hem onlar için hem de ülke için, vatandaşlar için çok sert esiyor.
Bakalım bu rüzgâr şimdiye kadar savurduklarının dışında kimi, neyi, kimleri savuracak.
Sahi atlarda vardı, değil mi?
Ne oldu?
Hala kaybolmamış bazı değerlerimiz var, onlarda kaybolmadan iktidarın kaybolması herkesin faydasına olacak!