Kalkınma Yolu: Yeni Bir Ticaret Koridoru mu, Stratejik Hamle mi?

Oktay GÜVENER

Dünya ticaret dengeleri her geçen gün yeniden şekilleniyor. Küresel aktörler, tedarik zincirlerinde daha hızlı, güvenli ve ekonomik yollar bulmak için büyük projelere imza atmaya çalışıyor.

İşte bu noktada, son dönemde en çok konuşulan projelerden biri Kalkınma Yolu Projesi. Türkiye ve Irak’ın öncülüğünde hayata geçirilmeye çalışılan bu proje, Orta Doğu’yu Avrupa’ya bağlayan kritik bir lojistik koridor olma hedefinde. Ancak bu dev projenin sadece bir ticaret hattı mı yoksa büyük bir jeopolitik hamle mi olduğu sorusu da akıllarda.

Kalkınma Yolu Projesi, Irak’ın Basra Körfezi’nden başlayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanacak büyük bir ulaşım ve lojistik koridorunu kapsıyor. Bu projenin temel amacı, Orta Doğu ve Avrupa arasındaki ticaret süresini 12-15 gün kısaltmak ve taşımacılık maliyetlerini düşürmek. Irak’ın Büyük Fav Limanı’ndan başlayarak Türkiye sınırına kadar uzanan 1.200 kilometrelik demiryolu ve otoyol inşası, projenin ana bileşenlerinden biri. Türkiye tarafında ise 727 kilometrelik yeni demiryolu hattı ve 331 kilometrelik otoyolun projeye entegre edilmesi planlanıyor.

Kalkınma Yolu, uzun soluklu bir takvimi olan beş ayaklı bir proje. Projenin en önemli ayaklarından biri Basra'da inşa edilen Büyük Fav Limanıdır. Limanın yüzde 90’ı tamamlandı. İlk geminin 2025 sonunda limana yanaşması bekleniyor. 54 kilometrekarelik bir mesafeye sahip olan Büyük Fav Limanı, Orta Doğu’nun en büyük limanı olacak. Liman 14 kilometreyi aşan dalgakıran boyutuyla Guinness Rekorlar Kitabına girdi. Bu bile projeye ilişkin tahayyülü gösterir nitelikte. Öte yandan, Türkiye sınırına kadar demiryolu hattının fizibilitesi tamamlandı. Projenin otoyolu da Irak içindeki on vilayetten geçecek. Türkiye Kapıkule’ye uzanacak yeni yollar planlıyor. Mersin ve İskenderun limanları da kullanılacak.

Yatırım bedelinin 20 milyar dolar olması beklenen bu projenin tamamlanmasıyla, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimine alternatif bir ticaret rotası oluşmuş olacak. Proje, Körfez ülkelerinden Avrupa’ya ulaşımı hızlandıracak ve bölgesel ekonomik entegrasyonu destekleyecek.

Bu proje, Irak için ekonomik toparlanma ve yeniden inşa sürecinin önemli bir parçası. Uzun yıllar süren savaşlar, iç karışıklıklar ve istikrarsızlık nedeniyle Irak, ekonomik olarak büyük kayıplar yaşadı. Ancak bu proje, ülkeye büyük yatırım çekme potansiyeline sahip. Aynı zamanda, Irak’ın küresel lojistik ağda önemli bir merkez olmasını sağlayabilir.

Türkiye içinse projenin stratejik getirileri büyük. Hem bölgesel ticaretteki etkinliğini artıracak hem de Orta Doğu ile Avrupa arasında köprü rolünü pekiştirecek. Proje tamamlandığında Türkiye, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne rakip olacak yeni bir lojistik ağına sahip olabilir.

ABD, Çin ve Rusya gibi küresel güçlerin de Kalkınma Yolu Projesi’ni uzaktan ama dikkatli takip ettiğini söylemek yanlış olmaz. Hatta Çin’in sadece Kalkınma Yolu Projesi’ni takip etmek için devlet düzeyinde özel bir birim oluşturduğu konuşuluyor.

Dünya genelinde ise bu proje, ticaret yollarının çeşitlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Süveyş Kanalı’na ve İran üzerinden geçen rotalara alternatif bir güzergâh sunması nedeniyle, Batılı ülkeler tarafından da dikkatle izleniyor.

Bu noktada sorulması gereken en önemli soru şu: Kalkınma Yolu Projesi sadece bir ticaret hamlesi mi, yoksa aynı zamanda bir jeopolitik oyun mu?

ABD, Çin ve Avrupa Birliği, küresel ticaret yollarında etkin olmak için kıyasıya bir rekabet içerisinde. Çin, Kuşak ve Yol Girişimi ile dünya ticaretinde belirleyici bir aktör olma yolunda ilerlerken, ABD ve Avrupa Birliği ise alternatif yolları destekleyerek Çin’in etkinliğini azaltmaya çalışıyor. Türkiye ve Irak’ın önderliğinde geliştirilen Kalkınma Yolu, bu mücadelede önemli bir kart olabilir.

Ayrıca, bölgesel güç dengeleri açısından da projenin sonuçları olacak. Körfez ülkelerinin projeye olan ilgisi, İran’ın bölgedeki etkinliğini dengelemek için bir girişim olarak değerlendirilebilir. Öte yandan, Türkiye’nin Irak ile geliştirdiği iş birliği, uzun vadede iki ülke arasında ekonomik ve siyasi bağları daha da güçlendirebilir.

Gelecekte Bizi Ne Bekliyor?

Projeyle ilgili olumlu gelişmeler olsa da, önünde bazı engeller var. Irak’taki güvenlik sorunları, finansman ve proje yönetimi konularında yaşanabilecek olası sıkıntılar, süreci yavaşlatabilir. Ayrıca, küresel güçlerin projeye yönelik tutumu da sürecin nasıl şekilleneceğini belirleyecek.

Ancak net olan bir şey var: Kalkınma Yolu Projesi, sadece Türkiye ve Irak için değil, tüm dünya ticaretinde taşları yerinden oynatabilecek büyük bir girişim. Eğer başarılı olursa, bu proje sadece yeni bir ticaret yolu değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel güç dengelerinde yeni bir denge unsuru olabilir.

Önümüzdeki yıllar, Kalkınma Yolu’nun sadece bir harita üzerindeki çizgi mi yoksa gerçekten dünya ticaretini dönüştüren bir yol mu olacağını gösterecek.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.