Gündem o kadar hızlı, pratik, akıcı ki, hangisini yazsak diye düşünmeye. Düşününce de karıştırmaya başladık. O nedenle bazen durup akıl süzgecinden geçirmek gerekiyor gündemi.
Gerçek gündem mi, sanal gündem mi?
Diye kafa yormak gerekiyor.
İşimiz zor velhasıl!
Maklubeyi tartışıyor zevat. Bizim onlara dahil olmak ya da tartışmak gibi bir durumumuz zaten Yok. Uymayacağız onlara, kendilerini Sancacak, yok olacaklar.
Çocuklarını PJAK’a kaptırdıklarını iddia eden İran’dan gelen Kürt anneler meselesini mi yazsam dedim. HDP il Başkanlığının önüne gelmişler, çocuklarını istemişler, sonra dönmüşler. İran’da muhatap bulamamışlar, Vatan Partisi sponsorluğunda Diyarbakır’a gelmişler.
Sen neymişsin be HDP.
Bazen tezgahın faydası da oluyormuş. Böyle bir tezgah olmasa HDP’nin bu kadar geniş ölçekte bilinirliği olur muydu?
Olmazdı.
**
AKP’de kan kaybı!
Terk eden edene!
Gemi henüz batmadı, ancak..
Giden gidene.
‘Yanıldık, Allah affetsin’ diyorlar, gidiyorlar.
Sizi gidi köftehorlar!
Köfte bitti, değil mi?
Valla Reis sizler için ne dese azdır, ayrıca haklıdır.
Madem kutsal davaydı, baş koymuştunuz, sonuna kadar devam etsenize, niye terkediyorsunuz sizi var eden, iş, imkan sağlayan adamı.
**
‘Ölmez sağ kalırsak eğer, fena hesaplaşacağız’ dediğini duyar gibiyim Reisin.
Sizin için canım, bizimle ne işi olur Reisin.
Başta demiştim, ‘gündem akıcı, hızlı, kafa karıştırıcı’ diye.
Gördüğünüz gibi, ortaya karışık gündemlerden kafa karıştırıcı bir yazı çıktı.
5-10 saat ne diye düşüneyim ki!
Yürü hazırın üstüne, yürü hayının, talancının, hırsızın, ahlaksızın üstüne ki, çıksın ortaya böyle yazılar.
Düşünmeden yazdım, çok rahatladım.
İçimden geçirdiklerimi de siz tahmin edin artık!