Sevgili okuyucularım merhaba.
25 Kasım Birleşmiş Milletler Dünya Kadına Karşı Şiddetle Mücadele günü nedeniyle birçok basın toplantıları düzenlendi.
Kadına şiddete dur demek için konuşmalar, paneller, platformlar hazırlanıp sunuldu.
Gündem hep belliydi.
" Kadına şiddet ve kadın ölümleri"
Her yıl olduğu gibi bu yıl da rutin olarak yapılması gereken ne varsa yapılmaya çalışıldı.
Ama kadınlar ne yaparsa yapsın hala bir arpa boyu ilerlenilemedi
Karamsar konuşmak hele karamsar ümitsiz yazmak asla istemiyorum.
Fakat gerçekleri analiz etmek nerde hata yapıyoruz demek bu yazımda gerekiyor diye düşünüyorum.
Sahi nerde hata yapıyoruz.
Neden?
Niçin?
Nerde?
Hatalar yaptık.
İsterseniz bir kadın olarak bizlerde kendimizi sorgulayalım.
Şu an Kadına şiddet durmuş mu ?
Hayır....
Hala kadınlarımız sokak ortalarında öldürülüyorlar mı ?
Evet...
Kimler tarafından öldürülüyor?
En yakınları olan Babasından, Kardeşinden Kocasından.
Neden öldürülüyor ?
Sözleri dinlenilmediği için.
Namus kelimesinin içini dolduramadıkları için.
Kadınlar ölüyor ve kadınlar öldürülüyor.
Yirminci yüzyılda bile hala kadınlar zorla evlendiriliyor.
Hala çocuk yaşta evlilikler yapılıyor.
Hala aile içindeki ensest durumlarda kadınlarımız suskun dilsiz bir beden olarak kalıyor.
Hala kadınlarımız en ağır şartlarda çalışıp didişse bile kazandığı parayı götürüp kocasının eline veriyor.
Hala kadınlarımız gecenin bir vaktinde öldürülüyorsa o saatte neden bir kadın sokağa çıkıyor diye vurgulamalar yapılıyor.
Neden o saatte çıkıyor?
Aslında;
Bu kadın isterse istediği zaman sokağa çıkabilir,
çıksa bile öldürülmeyi hak etmiyor.
Diye söylemler hala duyulmuyor.
Hala kadının tüm davranışlarının yanlışlığı sorgulanıp, bunun üzerinden kadına en eğir cezalar verilmeye çalışılıyor.
Maalesef ;
En kendini gelişmiştirmiş erkek zihniyeti bile, kadın o saatte dışarı da olamaz.
Diye düşünüp sesli olarak bunu dile getirebiliyor.
Kırsal kesimde yaşayan kadınların erkeklerin söylemlerini sizler düşünün artık !
İnsanlık abidesi olarak erkek bedenler, erkek zihniyetler, erkek düşünceler yer alıyor.
Halbuki o erkekleri doğuran emziren büyüten bir kadın değil mi ?
Bir ana değil mi ?
Bir can bir beden değil mi ?
Evet bir can bir beden.
Bir rahim.
Hepsi kadın.
Hepsi bizim kadınlarımız , canlarımız, analarımız...
Ölen, öldürülen kadınları gördükçe, artık bu erkekleri büyüten kadınların en kısa zamanda değişmesi gerektiğine kanaat getiriyoruz.
Kadın değişmeli.
Kadınlar değişmeli.
Analar rahminde büyüttükleri erkek evlatlarını büyütürken erkek kız çocuğu ayrımı yapmadan besleyip koruyup büyütmeli.
Erkek çocuğuna her şey mübah deyip, kız çocuğunu büyütürken her şeyi kısıtlamamalı.
Erkek evladını göklere çıkarıp, kız evladını ezdirmemeli.
Yüzyıllardır kadına şiddet var ;
Hem de bu ülkede, bu topraklar da, bu coğrafya da tek değil.
Tüm dünyada...
Ama artık insanlar gelişti.
Dünya değişti.
Hak hukuk kelimesi erkek kadın olarak değil insan olarak var oldu.
Gelişmiş toplumlarda kadınlara yönelik şiddet ölümler azaldı.
Yaptırımı yüksek cezalar hukuk sistemlerine girdi.
Az gelişmiş veya gelişmemiş toplumlarda hala kadınlara şiddet ve cinayetler var ise hukuk sisteminin kadınlara yönelik yaptırımlı ağır cezaların olmayışındandır.
Bizim yaşadığımız ülke törelerin ve geleneklerin hüküm sürdüğü bir ülkedir.
Ahlak kurallarını insanlar burada bırakır.
Ve şehirden şehre bölgeden bölgeye bu kurallar zayıflar veya güçlenir.
Yaptırımlar azalır ya da çoğalır.
İşin özü; Benimsenmediğinde erkek zihniyeti güç kullanarak kadına şiddet uygular.
Artık kadınlar uyanmalı.
Kadının kadına fitne, fesat, zulmü kalmamalı.
Kadınlar birbirini tutup kollayıp birbirlerine destek vermeli.
Bir ana kızı için namusumuzu kirletti dememeli.
Bir kaynana gelinini kötülememeli.
Oğlum bu kız, bu gelin ölmeli dememeli.
Kocalar eşlerini öldürdüklerinde, mahkemeye çıkıp,
Hakim bey eşim namusumu kirletti .. Dediğinde iyi hal cezasından yararlanmamalı.
Ölüm var ise işin ucunda yaptırımlı ağır cezalar olmalı.
Evet bu ülke de artık kadınlar doğdukları günden beri erkek çocuklarını eğitmeli.
Artık kadın kadını eğitmeli.
Erkek çocuğuna her şey mübah saymamalı.
Erkeğin kadına davranışı elinin kiri olarak nitelenmemeli
"Erkektir yapar " cümlesi artık kullanılmamalı.
" Erkek kadına şiddet, taciz, aile içi ensest yapamaz"
Denmeli ..
Haydi kadınlar yıllardan beri bu şiddete dur diyemediniz..
Biliyorsunuz !
Ama artık kadına saygılı olan nesiller yetiştirmeye çalışınız.
Evladınız sizin kişiliğinizi yansıtıyor.
Gücü erkeğe kadınları dövmek ile kuramazsınız.
Gücü kızlarımızı okutup eğitip toplumda bir iş sahibi bir statü sahibi olmak ile kurarsınız.
Haydi kadınlar el ele verelim.
Dünya bizlerle daha da güzelleşip güçlenecektir.
Sevgilerimle