Gündemlerin yoğunluğu ve karmaşıklığı içinde nefes almaya çalışıyoruz. Gündemlerden birini anlamadan, kavramadan bir diğer peşinden geliyor. Dolayısıyla beynimiz fıldır fıldır sağa sola dönüp duruyor ve konuya hâkim olmadan anlamaya çalıştığımız konu eskimiş, küme düşmüş. Buna beyin mi dayanır. O yüzden bazılarımız beynim yandı diyor. Bazen de suni olarak çıkartılan büyük gündemler örtü gibi her şeyin üzerini kapatsa da; iş dönüp dolaşıp mutfağa geliyor. Hiçbir gündem uzun bir zaman onun üstünü gölgelemeye yetmiyor.
Bunun yanında kadın cinayetleri haberleri de neredeyse vaz geçilmezi. Her gün nedeyse bir tarafta kadınlar eski kocaları ya da sevdiği insanlar tarafından öldürülmesi gündelik olaylardan oluyor. Eski kocaları ya da sevgilileri tarafından çoğu zaman konuşacağız diye bir araya geliyorlar. Bu buluşmalar da genellikle kadın için ölümle buluşmaya dönüşüyor. Kadın cinayetleri yanında çocuk istismarları da onunla atbaşı gidiyor. İnsan bazen düşünüyor. Bu toplum ne ara böyle oldu diye?
Kadın cinayetleri ve çocuk istismarları adeta toplumun kanayan yarası oldu. Geçmişte kadının toplumdaki değeri ve yeri konusu anlatılırken yere göğe sığdırılamayan kadın nasıl çok rahat öldürülebilir oldu?
Veya toplumun bütün kesimlerin ortaklaştığı, çocukların korunması söz konusu olduğunda, istismara yönelik bütün kapıların kapatılması gerekirken niye bu kadar istismarcı ortaya çıkmaya başladı ve çoğu cezasız kalıyor. Neden bu istismarcı anlayışların önü alınamıyor. Çocuklara istismarlar toplumun kanayan yarası durumuna dönüştü.
Neredeyse her haberleri açtığımızda karşımıza çıkan kadın cinayeti ya da çocuk istismarları birçok insanın ruh sağlığını da bozmaya başladı. Bu olaylar sadece istismara uğrayan çocukların değil toplumun da geleceğini karartıyor. Kadınlara sıkılan her kurşunun toplumun geleceğini de yaralıyor. Yaralı kuşaklar yetiştiriyor.
Toplum belki çok sorununda ortaklaşamıyor. Herkes farklı pencerelerden olaylara bakıyor ama iş çocuklar olduğu zaman bunu kimin yaptığına bakmaksızın neden ortak tepki geliştirilememesi bir sorundur.
Şiddet toplumu sarmaya başladığı zaman değerlerden çok şeyi alıp götürüyor. Bu dalganın hayvanlara da nasıl yöneldiğini görmek gerekiyor. Barınaklarda o hayvanların nasıl öldürüldüğünü seyretmeye ve ölümden kurtulan o kedinin gözlerindeki korkuyu görmek birçok insanın uykularını kaçırdı. Bu kadar şiddet niye demekten kendini alamıyor.