Fransızca"sı 'culture' Kürtçe'si "çande " olarak yazılan ve Türkçe"ye de ' 'kültür' olarak uyarlanan bu sözcük , kapsadığı alan çok geniş olduğu halde, bu alan siyasi ve ideolojik olarak birtakım düşünüş biçimleriyle daraltılmaktadır.
Bu saptamamı açıklayabilmem için öncelikle kültürün kabul gören tanımını iyi analiz etmek gerekir.
Kültür nedir?
Kültür; bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının tamamını kapsayan, tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içerisinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler bütünüdür...
Bugün Türkçede "ekin" olarak kullandıkları sözcüğün yerine, Osmanlılar döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında Arapça"dan alınan "hars" sözcüğü kullanılmaktaydı, bu tanımlamadan yola çıktığımız takdirde; kültürün belli bir zaman dilimi içeresinde oluşmadığı, tüm zamanları kapsadığı, insanlık yararına olan yaşayış ve düşünüş biçimlerinin evrenselleştiği, toplumların benimsendiği görülmektedir.
Bu genel doğruları ve tanımlamaları Mezopotamya özeli için düşünürsek, arkeolojik buluntular ve araştırmalarla l2.000 yıla tarihlenen bir yaşantı ve kültür birikimini; sadece cumhuriyet dönemini veya sadece İslamiyet dönemini baz alarak anlatırsak, kültüre ve daha da önemlisi insanlığa ihanet etmiş oluruz.
Çünkü avcılık ve toplayıcılıktan, toprağa bağlı yerleşik yaşama geçişin, yabani hayvan ve yaban buğdayının bu topraklarda ehlileştirildiğini hem de l2.000 yıl önce bunların yapıldığını öğrenmekteyiz.
Kültür; sadece günümüzde 'gastronomi' diye adlandırılan yemek ve müzik değildir, bunlar kültürün bölümleridir, elbette olmalı ve geliştirilmelidir.
Bu topraklarda sadece Türkçe türküler söylenmemiştir, Kürtçe, Ermenice, Türkçe, Azerice ,Süryanice türküler söylenmiş, ağıtlar yakılmıştır . Yine bu topraklarda çeşitli dillerde eserler yazılmış, çok çeşitli buluşlar gerçekleştirilmiş, hemen-hemen her türlü düşünüş biçimlerinde topluma yön veren bilim adamları yetişmiştir .
Aşı, mikrop, bakteri, virüs üretmek de kültürün bir türüdür, bitki ve hayvan türlerinin geliştirilmesine dahi kültür denmektedir. Örneğin yabanda kendiliğinden yetişen değil de insan çabasıyla yetiştirilen mantara "kültür mantarı" denmektedir .
Nasıl ki ; islamiyet öncesi yapılan surlara, On Gözlü Köprü ve diğer yapılara sahip çıkıyor ve koruyorsak, bu her alanda, her dilde, her dinde her çağda üretilen eserlere sahip çıkmalı korumalıyız .
Kendi inanış biçimi ve dünya görüşümüze göre ayıklama yaparsak kültüre dolayısıyla insanlığa zarar vermiş oluruz, İnsanlığa yararlı her olumlu gelişmenin gelecek kuşaklara aktarılması çaba uğraşına herkesi davet etmekteyim!
Yılmaz Köprücü