İlk aşamada bir üroloji tabletinin üretimi fason olarak yapılacak, ikinci bir ilacın daha Türkiye’de üretilmesi de masada.
Dünyanın en büyük 20 ilaç firması arasında yer alan Japonya merkezli Astellas, ilaçta yerlileşme kervanına katıldı.
Türkiye’deki 10’uncu yıllarını kutladıkları basın buluşmasında konuşan Astellas Türkiye Genel Müdürü Mark Dekker, Türkiye’de halen satışta olan 8 ilaçlarından birinin üretimi için Santa Farma ile el sıkıştıklarını açıkladı. Dekker, “Gebze’deki fabrikalarında üretime başlamak için ciddi bir teknoloji yatırımı yapacağız. 3 milyon dolarlık bir yatırım bu. İkinci bir ilacın daha burada üretilmesi de gündemimizde. Kısa süre içinde ürünlerin yüzde 25’ini burada üretiyor olacağız” dedi. Dekker, Türkiye’de bugüne kadar klinik çalışmalar için de 4 milyon euro yatırım yaptıklarını açıklayarak, “Bu, Türkiye’de kalmaya devam edeceğimizi göstermek açısından önemli. Son iki yılda yüzde 60 büyüdük” ifadesini kullandı.
Peki Türkiye’de ilaç sektörü fiyat düzenlemesinden bunca şikayetçiyken, yatırımların devam ediyor olması nasıl yorumlanmalı? Mark Dekker, bu konudaki bir soruyu Türkiye ilaç pazarının büyüklüğünün altını çizerek yanıtladı: “Türkiye’deki fiyatlandırma yapısı bizim için zorlayıcı. Ama tabii bunun Türkiye’de doğurduğu bir takım pozitif sonuçları reddetmemek lazım. Çünkü bu uygulama sayesinde ilaçlara erişim Türkiye’de oldukça yüksek. Ama bizim için kaygı verici bir faktör; inovatif ürünlerin Türkiye’ye girmesi yönünde bu fiyat seviyesi uzun vadede risk teşkil edecektir.”
İlaçlar uzun tartışmalar sonrası
Türkiye’ye geliyor Dekker, bu noktada kanser ürünlerinin fiyat baskısı nedeniyle piyasada zor bulunması ile ilgili soruyu ise, “Biz de kendi onkoloji ürünlerimizi Türkiye’ye getirirken hem kendi içimizde hem de devletle uzun uzun tartışmalar yaşadık, bu süreç sonrası ürünleri makul bir fiyat üzerinde anlaşıp da getirdik. Bütün görüşmelerde diyoruz ki, bu işin bir maliyet boyutu olabilir ama bir de her hasta ve ürünlerin kattığı değer boyutu var” sözleriyle yanıtladı. Dekker, Türkiye’de ruhsatlandırma sürecinin uzaması ile ilgili olarak ise sadece bu nedenle birçok ürünün ülkemize Avrupa’dan 4-5 yıl geç geldiğini söyledi.
'İsmimiz Japon'a benzemiyor ama Japonuz'
Toplantıya katılan Astellas EMEA Bölgesi Başkanı Yukio Matsui, Astellas’ın, 2005 yılında, iki Japon şirketi olan Fujisawa ve Yamanouchi’nin birleşmesiyle kurulmuş bir şirket olduğunu söyledi. Matsui, şöyle devam etti: “İsmimiz Japona benzemiyor ama Japonuz. Aslında Astellas Yunanca bir kelime ve “yükselen, parlayan yıldız” anlamına geliyor. Ayrıca “As” kısmı Japoncada, “gelecek” “tellas” kısmı da “parlayan” anlamına geliyor. Biz, özellikle Ar-Ge’ye odaklı bir şirketiz.” Toplantıya Japonya Başkonsolosu Norio Ehara da katıldı. (Dünya)