İktidar kazandı, muhalefet kaybetti, döviz yükseliyor, bakanlar kurulu oluşuyor, parlamentoda hareketlilik var, Cumhuriyet Halk Partisinin içi kazan gibi kaynıyor, altılı masa dağılmış vaziyette, sağ muhafazakârlar CHP’den ayrılıp mevzilenmeye çalışıyor.
Bunların tamamı Türkiye’nin gündemi, ancak üzerinde duran, çok fazla tartışan, konuşan yok.
Sadece Selahattin Demirtaş konuşuluyor.
Diğer konular, hayatın normal akışı içinde kendi mecrasında küçük bir gündemmiş gibi havada asılı duruyor. Asıl gündem, manşet tahtasında sürekli yazılı duran Demirtaş’ın mesajı oldu.
‘Aktif siyaseti bırakıyorum’ mesajının ötesinde HDP-YSP’nin seçim politikaları konusunda yaptığı açıklamaların Türkiye genelinde gündem olması, tartışılması, haklılığına vurgular yapılması Selahattin Demirtaş’ın siyaset dünyasında önemli bir figür olduğuna işaret ediyor.
Türkiye’de iyi siyasetçiye duyulan ihtiyacın karşılığı olduğu için Demirtaş’a ilgi var, güven var.
Sadece Kürt seçmene hitap etmiyor Selahattin Demirtaş, bir bütün olarak Türkiye siyaset dünyasına katkı sunduğu için ilgi odağı konumunu cezaevinde olmasına rağmen koruyor.
Türkiye’nin ciddi siyasete, siyasetçiye ihtiyacı var.
Bunu 14 ve 28 Mayıs seçim süreçleri ve sonuçlarından sonra çok net gördük.
Seçim sürecinde de tanık olduk. Dışarıdaki siyasetçilere rağmen, altılı masadaki 6 liderin de çok ilerisinde öngörülerle gündemi belirleyen siyasetçi oldu Selahattin Demirtaş. Türkiye genelinde seçmen algısında lider algısını 7 yıllık tutukluluk haline rağmen hep diri tuttu, moral verdi, muhalefetin tek başına da olsa yapılabileceğinin örneği oldu.
Şimdi ne olacak?
Altılı masa zaten dağıldı.
Şaşırdık mı?
Asla.
Gideceklerini, seçildikleri sol oylara sadık kalmayacaklarını biliyor ve söylüyorduk.
Siyaset böyle işte; kazanma sanatı diyorlar.
Hırsızlık sanatına dönüştürülüp dönüştürülmediği meselesini tartışmak, konuşmak lazım, ancak atları alıp çoktan karşıya geçtiler bile.
Eğer siyaset kurumlarının ara koridorları hırsızlık güzergâhı haline getirilmiş ise, bunu gözden kaçırmayacaksınız, hırsızları kollayıp çaldırmayacaksınız.
‘HERKES HAKKINI ALACAK’ sloganınız varsa;
Hitap ettiğiniz kesimin oyunu ve iradesini, aynı zamanda hakkını başkalarına teslim etmeyeceksiniz.
Bu cümleleri çok açık bir dille Cumhuriyet Halk Partisinin istifa eden yönetimine söylüyorum.
Sonuç olarak; Türkiye siyaset sahnesinde şu anda iki lider var.
Recep Tayyip Erdoğan
Selahattin Demirtaş
Ben Sayın Erdoğan’ın yerinde olsam Selahattin Demirtaş’ın serbest kalması için süreç başlatırdım.
İyi siyasetçiler eşit koşullarda rekabet etmelidir diye düşündüğümden bu sonucu söylüyorum.
Aynı zamanda ülkenin yararına olacağı için.