Hükümet kurma çalışmaları, koalisyon falan-filan derken Diyarbakır’daki olaylar, ölümler, senaryolar, daha doğrusu her tarafı ile ‘Tam tezgâh’ diyebileceğimiz olayı biraz kenarda bıraktı gibi.
Partiler, liderler, milletvekilleri hükümet derdine düştükleri için Diyarbakır’daki tezgâhı pek akıllarına getiremiyorlar, ancak biz hatırlatma işini hiç aksatmayacağız. Sıradan bir adli vaka gibi üstü kapanmamalı.
Haksız ölümlerin müsebbipleri mutlaka açığa çıkarılmalı, örgüt, şahıs, grup her neyse kamuoyuna ifşa edilmelidir. Sevinçleri ölümlerle buluşturanlar mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.
Her gün yeni ve ilginç bilgiler çıkıyor ortaya.
‘Kim kimi öldürecek’ istihbaratının ‘başarı’ ile yapıldığı ve bilginin ‘Kurban’ la paylaşıldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Kurbana ‘Seni öldürecekler’ bilgisini ulaştırma becerisi!
Ne kadar önemli!
Ne kadar demokratik!
Ne kadar şeffaf bir durum!
**
Kim tezgâhın içinde, kim içinde değil
Bilemiyoruz
Ancak, Diyarbakır emniyet teşkilatının mevcut bulunduğu sınıftan bir aşağı sınıfa kaydığı konusunda şüphemiz yok. Mademki bu işler neler olacağı yönünde edinilen istihbaratlarla yürüyor, bizde duyduklarımızı ‘Açık istihbarat’ yoluyla aktaralım. Diyarbakır emniyetinin durumu iyi değil, güven duygusunu zedelemiş durumdalar. Daha önce de zedelenmişti, ancak şimdi tescillendi. Son hadiselerin vuku bulmasında tezgâhla karışık bir performans çizdikleri için biraz sarsılacaklar gibi görünüyor.
**
Olağanüstü Hal dönemlerini, sıkıyönetim dönemlerini yaşadık, bu kadar açık tezgâha tanık olmadık.
Canınızı, malınızı, namusunuzu teslim ettiğiniz güvenlik güçlerine yönelik güvenin yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Hükümet kurma çalışmalarında kullanılan ‘restorasyon’ kelimesi galiba böyle bir duruma işaret ediyor.
Bütün alanlarda ciddi bir restorasyona ihtiyaç olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.
Bütün alanlarda, eğitimden adalete ciddi tahribatlar var.
Evet..Restorasyon şart..
**
Birkaç dostumla seçim öncesi ve sonrası gelişmeleri sohbet ettik. Bir konuyu aktardılar. Konumuzla çok alakalı olmamakla birlikte seçim içerikli bir durum olduğu için paylaşıyorum. HDP’nin 10. sırasında yer alan ve seçilen Edip Berk ile ilgili yapılan haberlerde ‘piyango vurdu’ gibi başlıklar kullanıldı. Bununla birlikte 10. Sıradan çekilen çok değer verdiğim Adnan Cengiz için de ‘Yerini beğenmedi, piyangoyu kaçırdı’ gibi anlama gelen cümleler kullanılmış. Adnan Cengiz, DTK’da uzun süredir görev yapıyor. Milletvekilliği talebi olmamasına rağmen aday gösterilmişti. O da hastalığı nedeniyle üst sıralarda olsa bile listeye girmek istemediğini bildirmişti.
Durum bu..
O nedenle alınan oy miktarına baktığımızda, ortada bir ‘Piyango’ durumunun olmadığını görüyoruz.
Piyango nasıl olurdu?
HDP barajı geçmeseydi, AKP 11-0 yapacaktı
Asıl piyango böyle bir durumda vururdu.
2011 seçimlerinde Oya Eronat’a çıktığı gibi!