DİYARBAKIR - Olayın ardından ailesine her şeyi anlatmak zorunda kalan Esin, müzik aşkından vazgeçmeyerek 10 parçalık bir albüm çıkardı. Bir parçasına da klip çeken Tayfur, 2013 yılında aldığı bir kararla İstanbul’daki hayatını bir kenara bırakarak, özlemini çektiği memleketine yerleşmeye karar verdi. Müzikten kopmayan Tayfur, kendisine ait yöresel kıyafet dükkanında hem şarkı söylüyor hem de elbise dikiyor.
Esin Evindar Tayfur’un ailesi, yaklaşık 55 yıl önce Adana'ya göç etti. Ailenin tek kızı olan Esin Evindar Tayfur, daha sonra İstanbul'a giderek burada yaşamını sürdürmeye başladı. Henüz çocuk denecek yaşta şarkı söylemeye başlayan Tayfur, bir müddet sonra müzikle yatıp kalkmaya başladı. Okulunu bitirdikten sonra ailesinden gizli bir şekilde düğünlerde şarkı söyleyen Esin Evindar Tayfur, kır düğününde sahnedeyken derbi maçın ardından holiganların havaya ateş açması sonucu omzundan yaralandı. Olayın ardından ailesine müzik aşkından ve düğünlerde şarkı söylediğinden bahseden Tayfur’un müzik tutkusu, aldığı kurşun darbesine rağmen inmedi. Hayatını müziğe adayan Tayfur, 10 parçalık bir albüm çıkarıp bir şarkısına da klip çekti. 2013 yılına kadar İstanbul’da sahneye çıkan Evindar’ın hayatı, bir gece aldığı ani kararla değişti.
Memleket özlemi ağır bastı
Yaklaşık 4 yıl önce bir gece, Diyarbakır’ı özlediğini düşünen Tayfur, ertesi sabah eşyalarını toplayarak Diyarbakır’a taşındı. İlk başlarda sorun yaşayan Tayfur, burada tanıştığı arkadaşı ile ortaklaşa iş yapmaya karar verdi. Yaklaşık 3 ay boyunca ortağıyla çalışan Tayfur, arkadaşıyla sorun yaşadıktan sonra ortaklıktan ayrıldı. Elinde avucunda hiçbir şeyi kalmayan Tayfur, çevresinden edindiği parayla kendisine ait yöresel kıyafet dükkanı açtı. 30 yaşına kadar eline ne iğne ne de iplik alan Tayfur, şu anda dükkanında tasarladığı ürünleri şarkı söyleyerek dikip satışa sunuyor. Çok sevdiği müzikten de vazgeçmeyen Tayfur, ikinci albümü için de çalışmalarını sürdürüyor.
“Kendimi bildim bileli okuyordum”
Tayfur, kendisini bildiğinden beri şarkı okuduğunu söyledi. Şarkıcılığa başlamak diye bir şeyin olmadığını belirten Tayfur, “Çocukken okuyordum, okulda, öğretmenimin çok sinirlenmesinin ardından beni kaldırmasıyla okurdum. Bu şekilde başladım. Ardından radyo programcılığı yapmaya başladım. Bu iş hayatımda ilk deneyimimdi. Ardından gizli gizli düğün salonlarında şarkı söyledim. Bu dönem annem beni balkonda bekliyordu babama yakalanmamam için. Batıda doğup büyüdük ama neticede Güneydoğu’dan gelmiş bir ailenin kızısın. Hala devam eden bir aşiretçilik var, bir kız çocuğu nasıl şarkı söyler diye” dedi.
“İstanbul’da sahneyi bıraktım memleketime yerleştim”
İstanbul’da bir gün, kır düğününde şarkı söylerken holiganların havaya ateş açması sonucu omzundan yaralandığını kaydeden Tayfur, “Bir gün kır düğününde, o gün Galatasaray-Fenerbahçe maçı vardı, hiç unutmam. Burada holiganların havaya ateş açması sonucu omzumdan yaralandım. Bu olayın ardından ailemle konuştum ve her şeyi anlattım, sahne alıyorum bilginiz olsun dedim. Ailem çok zor kabullendi. Sonrasında İstanbul hayatım başladı. Albüm hazırlıklarım oldu. İlk albümüm 8 Türk halk müziği eseri, 2 tane de Kürtçe eserden oluştu. İlk klibimizi de çektik ve yayınlandı. Sonrasında 2013 yılında bir gece ansızın karar aldım ve memleketime yerleşmeye karar verdim. Ben hiç burada yaşamamış bir kadın profiliyken, buraya geldim ve buranın şartlarına göre, buranın yaşam şartlarına göre yaşamaya başladım. O akşam sahneyi bıraktım, İstanbul’dan çıktım Diyarbakır’a geldim ve böyle bir işe giriştim” diye konuştu.
“Hayatım boyunca ipi iğneye takmayı bilmezdim”
Şu anda düğün programları için kına kıyafetleri yaptığını belirten Tayfur, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda düğün programları için kına elbiseleri, yöresel kıyafetler yapmaya başladık. Kendim öğrenmeye başladım, çizimler yapmaya başladım. Bu şekilde müzikten terziliğe yol aldım. Şu an sevdiğim işi yapıyorum, bunu iş olarak yapıyorum, ama müzik aşktır benim için. Müzikten hiçbir zaman kopamayacağım. Ben herhalde ölüm döşeğinde bile şarkı okuyacağım. Bu aşktır benim için. Dükkanımı açtım, kurdum, 2013 yılından beri bu şekilde devam ediyor. Müzik aşktır bu da nakıştır benim gözümde. Hayatımı buna endekslemişim, oturduğum yerde şarkı söylüyorum. Bu iki mesleğin benim gözümde farkı yok, biri aşk biri nakış. Ben hayatım boyunca ipi alıp iğneye takmayı bilmezdim.”(İHA)