Geçenlerde işitme engelliler ile bir araya geldim.
Ofis PTT karşısındaki bir binanın birinci katında yerleri olan, hayata küsmemiş, gayet temiz, misafirperver ve cana yakındılar.
Yazı ile iletişim kuruyorduk.
Diyarbakır Sağırlar Hakları eğitim, kültür ve Spor kulübü derneği olarak faaliyet gösteriyorlardı.
Özellikle sportif faaliyetlerde başarılar elde etmiş ve kupalar almışlardı.
Başarılarının devamı ve kalıcı olması için sponsora ihtiyaçları vardı.
Bir de valilikten maddi ve manevi destek bekliyorlardı.
Görüşme talebinde bulunulmuş ancak valilikten geri dönüşüm olmamıştı. Ümitle bekleyişleri devam ediyordu.
Bir başka talepleri de İl Müftülüğüne idi. Cuma hutbelinde kendilerinin de istifade etmek istiyorlardı.
Yaptığım araştırmada bazı camilerde işitme engelliler dili ile hutbelerin okunduğu idi. Ancak bu cami veya camileri de haberleri yoktu. Müftülüğün onları haberdar etmesi iyi olur.
Engelliler, hayatin bir gerçeği olduğunu kabullenmek ve ona göre davranmak gerekir.
İnsanlar; renk, ırk, dil, maddiyat, bilgi, beceri, meslek... İtibari ile farklı oldukları gibi bedensel olarak da farklıdırlar.
Dinimize göre bu faklılık bir üstünlük veya eziklik değil Allahın bir lütfüdür. "Yaratılanı yaradandan ötürü sevmek" doğru olandır.
Farklılıklar arttıkça, görev ve sorumluluklar da artırmaktadır.
İnsanları hakir görmek, farklılıkları eksiklik bilmek, alaya almak, kaş ve gözle de olsa onurlarını kırıcı bir davranışta bulunmak büyük günahtır.
Mekke devri ve İslam’ın sıkıntılı günleri idi. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem tebliğ görevini eksiksiz yapıyor insanları hak dine davet ediyordu.
Mekkelilerin ileri gelenleri ile toplantı halinde idi. Müşrikler "Fakire, yetime, köleye, köre... Sıradan insanlar ve ayak takımı ile bizleri bir tutuyor." diye sitemkarane bir konuşma esnasında âmâ Abdullah b. Ümmü Mektûm'e gelerek "Allahın öğretilerinden öğüt" deyince Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem yüzünü ekşiyip yüz çevirmesi üzerine yüce Allah: "Peygamber âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve geri döndü..." (abese süresi 1 ayet) ayeti nazil olmuştu.
Hz. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu zati gördüğünde "Kendisinden dolayı rabbimin beni azarladığı şâhısa merhaba!" diyerek bu zata iltifat ederdi.(Zemahşerî, IV, 217)
Engelliler ile ilgili var olan yasalar yetersiz olsa da iyidir.
Ancak asıl sıkıntı bu yasaların uygulama alanında yeteri kadar uygulanmamasıdır.
Onları topluma kazandırmak hepimizin görevidir.
Hayatların kolaylaştırmak, eğitimlerine destek vermek ve onlara değer vermek gerekir.
Özellikle Diyarbakır Sağırlar Hakları Kültür ve Spor kulübü derneğine destek vermek gerekir.
Selam ve dua ile.