Ali Abbas Yılmaz / Özel
Tigris Haber Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelişi öncesi kentteki ekonomi STK’ları ve siyasilerin nabzını tuttu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kente gelişinden umutlandıklarını belirten STK temsilcileri beklentilerini sıraladılar.
Diyarbakır’da 18-21 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan ‘Ziraat Gençlik Festivali’ için hummalı bir çalışma sürerken, festival kapsamında gerçekleştirilecek 'Şöhretler Karması' maçında, top koşturması beklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır’a gelişi öncesinde STK temsilcileri ve siyasilerin görüşlerine başvurduk.
Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Okçular Vakfı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Türk Telekom'un desteğiyle Diyarbakır'da düzenlenecek festivalde bölge gençlerinin sanat, spor ve eğlenceyle buluşmaları sağlanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kente her gelişi gibi bu gelişi nedeniyle kamuoyunda ciddi beklentiler oluştu.
Cumhurbaşkanından üç temel konuda destek bekliyoruz!
Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır’a gelişinde kendisiyle bir görüşme beklentisi içinde olduklarını ifade eden Diyarbakır Ticaret ve Sanayi odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, söz konusu beklentilerini şöyle ifade etti: “Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte artık Cumhurbaşkanı bir sembol değil, icraatın başındadır. Bu anlamda Cumhurbaşkanı’nın bu gelişi diğerlerine göre daha farklılaşmıştır. Diyarbakır’la ilgili makro projelerimiz var ve bu projelerin hayata geçmesi için bunu Cumhurbaşkanı ile paylaşmamız gerekiyor. Diyarbakır’ın özellikle üç sektörde merkez olma zorunluluğu var ve bizim de bununla ilgili önemli taleplerimiz var. Birincisi, kentimiz önemli bir tarım merkezidir ve tarımla ilgili önemli altyapı yatırımlarına ihtiyacımız var. Silvan barajının sulama kısmının biran önce hayata geçmesi gerekiyor. Yine, bununla birlikte GAP’ın sulama ayağının ve bunu besleyen tarımsal yeniliklerin biran önce hayata geçilmesi büyük önem arz etmektedir. İkincisi, bir tarih ve turizm merkezi olma potansiyeli olan ve kentimizde gerek Surların onarımı gerekse de Suriçi’ndeki yerleşimle ilgili önemli bir bütçeye ihtiyaç var. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın ciddi desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Diyarbakır’ın tarihi, turistik değerleri tek başına bölgeyi kalkındırabilecek bir niteliğe sahiptir. Üçüncüsü ise transport yönüyle, yani kentimizin önemli bir kavşakta bulunmasıdır. Sanayi ve transport açısından baktığımızda hem OSB’lerimizdeki altyapı yatırımları hem de lojistik merkezini hayata geçirebilmesi için Cumhurbaşkanımızın kabul ve desteğine ihtiyaç duyuyoruz. STK temsilcileri olarak Sayın Cumhurbaşkanından bir görüşme talebimiz oldu ve bu görüşme gerçekleştiğinde kendisine tüm bu sorunlarımızın çözümü için gereken verileri sunacağız.”
Sicil affı uygulanmıyor!
Kentteki ve bölgedeki esnaf ve sanatkarların yaşadığı sorunların çözümü noktasında Cumhurbaşkanının kente gelişinden umutlandıklarını belirten, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu, sicil affının bankalar tarafından uygulanmamasını eleştirirken, kredilere başvuran esnafların plasman sorununa dikkat çekti.
Ebedinoğlu, şunları söyledi: “Tabii ki, bu tür ziyaretler kent için çok önemli ziyaretlerdir. Cumhurbaşkanının her gelişi kentin sorunlarının çözümü adına bir umuttur. Elbette ki, her zaman olduğu gibi kalıcı bir huzur ortamının sağlanması önceliğimizdir. Bunun dışında kentin sorunlarına dair şunu ifade etmek isterim; kentin ve bölgenin lokomotifi esnaf ve sanatkarlardır. Yine, kentteki istihdamın lokomotifi de esnaf ve sanatkarlardır. Kentteki esnaf ve sanatkarlar geçtiğimiz yıllarda büyük tahribatlar yaşadı. Bu tahribatların etkisinden kurtulmaya, toparlanamaya çalıştığı bir süreçte de dövizdeki dalgalanmayla karşı karşıya kaldı. Bu dalgalanma ise ekonomide ciddi bir tahribata neden olmasa da piyasada ciddi bir güvensizlik oluşturdu. Söz konusu bu güvensizliğin bertaraf edilmesi için özellikle bölge esnaf ve sanatkarının desteklenmesi gerekir. Biliyorsunuz geçmiş yıllardan kaynaklı birçok esnaf ve sanatkarın sicili bozuldu. Bunun için sicil affı talebimiz olmuştu ve 2017 Ocak ayında da bu af çıkmıştı. Ancak bankalar maalesef bu affı uygulamıyor. Uygulamadığı gibi de şuan 3 binin üzerinde kredi başvurusunda bulunan esnaf ve sanatkarımız var ama plasman yok. Plasman gelmediği için de piyasa daralıyor. Bu sorunun öncelikli olarak aşılması lazım. Cumhurbaşkanı ile bir görüşe sağlayabilirsek bu taleplerimizi ileteceğiz.”
Küçük üretici işletmeler teşvik kapsamına alınmalı!
Ebedinoğlu, ayrıca mevcut küçük yatırımcının desteklenmesinin önemine değinerek, “Bölgede sanayinin gelişmesi adına birçok teşvik çıkarıldı, oysa bizim bir iddiamız vardı ki ve geçmiş pratik de bunu gösteriyor. Biz şunu demiştik; dışarıdan büyük yatırımcıları getirme şansınız yok ama mevcut yatırımcıyı destekleyebilirisiniz. OSB’deki istihdam sayısı belli 5 bin civarında ama esnaf ve sanatkarların yanında 80 bin ila yüz bin kişi çalışıyor. Yani, üretime dayalı küçük işletmelerimizin teşvik kapsamına alınması gerektiğini ifade ediyorduk. Böylece daha ciddi istihdam sağlanır ve kent ekonomisine ciddi katkıları olur. Kentimizin en temel soru istihdam sorundur. Buna ilişkin eski raporlarımız da mevcut. Umuyor ve diliyoruz ki esnaf ve sanatkarlarımıza yönelik açılımlar, teşvik paketleri çıkacaktır.” Şeklinde konuştu.
KOBİ’ler desteklenmeli!
Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kente gelişine ilişkin beklentilerini şöyle sıraladı: “Diyarbakır’a gelişinden mevcut ekonomik pozisyon ile ilgili beklentilerimiz var. Diyarbakır ve bölge kentleri açısından finansman desteği konusunda bir beklentimiz var. Geçmiş deneyimlerden de yola çıkarak gerek Kredi Garanti Fonu gerekse de KOSGEB aracılığıyla üreticiyi ve reel sektörü destekleyici adımların atılması gerektiği kanısındayız. Hafta başında TOBB ve BDDK arasında bir toplantı gerçekleşti. KOBİ’leri, destekleme konusunda bir proje geliştirilmesi yönünde bir atmosfer oluştu. Bu projenin sıcağı sıcağına ilk olarak bölge illerinden başlatılması yönünde beklentilerimiz mevcut. Aksi durumda piyasalardaki belirsizlik ve reel sektörün finansal sıkıntısı gerek bölgeyi gerekse de ülkeyi sıkıntıya sokacaktır. Bunun dışında seçimlerle ilgili şu hususları dile getirmek isterim; Mart ayındaki yerel seçimler herkes tarafından dikkatle izleniyor.”
“Kayyım” söyleminin spekülasyona açık bir boyutu var!
Baysal ayrıca, Cumhurbaşkanının 2018 Mart’ındaki yerel seçimlerine yönelik “kayyım” söylemine ilişkin ise şunları söyledi: “Burada geçmişte gerek Halkın Demokrasi Partisi (HDP) gerek türevleri hakkında kayyum atanması yönündeki söylemler halk arasında ciddi endişeler yaratıyor. Nihayetinde halkın kimi seçeceği konusunda kimsenin bir garantisi yok ama bölgede başından beri lider pozisyonundaki bir partinin seçilmişlerine bugünden bir ket vurmanın demokratik ilkelerle bağdaşmadığını belirtmek isterim. Cumhurbaşkanı burada bu konunun spekülasyona açık bir boyutu olduğunu ifade eder ve seçmenin hür iradesini ortaya koyacağı bir atmosfer oluşursa bu durumun ülkenin genel siyasi koşulları açısından da önemli olacağı düşüncesindeyim.”
Tarımda girdi maliyetleri çok yüksek, çiftçi zorda!
Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Mehmet Cevat Delil, tarımda yükselen girdi maliyetlerinin çiftçilere yaşattığı sıkıntılara değindi: “Diyarbakır bir tarım kentidir ama son dönemlerde tarımdaki girdi maliyetleri, mazot, gübre, ilaç vs. ciddi oranda yükseldi. Bu sene pamukta oluşan hastalık ayrıca üreticilerimizin belini büktü. Her sene 600 kilogram pamuk alırken, bu sene yeşil kurt hastalığından dolayı rekoltede yarı yarıya düşüş yaşandı. Burada devletin eksikliği söz konusu, çünkü pamukta bir hastalık meydana geldi ve buna karşı bir önlem alınmadı. Biz bununla ilgili valiliğe de çok söyledik. Tabii her kesimin Cumhurbaşkanımızın kentimize gelişinden beklentileri olduğu gibi bizim de çiftçiler olarak beklentilerimiz var. Özellikle tarıma verilen desteklerin revize edilmesi ve desteklerin arttırılmasını istiyoruz. Tarımdaki girdi maliyetlerinin yükselişi sadece kentimizin değil Türkiye’nin bir sorunudur. Her ne kadar hükümet döviz kurunda düşüşler yaşandığını belirtse de mazot, gübre ve ilaçtaki artışın önüne bir türlü geçilemedi. Tarım Kredi Kooperatiflerinde gübre fiyatlarına %10 düşüş yaşanacağı belirtilse de bize böyle bir şey yansımadı. Mazotta, gübrede, ilaçta % 25 ila %75 arası bir yükselme meydana geldi ama %10 indirim bir türlü uygulanmadı. Çiftçi bu durumda nasıl üretim yapacak? Biz çiftçiler olarak bu yıl buğdayımızın kilosunu 1 TL’ye sattık ama buğday çiftçinin elinden çıktıktan sonra 1.4 TL oldu. Yani, bizim ürünümüz çiftçinin elinde iken para etmiyor ama ne zaman ki bir ürün çiftçinin elinden çıkıyor ondan sonra fiyatı yükseliyor. Biz 2 TL’ye mercimeği sattık ama iki ay sonra mercimek oldu 2.5 TL. Yani çiftçi hem ürününü yeniden ekmek istediğinde girdi maliyetleri altında eziliyor hem de ürününü satarken ucuza satıyor. Şuan pamuk sezonu ve pamuk fiyatları düşüşte. Bu sorunları yıllardır yaşıyoruz ve artık çiftçinin bu sıkıntılarının giderilmesi gerekiyor. Tabii ki bu koşullar altında çiftçi üretim yapmakta zorlanacaktır. Çiftçinin yeniden üretim yapabilmesi için girdi maliyetlerinin düşmesi ve ürün çiftçinin elinde çıktığında çiftçinin yüzünün gülmesi gerekiyor. Çiftçi hem ürününü satarken sevinemiyor hem de yeniden üretim yaparken büyük sıkıntılar içine giriyor. Bu çiftçiler açısından sürdürülebilir bir durum değil. Çiftçilerimiz mutlaka ciddi bir şekilde devlet desteği alabilmelidir. Yine, Diyarbakır çiftçisi için Silvan barajının sulama ayağının biran önce faaliyete geçmesi çok önemlidir.”
Çiftçinin desteğe, üreticinin krediye ihtiyacı var!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kente gelişini çok önemsediklerini belirten, Diyarbakır Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Engin Yeşil, tarımdaki girdi maliyetlerinin artmasına ve yatırımcıların krediye erişiminde yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Yeşil şunları söyledi: “ Bölgemiz tarım bölgesidir ve sadece elektriğe son bir yılda yapılan zamlar bile çiftçiyi zor duruma sokmuştur. Çiftçi artık ekemez hale gelmiştir. Tarımdaki girdi maliyetleri çok arttı ve özellikle mazot fiyatlarında ÖTV alınmaması yönünde bir destek çok önemlidir. Bu sadece bölgenin değil tüm çiftçilerimizin sorunudur. Gübreye, ilaca, mazota gelen zamlar tüm çiftçilerimizin en temel sorunudur. Sayın Cumhurbaşkanımızdan tarıma yönelik desteklerin arttırılmasını istiyoruz. Çünkü çiftçi artık üretim yapmakta kararsızdır. Çiftçinin ürününe gelen artış ile girdi maliyetlerine gelen zamlar arasındaki açı kapatılabilecek gibi değildir.
İhracat yapan sanayici desteklenmeli
Bunun yanında OSB’de yatırım yapan iş insanları çok büyük sıkıntı içerisindeler. Yatırımcıların krediye erişimi çok zor, sürekli bir bahane üretiliyor. Ayrıca şuan ki faiz oranları çok yüksek ve bu koşullarda kredi kullanmak mümkün değil. Yatırımcı da çiftçi de bu yüksek faiz oranlarıyla kredi kullanmakta, iş yapmakta zorlanıyor. Her şeyden önce kentimize yatırım yapan mevcut sanayicinin korunması lazım. Çünkü bu kriz aşamasında yeni yatırımcı çekmek çok daha zorlaştı. Bari mevcut sanayicinin korunması için gerekli desteği sunalım. Bu yönde acil bir karar alınmazsa işçi çıkarmalar gündeme gelebilir. Yatırımcı zamanında desteklenmezse fatura işçiye çıkar ve bu da istidamı olumsuz etkiler. Son 10 ayda elektriğe yapılan %85 zam ile sanayiciyi ayakta tutmak çok zor ve buna biran önce çözüm bulunması gerekiyor. Devletin ihracat yapan yatırımcıyı desteklemesi lazım. Devletin bankası dahi yatırımcıdan başka bankalardan teminat mektubu getirmesini istiyor. Teminat mektubu alamayan yatırımcı ise yüksek faizle kredi almak zorunda kalıyor. Kamu bankalarının yatırımcılara kolaylık sağlaması, risk alması lazım. Kamu bankaları yatırımcıdan ipotek, çek, teminat mektubu vs. istiyor. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızdan destek bekliyoruz.
Kentin iki temel sorunu: İşsizlik ve suç oranlarındaki artış!
Asrın işadamları Derneği (ASRİAD) Diyarbakır Şube başkanı ve AK Parti eski il Başkanı Aydın Altaç ise kentteki istihdam ve suç oranlarındaki artış sorununa dikkat çekti. Altaç, şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı Diyarbakır’a her gelişinde kentimizin ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel sorunlarına ilişkin önemli açıklamalar yapmıştır. Bu anlamda bu gelişi de hayırlı olur. Sonuçta Cumhurbaşkanı bölgeyi de sorunlarını da iyi bilen bir devlet adamıdır. Diyarbakır’a baktığımızda kanaatimce en büyük problem işsizlik, özellikle de gençlerin işsizliğidir. Artı son dönemde kentimizde suç işleme oranında ciddi artışlar yaşandı. Yani, hem istihdama yönelik projelere hem de toplumsal anlamda ciddi rahatsızlıkların yaşandığı suç işleme eğilimi ile ilgili önlemlere ihtiyaç olduğu düşüncesindeyim. Diyarbakır’da özellikle uyuşturucu ve benzeri suçlarda son dönemlerde ciddi artışlar var. Bunu cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısındaki oranda da görebiliriz. Cezaevlerinde uyuşturucu madde suçlularının oranı %60 civarındadır. Tabii bununla ilgili önleyici emniyet tedbirlerinin alınması gerekmektedir. Diyarbakır nüfusunun %60’ı 55 yaş altındadır ve kentimizde okuyan 500 bin öğrenci vardır. Yeni yetişen bu genç kesimin geleceğe hazırlanması ve bu kitlenin işsizler ordusuna katılmaması açısından önemli çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızdan bu iki konuda müjdeli haberler bekliyoruz.”
Parlak :”Cumhurbaşkanımız Diyarbakır’a özel önem veriyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelişi hakkında değerlendirmelerde bulunan AK Parti MKYK üyesi ve Doğu-Güneydoğu Bölge Koordinatörü Alattin Parlak ise, Erdoğan’ın siyasi hayatında Diyarbakır’ın önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Parlak,”Diyarbakır önemli bir misafirini bekliyor. Cumhurbaşkanımızın ilimize her gelişi büyük bir heyecan oluşturmuştur. Diyarbakır halkı cumhurbaşkanımızı her zaman bağrına basmıştır. Bu gelişi de aynı şekilde olacaktır. Sayın cumhurbaşkanımız Gençlik festivali çerçevesinde ilimize önemli bir ziyarette bulunacak ve Yeni açılan stadyumda ve 30 bin gencin izleyeceğini ve ülkemizin önemli simaları ile bir futbol müsabakası yaparak, gençlerini ve kentin dikkatini spora çekerek, son yıllarda huzur ve barışın şehri Diyarbakır'a gözlerin çevrildiği bir zaman dilimi karşı karşıya kalacağız. Bu önemli gelişin ilimize hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.
“AK Parti’nin başarısında Erdoğan faktörü var”
Çözüm-Der Başkanı Avukat Ercan Ezgin, Türkiye’de ilk kez bu kadar uzun süre iktidarda kalan bir partinin normal şartlarda yıpranması gerekirken AK Parti’nin aksine her seçimden güçlenerek çıktığına dikkat çekerek, bunun da Erdoğan’ın güçlü liderliğinden kaynaklandığını söyledi. Ezgin,”16 yıllık bir kesintisiz iktidar doğaldır ki dünyanın neresinde olursa olsun bir yorgunluk, bir yıpranmışlık yaşar. Ancak gelin görün ki özellikle Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan’ın Ak Parti genel başkanlığı koltuğuna tekrardan oturmasıyla, gövdenin başa, sevgilinin yâre kavuşmasıyla Ak Parti teşkilatlarında büyük bir heyecan yarattı. Ak Parti demek Erdoğan demektir net bir şekilde. Tabi ki hiçbir millet desteği sonsuz ve koşulsuz değildir. Lider ne kadar da karizmatik olursa olsun bunun devamı halka hizmet olarak geri dönüşümüne bağlıdır. Ki geri dönüşüm iyi görünüyor ki destek de gittikçe yükseliyor. Aynen 14 Ağustos 2001 kuruluş heyecanı gibi” dedi.
“Erdoğan, önemli mesajlar verecektir”
Erdoğan’ın Diyarbakır’a her zaman önem veren bir lider olduğunu anlatan Ezgin,”Gelen çok önemli bir siyasi kimlik sayın Erdoğan, mekân da çok önemli bir merkez Diyarbakır. Muhakkak ki mesajlarda önemli olacaktır. Bakın Türkiye de bir iktidar sorunundan ziyade bir muhalefet sorunu var. Ülke içten ve dıştan kuşatılmaya ve sarılmaya çalışıldığı böyle bir ortamda dahi halen de yeminli Erdoğan düşmanlığı üzerinden ülkeye, vatana muhaliflik yapılıyor. Halbuki tam da böyle bir zaman ve ortamda bütün etnik, dinsel ve mezhepsel sorun ve farklılıkları bir tarafa bırakıp, dava Türkiye’dir, Türkiye vatandır ve vatan da namustur diyerek dört elle birbirimize sarılmamız lazım” ifadelerini kullandı.
“Hendek ve çukur siyaseti bölgeyi tahrip etti”
Diyarbakır’ın Hendek ve Çukur siyasetiyle çok zarar gördüğünü belirten Ezgin,”Bakın bu toraklar hendek ve çukur kirli savaşıyla çok büyük acılar çekti, çok zulümler gördü. Cumhuriyet dönemi boyunca görmediği zulmü, çekmediği acıyı, çekti adeta yüzyılın trajedisini yaşadı. On binlerce insan kendi vatanında adeta mülteciye dönüştü. Adeta Moğol istilası gibi şehirlerimizi istila ve işgal ettiler. Evlerimizi ve iş yerlerimizi yaktılar. işte görüldüğü üzere kimileri sözde Kürt hakları davası diye medeniyetleri yıktılar, gönülleri yaktılar, kimileri de yeniden imar ve inşa ederek medeniyetleri inşa ettiler, gönülleri onardılar, kardeşlik bağını güçlendirdi” şeklinde konuştu.
“Erdoğan, Kürtler için tarihi bir liderdir”
Erdoğan’ın Kürtlere, bundan önce gasp edilen temel haklarını iade ettiğini ve bu konuda cumhuriyet tarihinin en başarılı lideri olduğunu kaydeden Ezgin,”Sayın Erdoğan Türkün de Kürdün de Arabın da hem hamisi hem de abisidir. Hiç bir zaman eski ceberut devlet gibi Kürtleri ret ve inkar etmedi, asimile etmeye çalışmadı. Herkesi yaradandan dolayı ayrımsız sevdi. Kürtler Erdoğan’la korkmadan ilk defa ben kürdüm diyebildi, Kürtçe konuşabildi. Bu ülkenin onurlu ve eşit bir vatandaşı olduğunun farkını gördü. Bakın geçmişte Kürtlerin inançları yok sayıldı, dilleri yasaklandı. Bir dışlanma, ötekileştirme, hor görülme sorunları vardı. Ancak son 15 yılda bu etnik ve dinsel sorunlar sayın Erdoğan’la bir bir çözüldü. Bugün kimse artık dininden ve dilinden dolayı yok sayılmıyor, inkar edilmiyor. Ha her şey dört dörtlük mü tabi ki hayır, tüm sorunlar çözüldü mü tabi ki hayır. Ancak sorunları bir bir çözme iradesinde olan bir irade var. Sonuç olarak bu ülkede doğan, yaşayan ve bu ülkenin nimetleriyle karnını doyuran birileri, çıkarları için bu ülkeyi ateşe atmayı göze alabilir. Ancak bizler hakkın ve adaletin yanında durup, darbecilerin, vesayetçilerin, şer ve fitne odaklarının karşında duracağız. Vatan ve kardeşlik savunması en büyük erdem ve ahlaki sorumluluktur” sözleriyle değerlendirmesini tamamladı.
Nasıranlı :”Diyarbakır artık turizmle anılmalı”
ASKON Diyarbakır Şube Başkanı Cevdet Nasıranlı, Diyarbakır’ın terör ve şiddet sarmalından sonra huzura kavuştuğuna dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla ilgili bakanlıkların turizmdeki canlanma için çalışma yapmasını istediklerini söyledi.
Nasıranlı,”Sayın cumhurbaşkanımızın kente gelişi elbetteki bütün vatandaşlarımızı heyecanlandırmaktadır. Buraya bakanları sık göndermesi hem de kendisinin her fırsatta Diyarbakır ziyareti Diyarbakır’a ne kadar önem verdiğini açık bir göstergesidir. Diyarbakır, bugün Türkiye’nin en önemli huzur kenti haline gelmiştir. Çünkü önceki yıllarda bir yıl içerisinde altı yüzün üzerinde terör olayı olurken 2018 yılına baktığımızda sadece münferit diyebileceğimiz dört olay olduğunu görüyoruz. Bu da gösteriyor ki Diyarbakır’ın artık terörle anılan değil ticareti ile anılabilecek.
“Diyarbakır, İslami turizmde değerlendirilmeli”
Türkiye’nin müstesna illerinden biri olduğu ve yine ülkemizin müstesna turizm illerinden biri olduğu ve özellikle dini turizm aşınan çok önemli bir kent olduğu biliniyorken bu konularda turizm şirketlerinin gerek Avrupa’dan ve gerekse dini açıdan diğer ülkelerden yani Müslüman ülkelerinden buraya tur düzenlenmesi gerektiğini düşünüyor ve bu konuda sayın Cumhurbaşkanımızın öncülük etmesini istiyoruz. Örneğin bu konuyla ilgili Diyarbakır’da önemli bir toplantı yapılabilir.
“İş adamları bölgeye yönlendirilmeli”
Ve yine terörün yok edildiği bu süreçte özellikle işadamlarının burada yatırım yapması için talimat vermesi söz konusu olabilir. Çünkü bu konu terörle mücadele konusunun en önemli unsurlarından biridir ve daha önce de bir basın açıklamasına belirttiğimiz gibi Irak ile ticaretimizin gelişmesi noktasında gerekli adımların atılması noktasında ilgili bakanlıklara talimat verilmesi gerekiyor.
Diyarbakır’ın ticari anlamda kazanmasının en önemli kaplarından biri Esra kapısıdır ve ticaretimizin yoğun olduğu süreçlerde 10 milyar doların üzerinde merakla bir ticaretimizin olduğu biliniyor. Bu durumun tekrar canlanması özellikle Diyarbakır’daki öğreticilerin kapasitesini artıracaktır” dedi.