İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına katılmak için gittiği ABD'de, bu ülkedeki İranlılarla bir araya gelmişti.
Bu görüşmelerde Pezeşkiyan, İran’daki ekonomik ve Mehsa Amini benzeri sosyal krizlerin sonuçları konusunda, İran Diasporasındaki vatandaşlarına uyarıda bulunmuş ve gerginliklerin devam etmesi halinde ülkenin parçalanabileceği uyarısını yapmıştır.
Pezeşkiyan söyleminde "Eğer Allah göstermesin ülkede bir olay olsa Azerbaycan kendi başına devlet olur, Kürdistan kendi başına devlet olur, Huzistan başka, Beluçistan başka, yani artık İran kalmaz. Bu kargaşaya dönüşür. Biz ülkemizde kargaşa istemiyoruz. Biz ülkede birlik sağlamak istiyoruz." ifadelerini kullanmıştır.
İran Cumhurbaşkanı özetle; Memleketindeki adaletsizlik, fakirlik, sosyal çatışmalar ve batı karşıtı siyasetin devam etmesi halinde, İran’ın çökerek beş ayrı ülkeye bölüneceğini ifade ile Ülkesinde Glastnost ve Perestroyka’ya ihtiyaç olduğunu ifade etmiştir.
Rusça deyim olan, Glastnost (açıklık) ve Perestroyka(yeniden yapılanma) ifadelerinin anlam ve tarihi geçmişine değinmeden önce küçük ve fakat etkisi büyük bir olayı dile getirmek faydalı olacaktır.
Mayıs 1987’ye kadar, Sovyetler Birliği, Romanya, Doğu Almanya, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Arnavutluk ve Bulgaristan’ın oluşturduğu, doğu blokuna ait hava savunma sistemi “Demir perde” olarak adlandırılmış ve batıya ait düşman uçak ve füzeleri tarafından geçilemez olduğu düşünülmekte idi.
Mayıs 1987’de 19 yaşındaki sivil bir Alman Pilot, pervaneli küçük uçağı ile Almanya’dan kalkıp iki bin kilometre uçtuktan sonra, demir perdeyi geçip Moskova’nın göbeğine inmiştir.
Bir gencin basit bir uçakla gerçekleştirdiği bu olay, Demir Perde hava savunma sisteminin aslında bir kâğıt perde olduğunu dünyaya göstermiştir.
Bu olaydan hemen sonra Sovyetler Birliği Savunma Bakanı görevden alınmış, iki ay sonra da ABD ve Sovyetler arasında, Avrupa’da orta menzilli nükleer füzelerin ortadan kaldırılması antlaşması imzalanmıştır.
Daha sonraki yıllarda, Sovyetler Birliği’nin çöken ekonomisi ile devlet düzenini kurtarmak amacı ile o yılların Devlet Başkanı Gorbaçov, ekonomide Glastnos, devlet yapısında Perestroyka politikalarına ağırlık vermiştir.
Bu politikalar sonucunda, Sovyetler Birliği’nin güdümünde olan 7 Demirperde ülkesi serbest kalmış, işgal etmiş olduğu bu gün ki Ukrayna, Letonya, Ermenistan, Kazakistan gibi 13 ülke bağımsızlıklarını kazanmış, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağılmış ama buna karşılık, bu gün ki Rusya çökmekten kurtarılmıştır.
1979 yılındaki devrimden sonra da İran’daki Molla Yönetimi, 1917’deki Komünist Devriminden sonra, (Bolşeviklerin yol arkadaşlarına yaptığı gibi) önce birlikte yola çıktığı Sosyalistler, Azeriler ve Kürtleri etkisizleştirip, İran’da Molla yönetimini egemen kıldılar.
Daha sonra, güya ülkesinin güvenliği ve Şia mezhebini yaymak için, çevresindeki Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve Filistin’de kendisine bağlı silahlı örgütler kurarak, buradaki ülkelerde siyaseten baskın duruma geldi.
Bu şekilde çevresinde, yaklaşık yetmiş yıl önce Sovyetlerin kendi güvenliği için kurduğu “Demir Perde” tarzı “Şia güvenlik kuşağı” oluşturmayı amaç edindi.
2020’de bir yolcu uçağının düşman sanılıp, Tahran üzerinde İran ordusu tarafından düşürülmesi faciası, General Kasım Süleymani ve Şam’ın İran elçiliğinde beş İranlı Generalin öldürülmesi, Hamas Lideri İbrahim Haniye’nin İran’da ve son olarak Hizbullah Lideri Nasrallah’ın öldürülmesi olaylarından sonra, boş “İntikam” söylemlerinden başka bir şey yapamayan İran gücünün, sanıldığı gibi, Demir Perdenin aksine, kâğıt perde olduğu ortaya çıkmıştır.
Yaklaşık kırk yıl önce, Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov, Komünist Parti delegelerine söyleminde, yeni önlemler almaz isek gemi batacak demiş ve Glastnost ve Perestroykayı uygulayarak bu günkü Rusya’yı kurtarmıştı.
Günümüzde de İran Cumhurbaşkanı, İran’da Mollalara söyleyemediği; ekonomik, toplumsal, siyasi, askeri sorunların giderilmesi için, yeni politikaların uygulanması ile emperyalist siyasetlerin terk edilmesi hususlarını, ABD’deki İranlı vatandaşlara söyleyip, bunların yapılmaması halinde İran’ın parçalanacağını dile getirerek, Glasnost(açıklık) ve Perestroyka(yeniden yapılanma)’ya ihtiyaç olduğunu dile getiriyordu.
İran Cumhurbaşkanının bu söylemlerinin, İran halkının büyük bir kesiminin umudu ve beklentisi olduğunu söylemek mümkündür.
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın değişim söylemleri, Devletin kaderini elinde tutan Dini Lider Ali Hamaney’in hoşuna gitmemiş olacak ki, Pezeşkiyan’ın canlı röportajlar vermekten kaçınması hususunda ikaz edildiğine(!) ilişkin haberler uluslar arası medyada yer almıştır.
28 Mayıs 2024 tarihli “Bir devletin tükenişi” yazımızda, İran Devleti’nin çöküşü ile ilgili muhtelif konulara ayrıca yer verdiğimiz için, aynı konulara bu yazımızda yeniden değinmedik.
Geçmişte Gorbaçov’un Komünist Partiye rağmen uyguladığı politikalar ile Rusya’yı kurtardığı gibi, yeni İran Cumhurbaşkanı’nın, Mollalara rağmen İran’ı düştüğü bataklıktan kurtarıp kurtaramayacağını zaman gösterecektir.
Gerçek olan şu ki; halkından kopuk, bir kısım zümrenin menfaatini esas alan, özellikle din sömürüsüne dayalı, tek adam rejimlerinin, zamanla çökmeye mahkûm olduğudur.
Tarihin çöplüğü, bu tür devletlerin örnekleri ile doludur.
Ve tarih, özellikle devletleri idare edenler tarafından, çok iyi bilinmesi gereken, önemli bir bilimdir.