İNSANLAR KUŞ GİBİDİRLER

Aziz ERİM

Sevgili dostlar ve arkadaşlar bu yazıyı okumadan önce, kuş olmak isteseydınız hangi kuş olmak isterdiniz bunun cevabını zihninize yazıp öyle okuyun lütfen, bu yazıyı da fal niyetine varsayınız…

İnsanoğlu karakter olarak kuşlar gibidirler, her insanı karakterize eden bir kuş türü vardır, kuşlar ölünce toprağa düşerler, insanlar ölünce uçup giderler…

İnsanlar kuş gibidirler, kimi guguk kuşudur ev yıkar!

Gugukkuşu; yumurtlar ama kuluçkaya yatmaz, yumurtasını dişi kuşun olmadığı b yuvada yumurtlar, yuvadaki anne kuş, kendi yumurtası sanıp sahiplenir…

Gugukkuşunun yumurtası diğer yumurtalardan önce çatlar, anne kuş onu besler, yavru gugukkuşu annekuşun olmadığı anda diğer yumartaları yuvadan aşağıya atar… En nankör ve zalim kuşlardandır, deyim yerindeyse yuva-ev yıkan kuşlardandır, ev yıkan insanlar gibi!

Kimi devekuşudur; avcıyı ve zoru görünce başını kuma gömer!

Bazı insanlar aylak ve kendilerinden hoşnut değiller, hazırlopçudurlar asalaktırlar, çalışmazlar, üretmezler sadece oksijen tüketirler, her zulüm karşısında sus-pus olurlar, hep sağır-lal-kördürler, üç maymunlarını büyütürler yoksa imanları eksilir, zulüm sırası kendilerine gelince de zırlarlar! Devekuşu, üç maymunu olan insanlara benzer; görürler, görmezden gelirler, duyarlar, duymamazlıktan gelirler, çok güzel raks edip dişilerine kur yapıp raksederler… “Her gece barda gönülleri hovarda…”

Kimi leylektir; tüm günlerini laklakla geçirirler!

Gevezelikten dem vururlar, çok konuşurlar- boşkonuşurlar, dinleyicisi olmayan boşboğaz sınıfındandırlar, bıktırırlar, sadece laklak yaparlar, Hacı Leylek!

Kimi bülbüldür; her gördüğü güzele kur yapıp, çapkınlık peşindedir, yürekleri serinletir, bülbül kur yapar, güller açar…

Kimi kekliktir, ırkına ihanet eder!

Avcılar keklik avına çıktıkları zaman kafeste besledikleri erkek kekliği de beraberlerinde götürürler, kafesteki keklik ötünce diğer kekliklerde ötüp kafesin etrafına gelirler böylece kolay av olurlar. Bundan ötürü keklikler için soyuna ihanet eden kuş denilir, ördeklerde bu kategoriye girerler… İnsanoğlu da kendi soyuna ihanet eden canlılardandırlar, ihbar ederler, hedef gösterirler, para karşılığında halkına ihanet ederler…

Kimi papağandır; laylomlardadırlar!

Duyduklarını tekrarlar, kulaktan duyma bilgilerle ve her dem rastgele modundadırlar… Kıymeti harbiyesi olmayan söz ve cümlelerle sadece papağan gibi tekrar edip gevezelik yaparlar…

Kimi Akbabadır; fakir, fukaranın, gurabanın, yetimin hakkını yer!

Ölüsevicidirler, nerde bir mazlum varsa malına-mülküne çökerler, emek hırsızıdırlar, alınteri çalarlar, devleti soyarlar ardından da küfrederler…

Kimi şahindir; kelle ister, savaşlar başlatır!

Silah-kimyasal satarlar, bazen din savaşları, bazen terör ve işgalcilerin iştahlarını kabartıp ülkeleri savaşa sürükleyip rantını yerler. Siyah takım elbiseli, güneş gözlüklü, kravatlı, siyah mersedeslerde siyah çantalı paralar taşırlar…

Şahinler küçük kuşlarla beslenir, şahanlar toplu katliamlarla beslenirler!

Kimi güvercindir; “Barışa, bayrama hasret!”

Bazı insanlar güvercindirler, acılara, ağıtlara tutunmak istemezler, bayrama, barışa tutunurlar. Şahanlar güvercinleri öldürdükçe güvercinler gagalarında zeytin dallarını taşımaya devam ettiler. Şahanlara Elçi yolladılar, elçiye zeval olmaz diye düşündüler. Şahanlar “Elçi”yi de boğazladılar ve Cumartesi Annelerine bir halka daha eklendi…

Kimi ağaçkakandır; yareler, delip geçer!

Bazı insanlar hercai menekşe gibidirler, değişkendirler, böcek gibidirler her çiçekten nemalanırlar. Umut verirler, sonra (M) harfini kırpıp (N) harfi yapıp giderler, yüreği delip geçerler!

Kimi kerkenezdir, güçsüzleri boğar!

Kerkenez (Serçe Boğan) faşit ve diktatör kuşlardandır, kendinden küçük ve güçsüz kuşları boğazlar. Diktatörler ve paralı askerleri de kerkenezdirler, insanları işkence tezgahlarından geçirirler. Muhalifleri sokak ortasnda infaz ederler, tüm zulümlerin anası faşizm ve diktatörlüktür…

Kimi kartaldır; mücadele eder tuttuğunu koparır!

Kartal asil bir kuştur, mücadeledicidir, ulaşılmaz bir duruşu ve yuvası vardır. Filozof kuşlardandır, yanlız gezerler, hayatı gözlemlerler, güçsüz ve ölümleri yaklaşınca yüksek bir kayada gagalarını katalara sürte-sürte eski gagasını düşürüp yepyeni bir gagaya sahip olur, tüylerini döküp yeniden doğuş denir bu eyleme…

Kendi külünden yeniden doğar!

Bazı insanlar bilgedirler, filozofturlar, yol gösterici ve hayatın analizini yaparlar, yanlızlıklarını bilgeilkleriyle pekiştirirler…

Bazı düşün olgusundan dolayı darda, zorda, onulmaz sevdalara düşerler ve darı, zoru aşıp yeniden doğarlar, ikinci doğuşları olur…

Kimi kargadır; nankördür, harami ve şakidir sadece çalar çırpar!

Karga ilk önceleri apakmış, bembeyaz, tufan olunca Hz. Nuh gemisine her canlıdan bir çift alır, kargadan da bir çift alır, aylarca denizde yol alırlar, Hz. Nuh kargaları huzuruna çağırır: “Gidip etrafını kolaçan edin, karayı görünce gelip bizleri haberdar edin?” Kargalar uçup giderler günler geçer haber gelmez ve nihayet kara görünür, karaya ayak basınca kargaları huzura çağırırlar Hz. Nuh sorar:

“Sizleri öncü olarak yolladık neden gelip bizleri haberdar etmediniz?”

Kargalar birbirlerine bakıp ne cevap vereceklerini düşünüyorlardı, kargalar yalan söylerler: “Efendim günlerce uçtuk karaya ulaştık ama çok yorulduk, takatimiz kalmadı, dinlenip gelecektik ama aşk yaşadık sizleri unuttuk affedin!”

Hz. Nuh sinirlenir ve kargalara beddua eder ve o günden sonra kargalar, siyah renge bürünüp, karalaşırlar…

Hani yalancılar için “Yüzün kara olsun” derler ya; belki de o tabir bu olaydan dolayı söylenmiştir!

Kimi martıdır; anarşist anarşist çığlık atıp pike yaparlar!

Martılar kavgacı ve anarşist kuşlardır, topluca yaşarlar ama bireysel avlanırlar, genelde hemcinslerinin avlarını gagalarından kaparlar, korkusuz ve çılgın kuşlardandırlar… Delikanlıların, deli-kan yaşına benzerler martılar, gözlerini budaktan esirgemezler, yaşam kavgasının ortasında bir anlık refleksle her şeye kafa tutarlar…

Kimi muhabbet kuşudur; muhabbetin demini alır!

Bazı insanlar muhabbet kuşu gibidirler, hoşsohbettirler muhabbetlerinden dem alınır.

Kimi baykuştur; bilgedir, gecenin gözüdür!

Bazı insanlar bilgedirler, gecenin dilini, sırrını çözerler, sonra Filistin askısında Edison’a küfrederler…

Kimi yarasadır; enselerden kan emer!

Bazı insanlar asalaktırlar, yalakalık ve türlü soytarılıklarla rfrndilerine yamanırlar. Kanları bitlenince de yarasalaşıp buldukları kalın enselerden kan emerler.

Kimi kuğudur; rakseder, raksın en güzel figürlerini oluştururlar!

Bazı insanlar, ince ruhludurlar, kırılğan ve nazenindirler, çevreye duyarlı, mükemmelliyetçidirler…

Kimi kırlangıçtır; yuvasını ilmek-ilmek, nakışlar!

Bazı insanlar evcidirler, sadece ailesiyle vakit geçirirler, sakin dingin bir ruh hali…

Kimi karkuşudur; kardan haz alır!

Bazı insanlar soğukkanlıdırlar, bazıları da buzdolabı gibi soğukturlar, çözemezsin, hatta bir rivayete göre difriz gibidirler…

Kimi turnadır; hayatın sıcak tarafını sever!

Bazı insanlar duygusal ve sıcakkanlıdırlar, sevdiklerine turnalarla selam ve muhabbetlerini yollarlar, ulaklar gibi…

Kelaynak kuşu; su havzalarının ve kayaların efendisidirler!

Bazı insanlar sevdalarına peygamberdirler, eşleri ölünce evlenmezler ölene dek yaslarını tutarlar. Kumrular ve Kelaynaklar sevdalarına peygamberdirler, eşleri ölünce tek yaşarlar…

Hindistan’da eşi ölen kadın, ateşle raksederek diri-diri yanar bu kadınlara “Satı” denir…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.