Diyarbakır’da 4 yıl aradan sonra TÜYAP’ın düzenlediği 8.Kitap Fuarı yoğun bir ilgiyle kitapseverleri akınına uğruyor. Yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen birçok insan kitap alacak maddi durumu olmasa bile gelip görmek istiyor. O havayı en azından teneffüs etmek istiyor.
Diyarbakır da okuma oranı geçmişten beri yüksel bir il. İnsanlar okumaya ve kitaba önem veriyor. Ama ekonomik sıkıntılarda dolayı yazarlara mahcup olmamak için birçok insanında gelemediğini biliyoruz. Sohbet ettiğimiz İnsan Hakları eski genel başkanı Akın Birdal çok çarpıcı bir değerlendirmede bulunmuştu.
Eskiden kitap sayfalarını birbirine tutturmak için matbaacıların kullandığı ipliğe şiraze denir, kitaplarda insanları birbirine yakınlaştırmak için kitabın şiraze gibi olduğunu söylemişti. Çok farklı ülkelerden, farklı kültürlerden yazan birçok yazarın kitaplarını alıp okuyoruz. Hiç gitmediğimiz ülkelerin insanların hayat öykülerini okuyoruz. Tanıma şansımızın bile olmadığı bu ülke insanlarıyla aramızda bir duygusal yakınlık oluşuyor. Bizi birbirimize bağlıyor. Empati oluşturduğumuzda onlarla birlikte hüzünleniyor ya da seviniyoruz. Kitap sınırlar tanımadan bize aynı duyguları yaşatıyor. Tıpkı kitap sayfalarını birbirine bağlayan şiraze gibi, kitaplarda sınır ve kültür farklılıkları ayrımı yapmadan insanları birbirine yakınlaştırıyor. Bazen de bütünleştiriyor.
Bu açılardan bakıldığında böylesi kitap fuarları ve kültürel etkinlikler ortak duygular yaratıyor. Hele ki globalleşmenin getirdiği iletişim ve ulaşım çağında dünyanın ne kadar küçük olduğunu bize gösteriyor. Bu yüzden kitaplar sadece insanları değil kültürleri de birbirine yakınlaştırarak ortak değerler yaratan en iyi araçtır.