Dolar ve Euro’daki artış malum.
Freni patlamış kamyon gibiydiler.
Daha ‘Ne oluyor’ demeden 12 ağustos günü Dolar 7,20, Euro ise 8,21 lirayı gördü.
Ardından ölü gömücüler başladı ‘Batıyoruz’ naraları atmaya.
Eski nesillerin iyi tanıdığı, ancak yenilerin pek aşina olmadığı tipler çıktı birden ortaya.
Fırsatçılar…
Stokçular…
Bereket ‘Karaborsacılar’ çıkmadan tedbirler alınmaya başladı.
Buna toplumsal refleksler de eklenince dolar ve Euro’daki kur artışı durdu, hatta gerilemeye başladı.
Dün itibariyle Dolar 6.65, Euro 6.51 liraydı.
Ama ‘Kendi gitti, adı kaldı yadigar’ misali sebep olduğu zamlar geri alınmadı.
Hükümetin öncülüğünde özel sektörün destek verdiği ‘Enflasyonla Topyekün Mücadele’ hamlesi başlatıldı.
Marketler, giyim firmaları, beyaz eşyacılar derken %10 indirim ile ile mücadeleye destek verenler hayli arttı.
İnşaat sektöründe ise büyük şirketler faizleri %98’e çekerek, ciddi indirimler yaptı.
Ama yetmedi.
Bankaların konut kredisi faizleri aşağı inmeyince, üstüne üstlük inşaat maliyet fiyatları alabildiğine artınca konut satışları önce yavaşladı, ardından adeta durdu.
Şimdi bazı şom ağızlılar, ‘’Konut fiyatı 2’ye katlanacak. Parası olan emlak alsın’’ diye konuşmaya başladılar bile.
Gerekçeleri ise fiyatı artan inşaat girdileri.
Bu girdi maliyetleri ile şimdilerde azami 600 bin liralarda olan konut fiyatlarının 1 milyonu aşması içten bile değil.
Sözün özü, Diyarbakır’da ucuz konut dönemi kapanıyor.
Eylül öncesi Diyarbakır’daki konut satışlarına bakalım.
2018 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında 13 Bin 381 konut satılmış.
Bu rakamlara göre, Ağustos ayına kadar Diyarbakır konut satışlarında bölgedeki en iyi il konumunda.
Ağustos sonrasında ise aşağıya doğru inen bir grafik var.
Bunda kredi faizlerinin etkisi hayli fazla.
Bir de ekonomik anlamda güven sorunu oluşmaya başladı galiba.
Bu konuda ağzı olan konuşuyor.
Vatandaşlar arasında ‘Müteahhidi kaçtı’’ denilen inşaatlar mı dersiniz,
Haftalardır tek çivi çakılmayan inşaatlar mı dersiniz.
Anlayacağınız ‘fısıltı gazetesi’ yine yayında..
‘Fısıltı’ devam ettikçe de güven sorunu devam edecek gibi görünüyor.
Tabii buna paralel satışlardaki düşüş de…
Tüm bunlar yaşanırken, tedbirini önceden alan firmalara ait inşaatlarda işler bırakın durmayı, son sürat devam ediyor.
Çalışmaların durduğu inşaatlar gibi sayıları çok fazla olmasa da işçilerin arı gibi çalıştığı inşaatlar da var.
Sektörde yaşanan bu tablo nasıl düzelir ?
İnşaat Sektörü Nereye Koşuyor ?
Bunu, sektörün temsilcilerine sormak lazım.