TİGRİS HABER - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Kaynaklarım doğruladı" dediği, Cumhuriyet Yazarı Murat Ağırel'in 28 Mart'ta gerçekleştiğini öne sürdüğü "İmralı görüşmesi"nin doğru olduğunu söyledi.
Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Akşener iddiaya ilişkin şunları söyledi: "Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Yeni gönderdiler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Başka bir isimle giden... Açıklamam devlet açısından ayıp. Siyasetçi olsa vallahi söylerim. Yargıdan birini gönderdiler. İsmini değiştirerek gitti. Anladığım kadarıyla basına yansıyan kısmı doğru olabilir, yani o açığa çıktı. Orada destek talep etmişler. 'Sonradan inkar ediyorsunuz, yazıya dökülmesi lazım' denmiş."
‘Birinci turda alacağız’
Akşener'in değerlendirmelerinden satır başları şöyle: Benim yapmaya çalıştığımı, vatandaş anladı. Şimdi birinci turda kazanmak konuşuluyor bu ülkede ve o konuda ben de sahada görüyorum ki birinci turda alacağız biz ve samimiyetle halkın feraseti bazılarından daha üstün. İkide bir ‘Meral hanım sahada çalışacak mı’ gibi saçma sorular oluyor. Ben şu anda 22 noktayı tamamladım. Sayıları bilmiyorum, 13 Mayıs dahil programım var.
‘Yazılı okudum, HDP diyor ki, 'Hayır bizim böyle durumumuz yok'’
HDP'nin o masada olmadığını herkes biliyor. Yeşil Sol parti oldu ama ana gövdesi HDP. HDP'nin Mithat Sancar tarafından sayın Kılıçdaroğlu'nun destekleyeceğini açıklaması için de herhangi bir pazarlığın bulunmadığını ilan ederek açıkladı. Ben yazılı okudum. HDP diyor ki, 'Hayır bizim böyle durumumuz yok'. Millet İttifakı’nın içinde en fazla biz gagalanıyoruz bu konuda. MHP, HÜDA-PAR ile yan yana olmayı kabullendi, 'Hizbullah'la yakınlıkları yok' dediler, geçtiler gittiler. Ama HDP'nin oturmadığı bir masada HDP var diye diye iki parti hakaret işitiyor. Öncelikle biz ondan sonra HDP kurumsal yapıya hakaret zinciri oluyor. Diyelim ki CHP 'Onların oyu daha yüksek, sizin oylarınız yetmiyor' dedi diyelim, biz kalkarız. O kadar ilginç ki HDP ile İYİ Parti son derece dürüst. Bizim ne arkadan ne önden herhangi bir ilişkimiz yok, onların da bizimle yok. Bu ipin ucu o kadar kaçtı ki, Kürt eşittir PKK'lı haline geldi. AK Parti Kürtlerin oyunu istemiyor mu? İYİ Parti, CHP, diğer partiler Kürtlerin oyunu istemiyor mu? Her siyasi partiye oy verenin oyunu istiyoruz.
‘Ben Oslo’da bulunmadım’
(İçişleri Bakanı Soylu’nun “darbe girişimi” sözleri) O kadar vahim bir cümle ki bu. Sayın Erdoğan'ın İçişleri Bakanı 31 Mart sonrasında İstanbul'da ikinci seçime giderken, TRT'de Osman Öcalan mülakatı yayınlandı. Abdullah Öcalan'ın mektubu yayınlandı. Sayın Bahçeli 'Bu mektup dikkate alınmalıdır' dedi. İçişleri Bakanı, ‘Meral Hanım ile Temel Bey Kandil'le kağıt imzaladı’ dedi. Her ikimizin de dokunulmazlığı yok. Bu hukuksuzluk. Çıkıp dedim ki, 'Sen ne işe yarıyorsun kardeşim? Ben o kağıdı imzalamışsam sen o makamda oturma' dedim. Aynı adamlar Diyarbakır'da faili meçhulcü derken İstanbul'da Kandil'de kağıt imzaladı denmesi yalanın ötesinde bir çirkinlik. Senelerdir evimin kapısında polis noktası vardır. Eğer ben Kandil'le, PKK'yla herhangi bir irtibat kurdurmuşsam, yuh olsun size bana gerekeni yapmadığım için. Ben böyle bir iş yapmışsam Sayın Erdoğan'a sesleniyorum, derhal o şerefli Türk polisini çeksin. Ben Oslo’da bulunmadım. Ben Habur rezaletini yapmadım. Sizin aracılığınızla diyorum ki; ister PKK ister FETÖ ister Hizbullah ne kadar varsa, bunlarla irtibatı, iltisakı, sempatisi ben de varsam ben de dahil Cenab-ı Hak kahrı perişan eylesin. PKK ile mücadele etmiş şahıslardan birisiyim ben. Benim hala dokunulmazlığım yok. Böyle bir şey varsa tutuklayın.
‘Yargıdan birini gönderdiler, ismini değiştirerek gitti’
Durup durup bana Tayyip Bey ile Abdullah Öcalan'a varasıya neredeyse akrabalığa varan ahbaplığı anlattırmak zorunda bırakıyorlar. Abdullah Öcalan’ın kardeşine Sayın Erdoğan 'Bizim Mehmet' dedi. Dolmabahçe notları var. Yargıdan birini gönderdiler, ismini değiştirerek gitti. Orada destek talep ettiler. O da ‘Sonra inkar ediyorsunuz, yazıya dökülmesi lazım’ demiş, bu kısmını bilmiyorum. Basından. Kimin gittiğini, nasıl gittiğini biliyorum. 31 Mart sonrası İstanbul’a yapılanlar meydanda. Ne PKK’sı FETÖ'sü, ne Hizbullah'ı, Gaffar Okan'ın Gonca Kuriş’in katilleri de herhangi bir şekilde serbest kalacak diye bir anlaşma mümkün değil...
‘Kemal Bey'in alacağına samimiyetle inanıyorum’
Çok samimiyetle bir şey söyleyeyim. 'İkinci tura kalacak biz alacağız' diyen bir AK Parti zaten kaybetmiştir. Bu dendi mi bugüne kadar? İkinci tura kalıp kalmayacağı 10 gün kala net şekilde görülür. Ama benim sahada gördüğüm tereddüt etmesi gereken yerler çılgınca alkışlıyor. Bir oy Kemal’e bir oy Meral’e diyorum. Bu çok tuttu. Böyle bir sistemde birinci turda alınabileceğine inanıyorum. Çalıştığım yerlerde gördüğüm kadarıyla Meclis'i de alacağımıza inanıyorum. 95 seçimleri gibi çıkacak. Bu benim inancım. Hatta bazıları ile iddiaya girdim. Hayalim birinci İYİ Parti’nin olması. AK Parti'nin seçmeninden daha fazla biz oyu alıyoruz. Kemal Bey'in alacağına samimiyetle inanıyorum. (Haber Merkezi)