Deprem ile birlikte imar tartışma konusu oldu. Her depremden sonra olduğu gibi bu kez tartışılıp, konu kapanmamalı. Bundan sonraki muhtemel doğal afetlerde tedbirsizlikten kaynaklı ölümlerin önüne geçebilmek için ne yapılacaksa şimdiden yapılmalı. Bir taraftan yaralar sarılırken, diğer yandan gelecekte yara almamak üzere hazırlıklar başlamalı.
Çarpık kentleşme, imar konusu her zaman tartışma konusu oldu bu coğrafyada. Her doğal afetten sonra yıkılan yollar ya da konutlar konusunda ilk aklımıza gelen müteahhitler olur. Gazeteciler olarak da verdiğimiz haberlerde birinci derece sorumlu tutarız onları. Elbette ki sorumlulukları var, büyük ve ağır. Ancak, yol ya da konut yapma aşamasına kadar olan süreçleri de mutlaka tartışmamız gerekiyor.
Nedir bu süreçler?
Bir dosttan gelen mesajla özet olarak bunun cevabını aktarayım.
Şöyle demiş;
“Bu yapıların yapılma süreçlerinin tüm bileşenlerini (imar planı, zemin etüdü, proje tasarımı ve uygulama projeleri, yapı denetim sorumluları ve uygulama sorumlusu müteahhitler ile onların teknik elemanları) sorgulamadan yapılan değerlendirmeler gerçekçi olmaz.”
Aynen, katılıyorum. Tek başına bir müteahhidi cezaevine göndererek sorunun çözülmediğini çok iyi bilenlerdeniz. Yalova, Marmara, Van, Bingöl depremlerinin tümünü yaşadık. Hikâye hep aynı oldu. Hikayeyi hep müteahhit üzerinden kilitledik durduk.
İmar affı, barışı çıkaranları bu konunun neresinde değerlendireceğiz. Binaların, yolların yapımına izin veren kurum, kuruluş ve teknik heyetlerin sorumluluklarını nasıl ve ne şekilde değerlendireceğiz?
Evet, bir yandan yaralar sarılırken, diğer taraftan bu sorgulamaları yapıp, sorumlularını da müteahhitlerle birlikte aynı konumda değerlendirmek gerekiyor. Diğer yandan da gelecekle ilgili sağlıklı planlamalar devreye sokulmalıdır. Ancak, gelecek planlanırken, öyle alelacele binalar yaparak işin içinden çıkılmamalıdır.
Bu kez yaşadığımız ‘Milli bir felaket’…
Milli felakete maruz kalan bu ülkenin yurttaşları, yurttaş olarak hakkını, hukukunu korumalı, yönetenlerle kendi aralarındaki mesafenin öyle ulaşılmaz olmadığı kanaatini netleştirmelidir. Yurttaş, kendi geleceğini, çocuklarının ve bu ülkenin gençlerin geleceğini nasıl garantiye alacağına ikinci yüzyılın hemen başında karar vermelidir.
*
Bir mesajda rastgele gönderilen yardımlarla ilgiliydi.
‘Bu kadar yüklenme yapılmamalı, önümüzde uzun süreç var, çok şeye çok ihtiyaç olacak. Aşırı yardım ve destekler yerine ulaşmayıp heba olacak. İnsanımız yardım faslının uzun olduğunu bilmeli, yardım ve desteklerini ona göre planlamalı’ denilen mesajın içeriğine de katılıyorum. Doğru, önümüzde uzun bir süreç var.