İletişim Başkan Yardımcısı Mehmet Zahid Sobacı, yaptığı yazılı açıklamada, İletişim Başkanlığı ve yürüttüğü faaliyetler ile İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a yönelik son dönemdeki hezeyan niteliğindeki ifadelerin akıl sınırlarını zorlayan bir boyuta ulaştığını ve kamuoyunu aydınlatmaya yönelik bir açıklamayı zorunlu kıldığını belirtti.
İletişim Başkanlığının stratejik iletişim anlayışıyla uluslararası alanda Türkiye'nin tanıtım faaliyetlerinin yönetiminden, Türkiye'de etkin ve nitelikli bir medya alanının oluşumuna katkı sunmaktan ve CİMER aracılığıyla devlet-millet etkileşimini daha da güçlendirmekten sorumlu olduğunu bildiren Sobacı, Başkanlığın milletin takdirini kazanan çalışmalarının, ülkenin menfaatine olan her şeye karşı olan kesim ve kişileri rahatsız etmesinin anlaşılabilir olduğunu ifade etti.
Sobacı, özellikle FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin zaferinin 4. yıl dönümünde, İletişim Başkanlığının anma programlarının koordinasyonuyla öne çıktığı bir dönemde, kuruma yönelik mesnetsiz ithamların tekrar etmesinin manidar olduğunu kaydetti.
Hayal mahsulü ithamlarla kurumu itibarsızlaştırma ve karalama çalışmalarının beyhude bir çabadan öteye geçemeyeceğini belirten Sobacı, şu ifadelere yer verdi:
"Hakikat-ötesi olarak nitelenen bir dönemde, Başkanlığımız, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin her alanda ortaya koyduğu hakikat mücadelesini iletişim alanında yürütürken, asla hakikat dışı yol ve yöntemlere tevessül etmez. İletişim Başkanlığı yürüttüğü projeler, düzenlediği çalıştaylar ve hazırladığı yayınlar ile hakikatin inşa edilmesine katkı sunmaktadır. Bu bağlamda, bazı kişilerin yurt dışındaki bot hesaplarla kendileri aleyhine sosyal medya saldırıları gerçekleştirdiği şeklindeki gerçek dışı iddiaları, Başkanlığımızın benimsediği temel ilkelerle asla bağdaşmadığı gibi dünyanın kendi etrafında döndüğünü sananların nasıl bir halüsinasyon yaşadığını da gözler önüne sermektedir. Bu saldırılar, resmi iç iletişim sistemlerinde İletişim Başkanlığına yönelik karalama kampanyası organize edip ifşa olanların, iftira kampanyasının bir parçasıdır. Bu kampanya milletimiz tarafından ibretle izlenmektedir. Aynı zamanda, bu asılsız iddialar, olur da bir gün iddia sahiplerinin ülkenin yönetimine gelmesi durumunda bu ülkenin kurumlarını nasıl yöneteceklerinin ipuçlarını vermektedir."
"HADDİNİZ DEĞİL DİYEREK SALDIRMAK TAM BİR GAFLET VE CEHALETTİR"
Sobacı, belirli kesimler tarafından iddia edildiğinin aksine İletişim Başkanlığının, çalışma koşulları ve kanuni hakların iyileştirilmesi noktasında medya mensuplarının her zaman yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini aktardı.
Etkin ve nitelikli bir medya alanı oluşmasına katkı sağlama sorumluluğu çerçevesinde, medya sektörü ve çalışanlarının sorunlarını çözmeye dönük gerekli kanuni düzenlemelere zemin oluşturması için televizyondan gazeteye, radyodan internet sitelerine kadar bütün mecralardan temsilcilerin katılımıyla İletişim Başkanlığınca bir çalıştay düzenlendiğini anımsatan Sobacı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Medya sektörünün değerli çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi için İletişim Başkanlığının çalışma yapmasını, 'Senin haddine mi, sen atanmışsın?' diye eleştirenlerin, uzun yıllar boyunca devlet yönetiminden uzak olmaları dolayısıyla devletin işleyişinden, devlet kurumlarının ne tür çalışmalar yaptıklarından, kurumların görev ve sorumluluklarından haberdar olmamalarını anlayışla karşılıyoruz. Kaldı ki bu çalıştayın İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenecek olmasının bir Kabine Toplantısı sonrasında bütün kamuoyuna duyurulması, kurumumuzca düzenlenen çalıştaya kara çalanların ülkenin gündemini takip etmekten de aciz olduğunu göstermektedir. Herhangi bir kamu kurumuna alanı dahilinde çalışma yaptığı için 'Haddiniz değil' diyerek saldırmak tam bir gaflet ve cehalettir. Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerini ve çalışanlarını kinayeli bir üslupla ve 'Atanmışlar' söylemiyle itibarsızlaştırma çabalarını reddediyoruz. İletişim Başkanlığı olarak yürütme organının bir parçasıyız ve bizim elbette milletimize hizmet etme sorumluluğumuz vardır."
"MEDYA MENSUPLARI VE ORGANLARI YALNIZ BIRAKILMADI"
Sobacı, İletişim Başkanlığının bağlı ve ilişkili kurumlarıyla bugüne kadar medya mensupları ve organlarını yalnız bırakmadığını ve bırakmayacağını vurguladı.
"Basın mensupları ve organları için yürütülen faaliyetleri ve verilen destekleri takip etme zahmetinde bulunmayan bihaber kişilerin, İletişim Başkanlığının kurulduğu günden bu yana basın mensupları için hiçbir şey yapmadığı şeklindeki iddialar lafügüzaftan ibarettir." ifadesini kullanan Sobacı, Başkanlığın medya sektörü ve çalışanlara desteğini Basın İlan Kurumu aracılığıyla sürdürdüğünü belirtti.
Sobacı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Basın İlan Kurumu aracılığıyla yazılı basın işletmelerine resmi ilan ve reklamların yayınlatılması yoluyla destek verilmesinin yanında, basında fikren veya bedenen çalışanlara vadesi 24 aya varan şekilde faizsiz borç para verilmesinin yanında, bunların çalışamaz ve muhtaç durumda olanları ile ölenlerin ihtiyaç sahibi olan kanuni varislerine geri ödemesiz muhtaçlık ve ölüm yardımı yapılmakta, belirli şartları taşıyan gazetelere kredi verilmekte, ayrıca basın derneklerine de nakdi yardımda bulunulmaktadır. Bu kapsamda resmi ilan ve reklam yayınıyla ilgili 2019'da yaklaşık 1800 gazete ve dergiye 467 milyon lira tutarında resmi ilan ve reklam dağıtılmıştır. 2019'da 3411 basın mensubuna 16 milyon 400 bin lira faizsiz borç para verilmiştir. Çalışamaz ve muhtaç durumdaki 121 gazeteciye 2019 yılında 484 bin lira geri ödemesiz yardım yapılmış, vefat eden 9 gazetecinin kanuni varislerine 52 bin lira yardımda bulunulmuştur. Ülkemizde tüm illerdeki gazeteci derneklerine 2019 yılında 350 bin Türk lirası yardım yapılmıştır. Kurum görev alanındaki iki gazeteye 2019 yılında 450 bin lira tutarında kredi açılmasına karar verilmiştir.
"AA'NIN YAYIN POLİTİKASINA BİR MÜDAHALE SÖZ KONUSU OLMAMIŞTIR"
Sobacı, Basın İlan Kurumunun Kovid-19 salgını nedeniyle basının bu zorlu süreçten asgari seviyede etkilenmesi adına bazı kararlar da aldığını hatırlattı.
Tüm bu karar, destek ve yardımların medya sektöründeki farklı görüşlere sahip tüm kesimler tarafından takdirle karşılandığını anlatan Sobacı, şunları kaydetti:
"Söz konusu bihaber kişilerin karalama yapmadan önce doğruyu öğrenmeleri için basın mensupları ve organları ile temas kurmalarını tavsiye ederiz. İletişim Başkanlığının faaliyet, bütçe, örgütlenme ve insan kaynakları yönetimi üzerinde denetim yetkisi bulunan Anadolu Ajansının, bir siyasetçinin Sayın Fahrettin Altun'a yönelik açıklamalarına sansür uyguladığı iddiası da tamamen hayal mahsulüdür. Anadolu Ajansı, her siyasetçinin haber değeri taşıyan açıklamalarına olağan akış içerisinde yer vermektedir. İletişim Başkanlığının Anadolu Ajansının yayın politikasına herhangi bir müdahalesi söz konusu olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. İletişim Başkanlığı ile Anadolu Ajansı arasında basın ahlak ilkeleri ile bağdaşmayacak tarzda bir ilişkinin olduğunu sanan bir siyasetçinin, kürsüden söylediği her sözün manşetlere taşınmasını arzulaması ve aksi yönde davranan medya kuruluşlarına iftira atması, sadece narsist kompleks ile açıklanabilir. Sonuç olarak azmimizi düşürmek için kullanılan bu yıldırma stratejileri bizi sadece daha çok çalışmaya bu millet ve devlet için daha çok hizmet etmeye yöneltecektir." (AA)