“Ne söylersen söyle, benim anladığım kadarsın.”
Bilge Kadın
Anlamak, kim olduğumuzu bilmekle başlar. Kim olduğumuzu bilmeden, anlam düzeyi kazanamayız. Kim olduğunu bilen insan, anlam seviyesini yüksek düzeyde yaşar. Kim olduğunu bilmeyen insan ise anlam seviyesini düşürür ve her şeyi kendine göre anlar. Kendine göre anlamak, sınır yaratmak ve almış olduğu kalıplara göre anlamaktır. Bu da anlamdan uzaklaşmanın belirtisi ve kendisidir. Bu nedenle söylenen ne olursa olsun, yazılan nasıl yazılırsa yazılsın, görünen nasıl görünürse görünsün, bunları kendine göre anlar. Anlamdan uzaklaşmak budur. O zaman kendine göre anlamayı çözmek gerekir.
İletişim Neye Dönüktür?
İletişim, kendimizi tanımaya ve bulmaya dönükse orada canlı, akıcı bir ilişki vardır. Ortaklaşma ve tutku buna dayalıysa, bu özgür bir paylaşımdır. Bu paylaşımda derin bir işbirliği gözlemleyebiliriz. Bunun dışındaki ortaklaşmalar geçicidir. Sürdürülmesi ve ısrar edilmesi, sıkıntılara yol açar ve çatışma üretir.
Kendisi Olmayan İnsan
İnsan, kendisi olmayınca, kendine dönüp kendini görmedikçe, tüm ortaklaşmalar ve bir araya gelmeler yoldan çıkmış yani düzensizleşmiş bir zihnin yapısından ürer. Düzensiz olan bu zihin yapısı kaçış, bölünme ve kavgaların nedenidir.
Çekici Gibi Gelen
Bu temel üzerinde kurulan iletişimler belli bir süre çekici gelebilir, haz verebilir, insanı güçlü kılabilir hatta uzun bir zamanı da kapsayabilir, büyülü bir hava da yaratabilir… ama tüm bunlar esas üzerinden kurulan iletişimler olmadığından kopar, dağılır; bozulma ve sataşma yaratır. Kırıcı, dağıtıcı ve parçalayıcı pratikler ortaya çıkarır. Küskünlüklere yol açar, kıskançlıklar belirgin hale gelir. Hatta savaşa giden yol bununla açılır.
Özgür İletişim
Özgür iletişim, özgür bir zihinle gelir. Zihni özgür olmayanın ilişki ve iletişimi de özgür olmaz. Özgür bir ilişki ve iletişim geliştirmek istiyorsak kim olduğumuzu bilmek zorundayız. Yaşam bizlere kim olduğumuza dair ipuçları verir. Yaşamın kendisi, kendimizi tanımak açısından iyi bir okuldur. Başka türlü kendimizi tanımanın şansı yoktur. Kimi deneyimler içinde olabiliriz. Bu deneyimler, kendimizi tanımak açısından ipuçları verir ama bunlar esasa inme noktasında eksik ve yetersiz kalır.
İlişki ve İletişimde Denge
Tüm yaşam denge üzerine kuruludur. Evren kendi varoluş sürecini dengeyle yapar. Denge, yaşamsal varoluşun inceliğidir. Seviye bütünlüğünü yakalamadan yaşamı anlamak zordur.
Anlam Bir Özgürlük Seviyesidir
Mesele iletişim ve ilişki olunca dengenin önemi daha da artar. İlişki seviyesi, kim olduğumuzun göstergesidir. Bu seviye, bilgiyle ölçülebilecek bir şey değildir. Bilgi eksenli kurulan seviyeler vardır ama bizlerin paylaşmak
istediği bu değildir. Denge ve seviye aynı frekansta olmak, aynı ahenkte bulunmak ve aynı enerji akışında buluşmaktır. İlişki ve iletişimde bu seviye ve denge kurulduğunda anlam ortaya çıkar. Anlam, bir yaşam güzelliği ve özgürlük seviyesidir.