İktidarı doğru yerel yönetimler getirir!

NACİ SAPAN

Demokrasiyi içselleştirenlerin yaşam pratiğinin temelinde sürece inanmışlık vardır. İnsanlık tarihinde/yaşamında süreçler bitmez. Sürece inananlar ait oldukları toplumlara başarıyı, huzuru, ortak ve eşit yaşamın koşullarını yaratırlar. Sadece kendisini destekleyenleri mutlu etmek değil sürece inanmışlık. Demokrasi uğruna verilen mücadelelerin sonuçları toplumun tamamını kapsar. O mücadeleyi verirken yanınızda olmayanlar da, başarıldığında mutlaka o sürecin bir parçası olacaktır.

Ülkenin, toplumun geldiği aşama Sosyal Demokrat yerel yönetim anlayışını dayatıyor. Cumhuriyet Halk Partisini önümüzdeki süreçte iktidara taşıyacak şifrelerin anahtarı da yerel yönetimlerin kazanımı ve o alanlardaki başarının toplumun geniş kesimleriyle buluşması/aynı zamanda kabulü ile ilintilidir.

Erken genel seçimin sonuçlarından elde edilen verilerin, yerel yönetimlerde iktidar olmanın parametrelerini sunuyor olmasını çok iyi değerlendirmek gerekir. Bunu başarmanın yolu; iç kavgaları bir tarafa bırakıp yerel yönetimlerle ilgili mutabakatlı, doğru, başarılı olacağına inandığımız adayların, belediye meclis üyelerinin seçiminden geçer. Zaman uygun, bunu başarmak mümkün, ancak, kendi içinde barışık olmak kaçınılmaz bir durum.

**

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının ve yönetimin istenen istifasının gerçekleşmiş olmasının bu aşamada bir faydasının olmadığını çok net görmek gerekiyor. CHP’de görev değişikliğinin kurultaylardan geçtiğini görmemek, görmezden gelmek, bilindiği halde bilmezlikten gelmek Muharrem İnce’nin gerçekleşen doğal liderliğinin önüne de set çekmek anlamına gelir diye düşünüyorum.

Genel Başkanın istifaya zorlanması, görevi bu aşamada kabul edip etmeyeceğini bilmediğimiz Muharrem İnce’nin ise görevi almaya zorlanması gibi spontan bir kararın gündemleştirilmesinden çok, tarafları önümüzdeki yerel seçimlerde belirlenecek doğru adayların profili üzerinde çalışmaya zorlamak, bunu başarmaları için baskı oluşturmak bu aşamada en doğru yöntem olacaktır. Yerel yönetimler üzerinden iktidar hedeflenmek isteniyorsa, mutlaka bu yapılmalıdır. Genç, dinamik, gelecek vaat eden, şaibesi olmayan, toplumun geniş katmanlarında kabul gören, seçimleri mutlaka kazanacağına inandığımız aday profillerini kendi içimizde tartışıp, parti içine ve kamuoyuna birlik ve beraberlik tablosu yansıtan Sayın Kılıçdaroğlu ve İnce’nin ortak fikirlerine sunmak, olmasını sağlamak gibi bir görev aşamasında olduğumuzu mutlaka görmemiz gerekir.

**

Önümüzdeki yerel seçimler çok önemli. O nedenle; ‘Genel seçimlerde kim kime oy verdi, niye oy verdi, nasıl verir, neden vermez’ gibi tartışmaların günümüz Türkiye koşullarında gündemleştirilmesi son derece yanlış bir tutumdur. Faşizmi savunanların oyları birbirlerine ne kadar ‘helal’ ise, Demokrasiyi savunanların oyları birbirlerine onlardan on kat daha helaldir. Yerel seçim pratiklerinde ideolojik ayrılıklara rağmen beğendiği, inandığı adaya oy veren, kendi partisinin adayına oy vermeyen seçmen profilinin var olduğunu biliyoruz. İşte tam da bu nedenle; Doğru, gelecek vaat eden, genç, dinamik, bilgi, birikim sahibi, toplumun hakkını-hukukunu savunacak, bulunduğu alanda herkesin Belediye Başkanı olacak adayların belirlenmesi konusunda etkili ve baskıcı olmak zorundayız. Genel Başkan ve yönetiminin istifasını talep etmekten daha doğru ve ciddi bir iş var önümüzde.

Şimdi parti dışında demokrasi mücadelesi verme zamanı.

Parti içi demokrasi mücadelesinin zamanı ise kurultaylardır.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.