TİGRİS HABER-Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle yargılanan amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşu Nevzat Bahtiyar, davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde adliyeye getirildi.
Gün boyu ifadelerle, savunmalarla geçen duruşmanın ardından mahkeme başkanı yarın 10.00'da devam etmek üzere duruşmaya son verdi.
Türkiye'nin sonucunu merakla beklediği davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde neler yaşandı?
Duruşmada, Narin Güran’ın amcası Salim Güran ve sanık avukatlarının esas hakkındaki savunmaları alındı.
Salim Güran: DEM Parti'nin yemek arabasını kovdum, niye kovdum? İhtiyacımız da vardı. (...) Herkes şov peşinde. Burada da bazıları şov peşinde (...) Benim yengem çocukları için ölüyor, yeğenlerim kız kardeşleri için ölüyor. (...) Bu caninin avukatının eşi, (Nevzat'ın) eşiyle fotoğraf çekmiş. Belki eşi katildir, sen nasıl onunla fotoğraf çekersin?
Nevzat Bahtiyar’ın ifadelerindeki çelişkileri anlatan Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, "Bu cinayetin ne zaman işlenmiş olabileceğine dair yaklaşık bir zaman verisi vardı elimizde. Narin'in ölüm dakikasını söyleyeyim mi size? 15.13'te Nevzat'ı ellerinde can verdi Narin."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ: "Jandarmanın çok büyük kabahati oldu. 19 gün boyunca çocuk bulunamadı. Bakılması gereken yerlere bakılmadı. Nevzat tespit edilemedi ilk başta. Fail bulunamayınca fail üretmeye çalıştılar."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ: "Jandarma, 40 yılın başına eline bir cinayet soruşturması geçince eline yüzüne bulaştırdı, bocaladı. Bu iş polislere verilseydi böyle olmazdı. Her bir hikayenin peşine koştular, iş çözülemez hale geldi. Günün sonunda kamera sayesinde yakalanan Nevzat'ın ifadesi hikayenin merkezine alındı. Halbuki suçu kesinleşen tek kişi Nevzat."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ: "Utanın be, utanın. Bir insan, bir köyde kaç kadınla birlikte olabilir? Bütün soruşturmayı özel hayat üzerine kurdular."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ: "Soruşturma somut verilerle ilerlemeliydi... Evde Nevzat'ın karısı yok muydu, neden tutuklamadınız? Gazal'ın ifadesi çelişkili gelmiyor mu size? Muhammet bir terlik buldu diye 3 aydır içeride yatmıyor mu? Gazal Bahtiyar, cinayeti işleyenlerden biri ya da azmettirenlerden biri de olabilir. Adam cesedi eve götürdüm diyor, evde arama yapmıyorlar."
DNA bilmecesi
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"12 kişi alındı da netice nerede? Günün sonunda katili bulabildik mi? Narin'i kim öldürdü, neden öldürüldü, nerede öldürüldü? Bu soruların yanıtını bulamadınız. Bu soruların yanıtını bulmak için gerçek delillerin peşinden yeterince koşmadınız. Bir gazeteci nasıl olur da Nevzat'ı ölümüne savunur, ne oldu tarafsız gazeteciliğe?"
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"Toplum bu işten aile çıksın istiyor çünkü herkes ona inandırıldı. Narin'in öldürülmesi ne kadar korkunç ise haksız yere Narin'i öldürmekle itham edilmek de o kadar korkunç değil mi? 'Yedim, içtim, hesabı da size kilitledim' diyor şu an Nevzat. Bütün bir toplum katile alkış tutuyor."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"Vedat Bahtiyar önce Salim'i, sonra Nevzat'ı arıyor. Siz Salim'den şüpheleniyorsunuz ben Vedat'tan şüpheleniyorum. Her iki durumda da Vedat tutuklanmalı değil miydi? Her iki durumda da suça ortak olmuş oluyor."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"Eğer çocuğa karşı istismar girişimi ya da bulgusu oldu ise bu çok net bir şekilde Nevzat'ı işaret ediyor. Zihin dünyasını bilemeyiz, hangi saikle öldürdüğünü itiraf etmeden anlayamayız."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"Adli Tıp raporunda cinsel bulguya rastlanamadığı söyleniyor, cinsel bulgu yok demiyor. Nevzat'ın karanlık zihin dünyasını kimse anlayamaz. Narin, bir cinsel istismara maruz kalmış ise olağan şüpheli direkt Nevzat'tır."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"Dosyada Salim hakkında yapılan en korkunç algı da DNA bulgusudur. Spikerler timsah gözyaşları akıta akıta, 'amcanın aracında kusmuk bulunmuş, dışkı bulunmuş' diye haber yaptılar ancak bunun da yalan olduğu ortaya çıktı. Araçta sadece Narin'e ait DNA bulunduğu iddiası da bir yalandır. Narin'in DNA'sı neden şoför koltuğunda çıkıyor diyorlar? Ben de soruyorum; aracı hep Salim kullanıyor ise neden şoför koltuğunda DNA'sı çıkmıyor da diğer koltuklarda çıkıyor?"
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"Nahit Eren'in savunmalarının çoğunda bizden bahsetmiş olması bizi gururlandırdı, onurlandırdı. Ancak şahsımızı sosyal medyada delilleri tartışmakla suçladı. 'Madem sen delil tartışıyorsun, ben de tüm savunmamı senin üzerine kurarım' çabasına girdi. Bu davayı çığrından çıkaran sosyal medyadaki korkunç algılar, iftiralardır. Nahit bey bunu unutuyor."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ:
"Salim Güran'ın telefonundaki adım sayar verilerinin silinmesinin mümkün olmadığını söyledi. 'Hodri meydan' diyen Akdağ, bilirkişiden rapor alınmasını istedi."
Avukat Akdağ, Nevzat Bahtiyar’ın sürekli ifade değiştirdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bir kişi nerede kayboluyorsa, en yakın yerde aranmaya başlanır. Burada Nevzat’ın evi patikaya en yakın yerdir. Nevzat ilk anda tespit edilebilseydi, Salim’den önce bulunabilseydi hiçbir kurgusu olmayacaktı.
Nevzat iki buçuk hafta sonra gözaltına alındı. O da kendisi itirafçı olmuş değil. Çiftlik kamerasını incelediklerinde kırmızı arabanın dereye indiğini gördüler, öyle Nevzat’ı fark ettiler. Bu cinayetin ne zaman işlenmiş olabileceğine dair yaklaşık bir zaman dilimi vardı elimizde.
O yol üzerinde zaten öldürüldü. Kızın içinde bulunduğu araba ise 15.40’da deredeydi. Narin’in ölüm dakikasını söyleyeyim mi? 15.13’te Nevzat’ın elinde can veriyor. En fazla 19 dakikalık bir zaman diliminden bahsediyoruz. Çok sayıda faille bu cinayetin işlendiğini kim bana izah edebilir? O yüzden fail sayısının olabildiğince az olması gerekiyor.
19 gün boyunca çocuk bulunmadı, bakılması gereken yerlere bakılmadı, yapılması gerekenler yapılmadı, Nevzat tespit edilemedi. Fail bulamayınca fail üretmeye çalıştılar. Jandarma ilk Ahmet isimli birini tutuklasaydı, Nevzat onun ismini verecekti.
Jandarma komutanının verdiği talihsiz müjdeyi, haberi de unutmayalım. Narin o sırada derenin altındaydı. Kolluk olayı çözemeyince agrasifleşti. Jandarma her ifadede başka hikâyenin peşine düştü. Kim ne dediyse, saatler, failler ona göre değişti.
İş çözülemez hale geldi. Günün sonunda yakalanan Nevzat’ın hikayesi soruşturmanın başına alındı. Nevzat ne dediyse soruşturma ona göre yürütüldü. Oysa suçu kesinleşen tek kişi Nevzat’tı. Kim var kim yok kolundan tuttuğu gibi içeriye attılar.”
Cinayete yönelik kriminal raporlarına değinen Akdağ, "Tam bir fiyasko. Ulusal kriminal, Narin’in patikaya çıktığını söylüyor. Narin’i tespit edebilen neden Nevzat’ı ya da Salim’i tespit edemiyor? Rapora göre Narin yaklaşık 50 saniye içinde patikaya çıkıyor. Bir yetişkin bile 2 dakikada çıkar o yokuşu. O yüzden bu yöndeki tespitleri de tamamen asılsız” ifadelerini kullandı.
Akdağ, müvekkili sanık Salim Güran'ın tahliyesini ve beraatini, olmadığı taktirde ev hapsi verilmesini talep etti.
Nevzat Bahtiyar'ın ifadesine geçildi.
Mahkemede savunması istenen tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, "Narin'i kesinlikle ben öldürmedim, sadece taşıdım. Taşıma cezam ne ise razıyım. Cesedi Salim elleriyle bana verdi, şu anda yüzüne de söylüyorum. Kendisi bana işaret etti.
'Bunu parça parça yok et' dedi. Şimdi bütün suçu üstüme yüklüyorlar. Herkes kendini savunmak için mücadele ediyor. Salim'in avukatı hoş kelimeler söylemedi, 'Papağan, vahşi' dedi. Papağan değilim, dağda olurdum papağan olsaydım. Vahşi de değilim. Ölü bir insanı vahşice niye aşağı atayım. Arka tarafta yer vardı, oradan bıraktım. Susmam, ailem güvende olmadığı için sustum. Ailem cezaevine görüşmeye geldi, güvence oldu.
Emniyet, jandarma güvence altına aldı. 'Ne gördüysen söyleyeceksin' dediler, 'Tamam' dedim. Savcılığa gittim hepsini izah ettim.
Papağan değilim, sen papağan gibi 2 saat konuştun. Cezaevinde televizyon yok. 3 ay sigara içmedim, saçımı bile kesmedim. Ailem geldi hesabıma para attılar. Tıraşa da gittim, ihtiyaçlarımı aldım. Patlıcanı espri olsun diye dün söyledim. Ben devletten büyük değilim. 'Devlet yakalamıyor' dedi. Haşa devletten büyük değilim. Kardeşim ne konuştuğunu bilmiyorsun. Yukarıda Allah var, aşağıda devlet var. Benim gibi zavallı bir insan nasıl devletten büyük olur.
Gazeteciler, hiç kimse müdahale etmedi. Onları tanımıyorum ki, onlar da beni doğru düzgün görmemişler. Yakalandığım gün ifadeye götürdüler. Tanıdığım hiç kimse yoktu, sadece komutanlar vardı. Gazetecileri tanımıyorum. Aile güvencem olmadığı için yalan söylemek zorunda kaldım.
Salim Güran bir şey söyledi. Araba konusunda Atakan konuştu. Arabayı vadeli verdim. 90 bin liraya vadeye verdim, adam uğraştı satamadı. Salim’e söyledim 'Al kendine para kazan.' Bu para konusu da çıktı. Ev konusu çıktı. 'Bana evi kaça yapacaksın?' dedi. 'Bakmadan bir şey söyleyemem' dedim.
Sonra onu aradım, 'Hakkı 170 bin liradır. Arkadaş ve akrabayız, en son 150 bin yaparım' dedim. Bana birinin 140 bin lira teklif ettiğini söyledi.
Ben de 'Beni kurtarmaz' dedim. Yalan söylüyorlar. Ne demişsem odur. Sen beni çağırdın Narin’i teslim ettin, bir de inkar ediyorsun. Ben inkar etmiyorum başkanım. Taşıma cezam ne ise razıyım. Suçumu kabul ediyorum. Onların da mecburen kabul etmesi lazım. Suçu üstüme atıyorlar. Öldürmediğim suçu niye üstüme alayım’’ ifadelerini kullandı.
Bahtiyar'dan sonra söz alan avukat Ali Eryılmaz ise Güran ailesinin her şeyi bildiği halde mağdur rolünü oynayarak şunları söyledi:
"Gerek ben gerekse meslektaşım ve müvekkilim Nevzat, hiçbir zaman aile içerisinde bulunan 3 kişi hakkında herhangi bir ithamda bulunmadık. 'Katil şudur' demedik. Etik olarak da hukuki olarak da uygun görmedik. Diğer vekillerin müvekkilime katil demesini etik bulmuyoruz.
Bu süreçte aile içerisinde herhangi bir kişinin namusu ve haysiyeti üzerinden bir savunma mekanizması geliştirmedik. Ne konuştuysak belgelerden konuştuk. İstihbarati bilgileri verdik.
Cinayetin sebebine ilişkin net bir husus yok. Ama belgelere bakılınca üç dört ihtimal çıkıyor ve kamuoyunda doğal olarak bunu tartışıyor. Şu davada mükevvilim kadar konuşup davaya katkı sunsalardı toplumda böyle tartışmalar olmayacaktı. Kendi kabahatlerini başkalarının üzerine yıkmasınlae, hadlerini bilsinler.
Eğer tplumun susmasını istiyorlarsa yapacakları tek şey var, çıkıp doğruyu haykırmak.
Jandarma, 29 Ağustosta bir tutanak tutuyor. Anne Yüksel Güran beyanında bir kişiye diyor ki; evde erkek çocuğum olduğu için bir yere gezmeye gittiğim zaman Narin'i Maşallah'a teslim ederdim. Bu cümleden birsürü şey çıkartabilirsiniz. O kadar yalanın içerisinde ifadeleri bir araya getirdiğiniz zaman en az bir iki doğru unsuru yakalayabiliyorsunuz. Ben yorum yapmıyorum, yorumu size bırakıyorum.
(Ağlayarak)
Rojin'in babası, bugüne kadar çalmadığı kapı kalmadı. O manzarayı hiç unutamıyorum, sahil kenarında bir yerde yatmış. Kabaiş ailesi hala koşturup duruyor, tutunacak br dal arıyor. Bu aile de aynı şeyi yapmış olsaydı, olayı örtbas etmek yerine, tanıkları susturmak yerine Narin'i gerçek anlamda arasalardı toplumun nezdinde yerleri çok farklı olacaktı.
Narin bizim kızımızdır demesinler, Narin şurada oturan, 85 milyonu temsil eden insanların kızı.
Katilin kim olduğunu biliyorlar, mağdur rolünü oynuyorlar. Yargıtaydan bu dosya gelinceye kadar sata sata biter o tarlalar.
Yüksel Güran araya girdi, "Bir anayım, parmağını bana sallamasın."
Mahkeme Başkanı: Avukat bey doğru söylüyor parmak sallamayın.
Enes'i kurtarmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. 3 bin 600 insan 19 gün boyunca Narin'i aradı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin en büyük kurtarma operasyonu yapıldı ama bulunamadı, imkansız bir şey bulunamaması. Neden bulunamadı? Sahte ihbarlar, yangınlar, terlik bulma, tanık yanıltma, jandarma yanıltma vs. davranışları olmasa Narin ilk 3 gün içerisinde bulunurdu. Bunlar, Narin’in bulunmasını da istemediler. 'Bulamadan çekip giderler biz bu işten kurtuluruz' diye düşündüler.
Nevzat'ı kurtarmak için mi bu kadar çabaya giriyorlar? Kendi ifadelerine göre Nevzat bunların kapısında köpek olamaz. Bu suçu işleyenler bunlar, her şey ortada. Ailenin içerisinfe işlenen bir cinayet olduğu çok açık.
Ya tehdit ederek ya da para teklif ederek Nevzat'ı bu suça dahil edersiniz. Bu suça da onu soktular. Köyde birsürü insan varken neden Nevzat peki? Kendi savunmalarından örnek vereceğim; sözde o gün düğün için herkes gitmiş ve köyde kimse kalmamış. Salim ile Nevzat da dostmuş, yedikleri içtikleri ayrı olmazmış. Çağırdıkları insan Nevzat olacak tabii ki. Dolayısıyla Nevzat'ı bu konuda kullanmışlar.
Sanıkların yaptığı tek şey Nevzat'ı suçlamak. Nevzat'ın vermiş olduğu ifade bu mahkeme nezdinde esas alınabilecek tek ifadedir.
Nahit Eren delilleri bütün çıplaklığıyla ortaya koydu. O delillerin karşısında konuşmaya haya ederim.
Mahkeme Başkanı: Nevzat'ın da iştirak halinde cezalandırılmasını istedi.
Eryılmaz: O noktaya gireceğim efendim
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, baz raporuna ilişkin:
Bilirkişilerden bazı şeyler beklerim. Dört insanın hayatının etkileneceği bir olayda; samimiyet, ciddiyet, denetlenebilirlik ve bilimsellik beklerim. Her sayfaya imza atarız, paraf atmazsınız. Paraf imza yerine geçmez. Hadi geçti diyelim, her paraf birbirinden farklı. Parafları da geçelim, en son kısımda yer alan imzaların herbiri birbirinden farklı. Ciddiyete bakar mısınız? Bu konuda şikayette bulunduk, soruşturma devam ediyor.
Ek rapora ilişkin:
Baz haritası fotoğrafı koymuşlar, Kırşehir'e ait. Tavşantepe ile ilgili olan dosyaya bunu koyuyor. Teknik olarak şöyle bir program kullanıyorum demiş, ekran görüntüsü vermiş. Ekran görüntüleri başka bir yere ait. Bu kadar ciddiyetsiz, samimiyetsizler.
Nevzat Bahtiyar’ın şu davada iştirakten yargılanmasına sebebiyet veren tek delil bu rapor. Aleyhinde bir tane başka delil yok. Bir raporla, bir insanı, bir cinayete ortak gösteriyorsunuz. Uyduruk rapora mı güveneyim, müvekkilin beyanına mı güveneyim?
Hediye'yi bu dosyaya sokacaktım, 5 kişi diyecektim. Sayın Nahit hocam imamı da kattı, 6'ya çıktı rakam. Biraz daha kurcalasak sayı daha da artacaktır.
Nahit Eren: İmamı kati sanık olarak göstermedim. Hts ve baz raporları ile telefonu da kapatması sebebiyle olay mahalinde olabileceğine dikkat çektim.
Mahkeme Başkanı: Hediye Güran ve imam hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma devam ediyor.
Adım sayar, elinizle taşırsanız farklı, cebinizde taşırsanız farklı, çantada taşırsanız farklı ölçüyor. Bu veriye nasıl güvenebilirsiniz?
Narin tepeyi çıkmış, ahıra doğru gidiyor. Dolayısıyla ölümüne sebebiyet veren gördüğü şey ne ise o şey ahırda veya ahırın etrafında oluyor. Cinayet mahali bizim için ahırdır. 15.16 ise bize göre ölüm saatidir.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, Nevzat Bahtiyar’ın cezaevinde kaldığı süre ve kanunda ön görülen ceza miktarı bakımından kararla beraber tahliyesini talep etti."
Enes Güran'ın ifadesine geçildi.
Savunmasının sonuna doğru Nevzat Bahtiyar'a yönelen Güran'ın "Sana 'fa' diyorum sen anla. Kızından anlarsın, yedi sülalen komple var anlarsın" sözlerinin sebebi anlaşılamadı.
Enes Güran'ın ifadesi şöyle:
"Suçlamaları kabul etmiyorum. Evdeyim diye ağırlaştırılmış müebbet alacağım diye bir şey yoktur. HTS denen şeyin yalan olduğu bile bile halen konuşuyorlar. İl ja darmaya koymuşlar beni, ellerimi kelepçelemiş 'konuş' diyorlar. Cezaevine gireceksin dediler tamam dedim. O gün ne yaptığımı hatırlamaya başladım, gittim ifademi verdim, 'kendi götünü mü bu işten kurtarmaya çalışıyorsun' dediler, ifademe geçirmediler.
Olay günü gözüm mor değil. Ben kimsenin yanında kendime zarar vermem. Gözüm o gün morsa ben hastane görüntülerini isteyeyim? Kameraya bakılınca gözümün mor olmadığı anlaşılacaktı ama maalesef kameralar güzel çekmiyor.
Hakkımı helal etmiyorum, zehir zıkkım olsun. Gerekirse kafamı gövdemden koparın ama bacımla suçlamayın. Ömrümün sonuna kadar cezaevinde kalsam da vicdanım rahat.
İnsanlara arama çalışması zamanında sırtımda iz oluştu dediğimde inanmıyorlar. İnsanlar uyurken biz köpek gibi arıyorduk. Bugün deseler 'kardeşin gelecek kafana sık.' Sıkmazsam şerefsizim. Nevzat Bahtiyar bizim köpeğimiz bile olamaz ama katil oldu. Benim aleyhimde elinizde ne delil var?
Adli tıp raporu tespit edemedik diyor, böyle rapor mu olur? (Diş izleri) kolumdaki ısırık bile kandı, tespit edememişler benim suçum mu? Kendim gösterdim zaten kolumu. Kolumu açtım, kolumu da ısırdım komutanım dedim, adamın gözü açıldı, sanki cennete girdi. İl jandarmaya götürdüler, Pantolonunda kan var diyorlar, kan falan yok. O da burada şu anda. Senin hiçbir şeyden anladığın yok. O il jandarmada kimsenin bir şeyden anladığı yok.
Bugün kardeşimin ölü olduğunu bilsem, gömüldüğü yeri bilsem, kepçe orada çalışırken ifademi değiştirmez miydim? Annem beni kesinlikle korumuyor. Nevzat Bahtiyar yakalandı ya, ben o saatte evde değilim deseydim, şu an seyirce yerinde otururdum.
Aile bakanı, artık biraz gelişin. Sizin somut delil dediğinizi ya ben yanlış biliyorum ya siz yanlış söylüyorsunuz.
Bugün profesör dedikleri şeyler televizyona çıkıyor hiçbir şey bildikleri yok. İnsan bir yeri ısırdığı zaman vücut seni iteliyor diyorlar. Ben cezaevinde test ettim bunu, doğrudur iteliyor. Ama siz insanın içindeki acıyı da hesap etmelisiniz.
Millet benim namusuma şerefime küfrediyordu beni arayıp. Komutana söylüyordum, boşver, ne uğraştırıyorsun beni deyip çay içiyordu. JASAT işkenceden başka hiçbir şey yapmadı.
Nevzat Bahtiyar vallahi billahi tahliye olmayacak. Nevzat Bahtiyar'a ceza veremezsiniz diyorlar, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edemez. Hiçbir şey umrunda değil. Nevzat'ın oğlu her gece bizimleydi, camideydi, zorla yemek veriyordu. Bir kere Nevzat'ı camide gördüm. Keşke elini tutmayaydım, altımdaki sandalyeyi bu adama vermeyeydim. 'İnşallah bulursunuz' diyor bana.
Savcılar bana diyor ki 'annen yapmış.' Gelsinler buraya yüzlerine konuşmazsam adam değilim. Psikolojimi bozmaya çalışıyor, bozdu da. Beni dünyaya küstürdüler. Şu an dışarıya çıksam da insanların yüzünü görmek istemem. 'Avukat gönderiyorsa göndersin yoksa ben bilmem' dediğimi hatırlamıyorum bile. İntihar eden insanların sesi size gelmiyor, bana geliyor. Kendini kesen insanları siz görmüyorsunuz, ben gördüm.
Benim namusumu, şerefimi konuşan insanın namusu, şerefi yoktur. Eğer ki biz suçsuz olarak çıksak ne diyeceksiniz? 'Özür dileriz, bitti mi?' Bitmedi. Hak yolunda, hukuk yolunda dünyayı rezil edeceğim onlara. Benim vicdanım rahat, yatarım ben. Ahirette ne diyeceksiniz? Narin çıktı karşınıza, yüzünüze tükürdü, 'adaleti yerine getirmedi' derse ne diyeceksiniz?
Ben işkence dediğim zaman en büyük komutanları bile karı gibi kaçtı. İl jandarmada 'karı' diyordunuz ya bana, hakaret ediyordunuz ya bana, bakın ben de burada konuşuyorum, erkekseniz gelin.
İnsanlar beğeni, takip için benim namusumu, şerefimi konuşuyorlar. Daha mezarına gitmemişim, cenaze namazını cezaevinde kılmışım. Hakkım helal değildir. Vallahi de billahi de cehennemde yanacaksınız."
Enes Güran'ın savunması bitti. Suçlamaları kabul etmedi, somut delil olmadan beni yargılayamazsınız dedi.
Enes Güran'ın ikinci avukatı Muhammet Fatih Demir'in Diyarbakır Barosu'yla ilgili sözlerinin ardından seyirci kısmından buna karşı çıkan bir avukat, mahkeme başkanının 3 defa uyarmasının ardından dışarı çıkartıldı.
Muhammet Fatih Demir'in savunması şöyle:
"Kıymetli bir baro kıymetli işler yapmış ama bu dosyada kendini çok yanlış konumlandırdı.
Bu sırada Diyarbakır Barosu'ndan bir avukat, "savunma hakkınının sınırlarını aşıyorsunuz" tepkisinde bulundu.
(Savunma avukatları grubunda değil, seyirci konumunda)
Mahkeme Başkanı, "Konuşma hakkına sahip değilsiniz, avukat hanımı dışarı alalım" diyerek avukatın dışarı çıkarılmasını istedi.
Üç uyarıda bulundu, "Yaka paça dışarı çıkartmak zorunda kalacağım"
Avukat salondan çıkartıldı.
"Benim tüm dosyalarımda müvekkilimin adı yazar. Ben 'Enes' yazmadım o dosyalara, 'Narin' yazdım. Bakıyorum paylaşımlara, 'sanıkların en ağır cezayı almasını' istiyorlar. Ya sanıklardan biri masumsa? Fail ya da faillerin en ağır cezayı almasını istemelisin."
Enes Güran'ın ikinci avukatı Muhammet Fatih Demir, bir sosyal medya kullanıcısının, Arif Güran’ın fotoğrafını paylaşarak yaptığı "Bu köyde herkes potansiyel faildir, bu şerefsiz de dahil" paylaşımına ilişkin verilen takipsizlik kararına tepki göstedi. "Arif Güran insan değil mi, yurttaş değil mi, vatandaş değil mi?"
Nevzat Bahtiyar inanılmaz zeki. Gerçekten zeki. O kadar zeki ki ona 'Salim'i aradın mı?' diye soruluyor, 'aramadım' diyor. Sonra, 'aaa şu sebeple aradım' diyor... Hızlı değişimler çok ilginç. Saat 15.08'e geldiğinde, hem 'annemin evinden muslukla su çekiyordum' diyorsun hem de 'su için aradım' diyorsun.
Nevzat dünkü celse biraz toparladı ama önceki celse batırdı. 'Naaşı alıp yerini değiştirecektim' dedi. Müşterek fail olmadığını söylüyorsun ama naaşı koyduğun yeri değiştirmek istiyorsun. Senin motivasyonun ne? 'Aile görsün diye' diyor. İnanmıyorum sana.
Hem ucuza araba veriyorsun hem de sana 80 bin lira fatura çıkarıyorlar. Ben olsam sinirlenirim. Kanaatimce Arif'e içerlenmiş bu sebeple Nevzat.
30 dakika orada ne yaptı? (Eğertutmaz Deresi) O süre çok uzun ve kendisi söylemeyene kadar da karanlıkta kalacak.
Bu dosyada bizi adli hataya götürebilecek çok fazla neden var. Bu davanın adli hataya dönüşmesine izin vermememiz gerekiyor.
Ben şunu iddia ediyorum; daraltılmış baz raporunu tanzim edenler bilirkişi değil çünkü sizin yapmış olduğunuz bir görevlendirme talebi yok. Hangi bilirkişiyle görüştüysem 'bu rapor safsatadır' dedi."
Gün boyu ifadelerle, savunmalarla geçen duruşmanın ardından mahkeme başkanı yarın 10.00'da devam etmek üzere duruşmaya son verdi. Bugünkü duruşmanın son saatlerine doğru avukatlar arasında gerginlik yaşandı.
Enes Güran'ın ikinci avukatı Muhammet Fatih Demir'in Diyarbakır Barosu'yla ilgili sözlerinin ardından seyirci kısmından buna karşı çıkan bir avukat, mahkeme başkanının 3 defa uyarmasının ardından dışarı çıkartıldı.
Avukatın salondan çıkarılmasına ilişkin Diyarbakır Barosu, sanık avukatları ve mahkeme başkanı arasında tartışma yaşandı. Nahit Eren, duruşma bittikten sonra mahkeme başkanına "Yarın sabah söz alacağız" dedi. Mahkeme Başkanı da "Yarın sabah söz vermeyeceğim, bu tartışmayı dışarıda sürdürün" ifadelerini kullandı.