Bu, milli mutabakatla büyük bir taleple büyük Türkiye'nin yeniden inşa edilmesiyle toplumun içindeki dayanışmayı daha yüksek seviyelere çıkarmakla olur" dedi.
ANKARA - CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, İhsanoğlu, OSİAD, Anadolu OSB, İÇASİFED ve OSİAD Güçbirliği AŞ'nin geleneksel iftar yemeğinde, OSTİM'in Türkiye'de dinamik bir kesimin temsilcisi olduğunu ifade etti. İftar yemeğinde toplumun değişik kesimlerindeki mutabakatı, milli birlik ve beraberliği gördüğünü belirten İhsanoğlu, "Başı rahmet, sonu mağfiret olan bu ayda biz huzuru arıyoruz. Sırf içerideki değil, komşularımızdaki huzuru da arıyoruz. Türkiye'de her şeyden önce toplumsal huzuru, birliği ve dirliği kurmamız lazım. Birbirlerinden farklı sayılan, ayrıştırılan, cepheleştirilen, zıtlaştırılan, kutuplaştırılan toplumun parçaları halinden, tekrar bir ve beraber olmamız lazım gelir" dedi.
İhsanoğlu, Irak ve Suriye'deki sıkıntıların, din ve mezhep temelinden ayrışmaların başlamasından sonra meydana geldiğini dile getirdi. Tarihten gelen birliği ve anayasada vasıfları belli olan cumhuriyetin değerli ölçüsünde de beraberliği muhafaza etmek gerektiğinin altını çizen İhsanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de toplum huzur, güven istiyor, öfke, gerginlik istemiyor. Bu, milli mutabakatla büyük bir taleple büyük Türkiye'nin yeniden inşa edilmesiyle toplumun içindeki dayanışmayı daha yüksek seviyelere çıkarmakla olur. Şu anda ürettiğimiz malları satacak pazar bulamıyoruz, çünkü etrafımız ateş çemberi aldı. Peki bu ateş ve parçalanma hali nereden geldi? Maalesef, iki komşumuzda parçalanma hali başlamıştır. 100 senelik harita, 100 sene sonra yeniden çizilmeye başlamıştır. Irak, 3 parçaya ayrılıyor, bu ayrılma artık çok hızlandı. 2003'te tohumları ekildi, 10 sene sonra bu noktaya geldi. Kuzeyde, güneyde ve ortada ayrı bir devlet. Bunun bir benzeri de Suriye'de görülüyor. Bu durum bir yerde başlarsa öbür yere de geçer, sari hastalık gibidir. Bu ateşlerin söndürülmesi hususunda daha dikkatli davranmazsak bu ateş bize de sıçrar. Bunun sıçramaması için Türkiye'nin birliğini, beraberliğini ve dirliğini sağlaması, bu konuda parti farkı gözetmeksizin bu çareleri bulacak Cumhurbaşkanını seçmesi lazım. Ateşe körükle değil, suyla gidecek olan birine ihtiyaç var." (aa)