Ölümün sesinin baskın olduğu bir döneme düştük yine! Şimdi ölümlerin çoğaldığı, mezarlıkların büyüdüğü, katmerli acıların yaşandığı dönemdeyiz. Aynı ölçüde yoksulluğun çoğaldığı ve açlığın arttığı dönemdeyiz. Ve toplumda dilenciliğin bin bir çeşidi… Sefalet diz boyu…
BUNGUN…
Gençlikteki pervasızlığım yok artık
Kendimi bile şaşırtan duygular içindeyim
Nerdeyse batıl inançlarım oluştu diyeceğim
Önceden ayrımına varmadığım takıntılarım
Korkularım gittikçe büyüyor
Yalnızlıktandır diyorum
Belki de dost sıcaklığını bulamayışımdandır!
Hayat
Eskisi gibi anlamlı görünmüyor bana
Ah, ben yaşamak delisiydim!
Kahkahalarım hâlen de buna tanık
Nasıl bir güçtür ki bu
Bu geçici senaryoyu yazmış da
Bizi ve her şeyi part time oynatıyor
Üstelik böyle berbat bir sahnede
Donanımsız
Ve böyle çiğ oyuncular arasında
Gönüllü de olmadım, dilekçe de yazmadım
İdeali öldürülen bir ülkede ve dünyada
Ütopyasız ve inançsız insanlar arasında
Ve saçma sapan bir hayatın akışında
Gözyaşları sıcaklığında bir hüzünle
Şarkılardan bir ateş yakıyorum ben de
Şarkılardan ateşi ha bire harlandırıyorum
Üstelik de biliyorum, ne yazık ki
Ateşler de sönecek ben de
Ama her şeye karşın ve yine
Ateş, ateş, ateş!
Küle dönsem de…
Aydın ALP
TUFANLARDAN ARTAKALAN – J&J YAYINLARI – 2015
İnsan fani, amenna! Kısacık bir ömür, tamam! Peki, bu kısacık ömürde haksızlıklar, zulüm; ona da mı amenna? Asla! Namussuzluklara boyun eğen de namussuzdur! Gerekçesi ne olursa olsun, namussuzdur!
Ben sesli düşünen bir insanım ve sesli düşünmekten yanayım. Neye karşı çıkıyorsan seslendir! Yasal, meşru, şeffaf, aleni, apaçık ve net olmak; dünyanın en güzel özelliğidir! Demokrasi, bir yanıyla da bu demektir! Riyakârlık, karnından konuşma, sağ gösterip sol vurma, sinsilik; baskıcı toplumların deforme ettiği kişilik ve davranış bozukluğudur! Mevlana’nın: ‘’ Ya düşündüğün gibi ol ya da olduğun gibi düşün!’’ sözü, korkunun egemen olduğu karanlıklara tutulan bir meşaledir!
İnsanın düşündükleriyle yaptıklarının uyumlu olması, aynı zamanda ahlak meselesidir de. Hangi görüşe inanıyorsanız inanın; samimiyet önemlidir! Söyledikleriyle yaptığı farklı insanlara karşı çıkamıyorsanız, siz de riyakârsınız demektir! Diyelim biri demokratım diyor; ama yozun önde gideni! Diyelim biri dindarım diyor; ama hırsızın teki! Sırf görüşünden dolayı aşağılık insanların pisliklerini görmemezlikten gelenler, daha aşağılık insanlardır!
Ben ömrümün sonuna gelmişim. Yaşayarak öğrendiklerimi ne artist olmak ne de para kazanmak için söylüyorum. Yaşam, steril olsun. Özgür, onurlu ve güzel yaşansın! Korkudan bir güce biat edenler, zaten köle ruhlu insanlardır. Onların, insan olma özellikleri tamamlanmamıştır! İnandıklarımız çoğu kez bizim kafesimiz, hücremiz oluyor! Ve toplumumuzda kafeste, hücrede yaşamaya alışanlar; özgürlüğe de, özgür insanlara da düşman oluyorlar!
Ah, bir de gençlere ve âşıklara kıymayın! ‘’Yaş ağaca balta vuran el onmaz!’’ Hiçbir insana, hiçbir ağaca kıymayın! İnsanlıktan nasibini almış insansanız, yaşamayı ve yaşatmayı seçin!
Ah, yüzleri gülebilsin insanların! Ah, insanlar gülmeyi unutmasın!
Kendimi bildim bileli özgürlükten ve eşitlikten (kaba eşitlik değil) yana oldum. Ve bedelini ödediğim bu değerleri, ömrümce de savunacağım. Bedeli tümüyle ödenmemiş denirse, ona da eyvallah! Ama asla baskılardan; kölelikten ve onursuzluktan yana olmayacağım!
Toplum olarak üstümüze dökülen bu ölü topraktan silkinelim! Bir özgürlükler ortamı olmalı! Bir üretim seferberliği olmalı! Ve mutlaka!
Koronanın ve koronalı düzenin geride kaldığı günler diliyorum. Yeniden buluşmak dileğiyle sevgiler, saygılar…