İnsanın kendini dinlemesiyle başlar esaslı tüm dinlemeler. Kendini dinlemesini bilen insan her şeyi gerçekten dinler. Kendini dinlemesini bilmeyen insan ise hiçbir şeyi dinleyemez ama gerçekten dinleyemez. Özgürce, hiçbir şeyi araya koymadan dinlemek, kendini bilmektir.
İdea
İdea, görmenin özü ve kaynağıdır. Bu özde sadece görmek vardır, gördüğünü bilgiye çevirerek, onunla oynamak değil. Oynamak bir yorumlama hali olduğundan bozulmaya temel teşkil eder. Olanı, olmaması gerekene bir amaca, bir inanca kilitleyerek esaret altına alır.
İdeal
İdeal sözcüğü esaslı, tam ve bütün olarak görmektir. Bu sözcüğün gerçek anlamı bu iken, nasıl oldu da sözcüğün kendisi, kendisi olmaktan çıktı? Kendi özüne yabancılaşan sözcük, İnsan elinde farklı anlamlara büründü. İnsan ise, sözcüklerle oynamayı marifet sandı. Sözcüklerin insan eliyle kendi amacı dışına çıkması, talihsiz bir durumu yarattı. Bu da tehlikeli yaşamları oluşturdu. İnsanlık için tarifi imkânsız çıkmaz buydu. Sözcükler olması gereken yerde değil de, kendi anlamını çok aşan ve insanın kendi yanlış emellerine hizmet eden hale geldi, getirildi.
İdealizm
Bu sözcükle tanışmayanımız yok gibidir. “ idealizm” kelimesi ideal sözcüğünün bozulmuş halidir.
Bu bozulma nedir ve nasıl olmuştur? İdeal sözcüğü ‘bütünlüklü görmektir’, dedik. İdealizm ise gördüklerinden yani olandan bir şey çıkarmak, onu bilgiye yani ideolojiye Kurama veya herhangi bir inanca dönüştürmektir, dönüştürmektir. Bu da kendi benliğine tekabül eden ve kendi çıkarını esas alan bir gerçektir. Görmek ile gördüğünü bilgiye dönüştürmek ve bu bilgiyle otoriter bir yaşam oluşturmak çok ayrı şeylerdir. Bu durum nasıl bir bozulma içinde olduğumuzu gösterir. İnanç eksenli tüm otoriteler bu temeli esas alarak kendilerini var eder ve kendi oluşumlarına uygun bir ideoloji oluştururlar.
İddia, idealin yani görmenin özü ve kaynağı iken bu özde sadece görmek vardır. Gördüğümüzle oynayıp onu bilgiye çevirdiğimizde işin rengi değişir. Bunu neden yapar insan? Kendi olan insanın bunu yapma ihtiyacı yoktur. Bu ihtiyaç ortaya çıkmışsa, yanlış giden bir şeyin olduğu da açıktır. Sözcükler, yaşamsal inşada anlamlı araçlardır. Sözcüklerle oynama ise bozulmanın temelini gösterir.
Sözcüklerle Oynama Nedir?
Sözcüklerle oynama, sözcükleri olması gereken yerde tutmayıp, onu bencil ihtiyaçlarımız doğrultusunda kullanmak ve onunla güç inşa etmektir. Bir inanç ve bir amaca uygun hale getirerek hedefimize ulaşmak için kullanmaktır. Bu yüzden inanmayı, inandığımız şeylerin peşinde gitmeyi özgürlük sanıyoruz. Bu nedenle de bu tür oluşumlara boyun eğiyor ve çok köklü bir koşullanma içinde kalıyoruz. Bunların hiçbiri özgürlüğü ifade etmez, tam tersine tüm kölelikler bunlarla başlar ve kuvvetli bir hale gelir. Bunun kaynağında da sözcüklerle oynama vardır. Sözcüklerle bu şekilde oynayan insan kendisi olmayan insandır.
Önemli olan idea ve ideal de kalmaktır, idealizm de değil. Bir yorumlama ve kendimize göre anlam oluşturma babında idealizmler oluşturduğumuzda yaşamı yaşam olmaktan çıkarırız. Yapılan da maalesef budur.