Geçtiğimiz günlerde Hüda Par sözcüsü Sait Şahin’in, KRT Haber Müdürü Çağlar Cilara'nın konuğu olduğu programda 6-8 Ekim'de yaşanan olaylarla ilgili acıları gömmeye ve HDP ile barışmaya hazır olduklarını belirtmişti.
Şahin’in söz konusu programda kullandığı “6-8 Ekim olaylarını dahi çizecek kadar biz yeter ki iyi niyet görelim, samimiyet görelim, biz acılarımızı yüreğimize gömmeye, barış şerbeti içmeye, diyalog şerbeti içmeye, normalleşme şerbeti içmeye hazırız bu kadar net söylüyorum" ifadelerine HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz’dan düzeltme geldi. Yavuz: “Şu ana kadar, şu anda dahil HÜDA PAR’dan herhangi bir partiye bir ittifak teklifi ya da bir barış teklifi gitmemiştir, böyle bir şey de esasen gündemimizde yoktur" diye konuştu.
HÜDA PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Adayı Mehmet Yavuz, Rehber TV’de katıldığı "Seçim 2018" programında iç ve dış gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Başta seçimler olmak üzere ittifaklar, Cumhurbaşkanlığı adaylığı, partiler arasındaki görüşmeler, Suriye meselesi, Kudüs meselesi, ekonomideki deprem, Kürd Meselesi ve HÜDA PAR’ın muhalefet anlayışı gibi konulara değinen Yavuz, önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘Diyalog kurulsun, müzakere oluşsun siyasi partilerin liderleri sorumlu bir dil kullansın’
Seçime girme yeterliliği olan partilerle görüşmelerinde nelerin konuşulduğu soruna cevap veren Yavuz, "Türkiye’de bir seçim olacak. Her seçime gereğinden çok büyük bir anlam yüklenir. Bizler 25 Haziran’da kıyametin kopmayacağını, kaybedenlerin olacağını, kazananların olacağını dolayısıyla çatışmaya gerek olmadığını, kan dökülmesine gerek olmadığını, böyle çok sivri bir dilin kullanılmasının bu emperyalist dümene su taşıyacağını muhataplarımızla görüşmek istedik. Haklı olduğumuz nokta dün akşam gece saatlerinde Ankara’da iki siyasi partinin mensupları arasında bayrak asmadan dolayı kanlı, bıçaklı; kavgalı, sopalı saldırılar, kavgalar yaşandı. İnsanlar hastanelik oldu. İşte bunun olmaması adına HÜDA PAR olarak bir inisiyatif aldık bu büyük fotoğrafı da göz önünde bulundurarak, bu doğrultuda siyasi muhataplarımızla görüşelim, seçime girme yeterliliği bulunan bütün partilerle görüşelim, bu konuda onlara derdimizi anlatalım. Diyalog kurulsun, müzakere oluşsun siyasi partilerin liderleri sorumlu bir dil kullansın. En yüksek noktada öyle bir sorumluluk bilinciyle hareket edilirse, ılıman bir dil, makul ve mutedil bir dil kullanılırsa bunun tabana da yansımaları olacak ve hep beraber 24 Haziran seçimlerini huzur ve sükûnet içerisinde geçirmiş olacağız. Seçime girme yeterliliği bulunan bütün siyasi partilerden bu anlamda randevu talep ettik bu konudaki görüşlerimizi serdetmek, onlardan görüş almak açısından randevu talebinde bulunduk." ifadelerini kullandı.
"HÜDA PAR’dan herhangi bir partiye ittifak teklifi ya da bir barış teklifi gitmemiştir"
Son zamanlarda HDP ile ilgili ittifak görüşmelerine dair basına yansıyan haberlere ilişkin sorulan soruyu da cevaplandıran Yavuz, "İttifak teklifi olmayan bir görüşme üzerine ne bir ittifak ne de bu anlamda bir şey olur. Şunu düzeltmek lazım ittifak için görüşmelerde bulunmak ayrıdır, ittifak yapmak ayrı bir şeydir. Ben HÜDA PAR adına çok rahat bir şekilde söyleyebilirim. Şu ana kadar, şu anda dahil HÜDA PAR’dan herhangi bir partiye bir ittifak teklifi ya da bir barış teklifi gitmemiştir, böyle bir şey de esasen gündemimizde yoktur." diye konuştu.
"Siyasi partiler birbirilerini düşman olarak görmemeleri gerekir"
Diğer partilerle bir iletişim kurduklarını ama henüz etkileşim ve değişim aşamasına gelmediklerini söyleyen Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan görüşmelerine de değinen Yavuz, "İttifaklar, seçimler, memleket meseleleri, yanlış gittiğini düşündüğümüz bazı hususları ilk elden, ilk ağızdan Sayın Cumhurbaşkanına sunma fırsatı bulduk. Bunun dışında tabi ki, seçimler, siyasi meselelerle alakalı görüştüğümüz diğer partilerle olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanı da bizden destek talebinde bulundu. Cumhurbaşkanlığında kendisini desteklemememiz adına. Bunu Vatan Partisi de söyledi çünkü onlar da Cumhurbaşkanı adayı çıkarıyorlar. İYİ Parti de vs. görüştüğümüz partilerde cumhurbaşkanı adayı çıkarabilecek bütün partilerde olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanı da bizden destek talebinde bulundu. Bizim de bir ahlakımız var. Bütünsel anlamda bizim işlerimiz kendi aramızda Şura iledir. İlkelerimiz bunu gerektiriyor. Bunları yetkili kurullarımızda değerlendireceğimizi, bunlara dair bir karar verdiğimiz zaman kuşkusuz kamuoyuyla paylaşacağımızı son derece nazik bir şekilde siyasi muhataplarımıza ilettik. Kuşkusuz bir kararımız oldu. Bu konuda Genel İdare Kurulumuz tarafından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde izleyeceğimiz stratejiyle alakalı bir kararımız var ama bu kararı bir süre sonra paylaşacağız."
‘Milyonlarca insanın konuştuğu bir anadile siz bilinmeyen dil derseniz, ne olacak?’
Kürt meselesinin meydana gelmesindeki etkenin devletin sistem sorunu olduğuna işaret eden Yavuz, dilleri ve kimlikleri Allah’ın birer ayeti gören ve buna göre siyaset inşa etmeye çalışan bir siyasal hareket olduklarını söyledi.
"Bu memleketteki her dil ırk kavim kimlik haddi zatında şereflidir, izzetlidir" diyen Yavuz, "Zira biz dilleri ve kimlikleri Allah’ın birer ayeti gören ve buna göre siyaset inşa etmeye çalışan bir siyasal hareketiz. Peki ne olacak? Ne olacağını daha önce de izah ettik. Bir kez daha izah ediyorum. Mecliste birkaç kelime Kürtçe konuşulduğu zaman meclisin tutanaklarına bilinmeyen dil olarak geçiyor şimdi Allah aşkına ben soruyorum, memlekette milyonlarca insanın konuştuğu bir anadile siz bilinmeyen dil derseniz, ne olacak. Daha ne çözülmemiş ki? Şimdi bunu kardeşlerimiz iyi niyetle ‘Kürtler kaymakam oluyor, cumhurbaşkanı olabiliyor önünde engel yok’ diyor, doğru. Ben bunu bir dönem İslami kesimler için geçmişte söylenen ‘Camiler açık hacca gidiyorsunuz kapalı ortamda kapanabiliyorsunuz’ şekline bir kıyasla benzetiyorum. Bunu çok iyi anlamaları lazım. İslami hassasiyet sahibi olan kardeşlerimiz bunu anormal görebilirler. Ancak meseleyi bizden duymalıdırlar. Biz bu işin bizatihi içerisindeyiz sorunu meseleyi iliklerimize kadar yaşıyoruz, ağır bedeller ödüyoruz ve çözümünü de biliyoruz. Şimdi siz ‘Senin dilin yoktur ve bilinmeyen dildir’ dediğinizde 12 bin kilometre öte tarafından elin George’u, Bush’u gel gel yaparak sana ‘Olur mu canım kim sana dilin yoktur demiş. Senin dilin şerefli bir dildir’ diyerek Kürt enstitüsü açıyor, ‘Ben sana statü vereceğim’ diyerek sizin kendi öz vatandaşlarınızı yanına çağırıyorsa, öz vatandaşlarınızı onlara kaptırıyorsanız o zaman siyasi iradenin devlet aklının oturup düşünmesi lazım. Düşünmezse HÜDA PAR olarak biz bunu düşündüreceğiz. Çünkü huzurumuzun bu kargaşanın ortadan kalmasındadır. Kürd’ünde, Türk’ünde huzuru bundadır. Biz bu millete huzur vaat ediyoruz." şeklinde konuştu.