Batman’da, Van’da, Mardin’de Halfeti’de başta olmak üzere birçok yerde insanların üzerine çullanarak kadın, yaşlı, genç demeden yaka paça yerlerden sürüklüyorlar, sokak ortasında göz göre göre işkence yapıyorlar, gün ortasında gazete çalışanlarını kaçırmaya kalkışıyorlar, Cizre’de Kürt kıyafeti şal û şepikle düğüne giden gençlere yönelik yaşanan gözaltı girişimine demokratik tepkisini gösteren halkın tavrına karşılık havaya ateş açıyorlar, Rojda, Xecê ve Diljen Ronî gibi Kürt sanatçılarının konserleri hiçbir gerekçe gösterilmeden iptal ettirilerek terörize ediyorlar, sosyal medyada günün yirmi dört saati kadınlı, erkekli örgütlenmiş ırkçı, faşist troller, gece gündüz televizyon ekranlarına çıkartılan eski özel harpçı general, amiral, bilmem ne rütbeli şipşakçı sözüm ona akademisyenler, topluma asparagas haberler pompalayan kelli felli lafazan gazeteciler üzerinden seviyesiz hakaretler yağdırıyorlar, en olmadığı kadar halklar arasında tam gaz kin nefret yayarak düşmanlık yapıyorlar. Bunların alası doksanlı yıllarda yaşandı, yaşadık. Haddi hesabı olmayan işkenceler, toplu kaçırmalar, gözaltında kayıplar, yüz binlerce tutuklamalar, evleriyle birlikte yakılmalar yaşandı, gazete binaları bombalandı, binlerce köy ve kasaba yerle bir edildi, Lice, Şırnak gibi birçok şehir bombalandı, milyonlarca insan silah zoruyla topraklarından sürülerek dünyanın her bir tarafına göçerttirildi, yine de sonuç alınamadı, alınamaz…
*
Kürt kalmış hiçbir Kürdün sizden korkacak, sizden sinecek, sizden kaçacak, sizden saklanacak, varlığını inkar edecek, şiddetinize teslim olacak, yarattığınız yokluğa, yoksulluğa daha fazla dayanacak, aslı astarı olmayan örgütlü yalanlarınıza, iftiralarınıza katlanacak hali kalmadı. Birlikte yaşamı, dostluğu, kardeşliği, yeterince yara almış güven duygusunu hedef alan bu beyhude politikanızdan vazgeçin, bu yol, yol değildir, size kazandırmadı, kazandırmayacaktır. Kürt eski Kürt değildir, öyle beylik sözlerle, nasihatlarla, tehditlerle, şantajlarla, olmadı sözüm ona terörist yaftasıyla, haksız, hukuksuz muameleyle boyun eğdirmeye gelmedi, gelmeyecektir. Aklı başında olan hiç kimse üçüncü defa hayata geçirdiğiniz kayyım politikanıza rıza göstermeyecektir, zerre kadar duygusu olan hiç kimse irade gaspınızı, hiçleştirme siyasetinizi görmezlikten gelmeyecektir, dahası puslu havaya yelken açmış muktedirlere, haktan, hukuktan uzaklaşmış, adaletten yoksun, demokratik değerlerden kopmuş siyasette ısrar eden iktidaranıza, konforları için her yolu mübah gören tamahkar yandaşlarınıza, sünepe akıldaşlarınıza bu kargaşadan, sonu belli olmayan bu kaostan ekmek çıkmadı, çıkmayacaktır…
*
Barış istemek, kardeşlikte ısrar etmek her zaman güçsüzlük, çaresizlik, enseyi karartmak, köle yaşama razı gelmek, hele sizden aman dilemek hiç değildir. Bin yıl da geçse meşru ve haklı talebe yanılgılı yaklaşmanın, hesapta hata yapmanın, baskı ve şiddet politikasında ısrar etmenin sonuç alma şansı yoktur. Herkesin, hepimizin hayatını yakından ilgilendiren, daha doğrusu ortak geleceğimizi tayin edecek hassas durumu daha fazla zora sokmanın, toplumu öngörülemez kaotik mecralara sürüklemenin dışında hiçbirimize faydası yoktur, hayatı zindan etmeye ne gerek. Barış ortamının, kardeşlik hukukunun, özgür düşüncenin, kendisi olabilmiş bireyin, toplumun kardeşlik hukuku içinde geliştirebileceği, yaratabileceği ekonomik, sosyal, kültürel kapasitenin getirisi, gasp edilen üç beş belediyenin talanından elde edeceğiniz olanaktan, güç zehirlemesi yaşayan iktidarınızın bahşettiği ranttan, parmak sallayan buyurgan büyük, küçük tüm muktedirlerinizin cürmü kadar yer yakan dehşetinden, müesses nizamın derin dehlizlerinde hazırlattığınız çöktürme planlarınızın sahte başarısından, velhasıl Kürtlere, demokratlara, devrimcilere düşman “Burada Allah yok, peygamber tatile çıktı…” düsturuyla beslenen işkenceci şeflerinizin, adı sanı, adresi, hikayesi belli mankurt tetikçilerinizin, illa ki halk düşmanı paramiliter çetelerinizin eliyle evlere, sokaklara, mahallelere, kentlere pervasızca salmak istediğiniz korku dağınızın sağlayacağı kötücül getiriden daha büyük, daha değerli, daha kapsayıcı olduğunu akılda tutmanızda, adamakıllı bellemenizde yarar vardır. En önemlisi, bu ülkede yaşayan herkes, hepimiz yeterince bedel ödedik, daha fazla kan ve gözyaşı dökmeye, acıyı daha fazla büyütmeye ne gerek, kendine yetebilen bu kadim coğrafyada kardeşçe, yan yana, barış içinde, kaygısız, korkusuz, özgür yaşama imkânı varken…