Siyasette kilometre taşlarını yerli yerine oturtup o güzergâhta yol yürümek zor zanaattır. Bu zor zanaatı gerçekleştirirken hata yapmak ne kadar mümkünse doğru olanı öngörmekte o derece ve son derece önemlidir.
Özellikle seçime yakın dönemlerde bu zanaat icra edilirken söylenenlerin gerçekliği seçmen açısından son derece önem arz ediyor. Gerek siyasette gerekse normal yaşamda ‘sözün senet’ olduğu/olması gerektiği konusunda etik değerleri kaybettiğimiz bir dönemde parlamento tarihinde bir ilk gerçekleşti dün. HDP ve Selahattin Demirtaş ismi de tarihe geçti.
Meclis tarihinin en kısa ve öz konuşmasıyla Selahattin Demirtaş seçimle ilgili sonuçlara damgasını vurdu;
‘Uzun lafın kısası’,
‘Fazla söze ne hacet’,
Diyarbakır tabiriyle de;
‘Herre meyveli buxe’
Misali öyle bir cümle sarf etti ki,
Sarf ettiği andan itibaren bütün Türkiye’de yankı yaptı.
**
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın;
400 milletvekili istiyorum.
400 milletvekili istiyorum
400 milletvekili istiyorum
**
Başkanlık istiyorum
Başkanlık istiyorum
Başkanlık istiyorum
**
Tekerlemesine kendi üslubuyla kısa ve öz yanıt veren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, aynı zamanda Türkiye halklarına ‘senet’ gibi bir söz verdi. AKP ile pazarlık içinde oldukları yönündeki spekülasyonları da ortadan kaldırdı.
HDP var oldukça;
Seni başkan yaptırmayacağız
Seni başkan yaptırmayacağız
Seni başkan yaptırmayacağız
Sözleri
Demirtaş’ın ve HDP’nin ‘seçim senedi’ olarak meclis tarihine damgasını vurdu.
Demirtaş tek cümle ile AK Parti ve Cumhurbaşkanına meydan okudu adeta.
Bu sözleri, HDP’nin barajı geçeceğine dair ilk işaret fişeği olarak algılamak gerekir diye düşünüyorum. Toplumsal muhalefetin duygularına, beynine hitap eden bu sözlerin karşılığının 7 Haziran seçimlerinde sandığa yansıyacağı yönünde ortak kanaat oluştu dün.
Bundan sonrası;
İyi aday profili
Ciddi ve stratejik çıkışların devamı ile ilgili bir durum.