Herkesin acısı kendine olmamalı

Mümin Ağcakaya

Ortadoğu’nun tarihselleşen ve kördüğüm olan sorunlarından biri olan Filistin-İsrail savaşı Hamasın başlattığı ‘Aksa Tufanı’ hareketiyle yeniden alevlendi. Ortadoğu’nun tarihi ne eskiyse etnik ve dinsel temelli sorunlar da bir o kadar eskidir. Bu yüzden, bu topraklar bir türlü barış yüzü görmemiştir. Tarihin savaşlarla yazıldığı Ortadoğu da her zaman güçlülerin hukuku geçerli olmuş ve eşitsiz güç durumu zayıfların ağır trajedileri yaşamasına yol açmıştır. Sür git devam eden savaşlar ve çatışmalar tarihselleşen bir kan davasına dönüşmüş ve birbirlerine sürekli acılar yaşatmışlardır. Karşılıklı olarak birbirlerini yok etmeyi amaçlayan bu savaşlarda her taraf sadece kendi acılarını görmüştür.

Son İsrail Filistin çatışmasında görüldüğü gibi birbirlerini yok etmek için her türlü yok edici silahı kullanmaktan çekinmiyorlar. Bombardımanlar sonucu kentler, hastaneler yerle bir oluyor. Her iki taraftan halktan kadın ve çocuklar bombalarla parçalanıyor, ölmeyenlerde yıkıntıların altında kalıyor. Ortaya tarifsiz trajik manzaralar çıkıyor. Her iki taraf da birbirlerine verdiği acının dozajını gittikçe yükseltiyor. Empati yapma ortamı da olmadığı için; her iki taraf da sadece kendi acılarını görüyor ve kayıplarını kutsuyor.

İkinci dünya savaşında Yahudilerin Alman Faşizmi tarafından soykırıma uğramaları nerdeyse tüm insanlığın vicdanında derin izler bırakmıştı. Bu zulme ve soykırıma uğrayanların daha sonra Filistinlileri topraklarından ederek, bu çektiklerinin faturasını ödetmeye kalkmasını da dünyada birçok insan kabul etmedi.

Kuşaklar boyu süren çatışmalardan sonra her iki tarafın da empati yaparak birbirlerini anlamaya çalışmaları kolay gözükmüyor. Kadın, çocuk ve yaşlıların acı çektiği, bombalarla parçalandığı bu savaşta ortaya çıkan trajedi ve dram her iki tarafta yeterli bir empatiyi geliştirmiyor. Her iki halk da acı çekiyor. Burada kimin daha az ya da çok acı çektiğini kıyaslamak doğru değil. Çünkü acılar yarıştırılamaz.

Her iki taraftan da insan çığlıkları yükseliyor. Filistin halkının haklılığı tartışma dışı. Bu dünyaca kabul ediliyor. Çünkü Filistin halkının siyasal ve insani birçok hakkı elinden alınmış bir halktır. Ama savaşta başvurulan yöntemler kabul edilebilir değildir. Hiçbir savaşta sivillerin, savunmasız insanların hedef alınması kabul edilemez. Savaşların da bir kuralı vardır. Bir ahlakı olmalıdır. Bunlara uyulmadığında en haklı davalar bile tartışma yaratır.

Filistin İsrail sorununda her iki tarafın uyguladıkları şiddet politikaları birbirini beslemekte ve her iki taraf da uyguladıkları şiddet için gerekçe olmaktadır. Kabul edilmeyen yöntemlerle yürütülen bu savaşta sonuçta; sorunun çözümü ve barışın sağlanması umutlarını zayıflatmaktadır. Daha da ötesi bu tırmanış, bir bölge savaşına doğru evirilerek daha büyük acıların ve trajedilerin yaşanmasına yol açacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.