HERKES BİRAZ KADIN OLABİLİR Mİ 8 MART’TA?

Murat Bozkurt

HERKES BİRAZ KADIN OLABİLİR Mİ 8 MART’TA?
VE ADALET İÇİN YABANCI HAKEM DEĞİL YABANCI İSTEYELİM Mİ?


8 Mart…
Hava soğuk ve ölüm daha soğuk…Ayaz…Her ayazda bir canavar ve bir kerbela var…Hasretinle yandığı mucizelere ve kahkahalara ihtiyacımız var…

Her yerde kan,gözyaşı,zulüm ve kirli ellerin gölgesinde iblisvari bitmeyen bir savaş…

Tanklar dizilmiş saf saf barış zılgıtları çeken ve korku,ölüm nedir bilmeyen kadınlar…Beyaz yazmalar uçuşuyor havada güvercinlere denk…Ya Rab bu ne mahşeridir bizi ortadan milyon kere bölen ve yeniden bizi biz yapan?

Kadınlar bağırıyordu tek yürekten:”Adalet için ,barış için ve dahi incir ile zeytin hakkı için bir maçta,bir öpücükte ülkeye nizam veren yabancı hakem değil; yabancı hakim istiyoruz diye…”

Sonra bir kadın bir adım öne çıktı ve dedi ki:
“Öleceksem seni neden seveyim ki?”
Ve sonra tankların gözünden akan gözyaşlarını görünce:
“Ölümse birlikte yoksa tek başına öleceksem seni neden seveyim ki?”dedi…
Ve rivayet odur ki erkek o günde anlamadı asıl anlaması gerekenleri…Anlaması için herkesin BİRAZ KADIN OLMASI GEREKİYORDU..

Şşşşşşştttttt sessiz olun diyordu bir parmağı dudağında bir hemşire ve gökte melek yerde bütün kadınlar......Herkes biraz kadın olabilir mi?


Bütün erkekler bağırıyordu içimizdeki erkekliği REDDEDİYORUZ ve içimizdeki erkekliği öldürüyoruz…

Erkekler ve kadınlar bir arada, bir araya gelmiş ve önce insanlık diye haykırıyordu....Herkes biraz kadın olabilse Babadağda yamaç pataşütü yapan mutlu bir insan olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşayacağız biliyorum.Ya da ne bileyim sussak ve bir dakikalığına susamlı ekmek olsak.

Kadın ve kadın bedeni hakkında yorum yapmazsak konuşmazsak...

Ben seni seviyordum; oysa şair bas bas bağırıyordu çılgın sokakların çat diye çatlayan orta aşkın ne olduğunu: "Annesinden dayak yediği halde, yine 'anne' diye ağlayan bir çocuktur aşk." Çünkü aşkın tek tarifi vardı o da kadındı.

Sonra Allah kelam dedi ve kalemi yarattı... Ve kalem güzelliği ve güzellik de kadını...Herkes susunca kadınlar konuştu...Şehirler sustu…Işıklar yandı...Her yer gül-i gülistana döndü.Bütün kalpler aşka gül açtı...Üstelik bütün kadınların kalplerine kayyum atılmış,gözlerine ince ince kıyılan bir salata sanatkarlığında kıyılmış günlerdeydik henüz...

Hem de şairin dediği gibi Urfa'da küçük bir çoban kıza alınan bir toka için al bu toka senin saçlarının kelepçesidir sarıl, sarıl örüklerine.Sarıl da kaptırma ve büyü denildiği ve saçları daha yeni kıvama gelecek şekilde örülen kadınların insanlık can çekişirken ergen ve erken öldürüldüğü yüzsüz günsüzlüklerdeydik.

Ama kadınlar ne olursa olsun korkmuyordu ve onlar her ne olursa olsun susmuyordu ve dahi susmayacaklardı.Yazmalı bütün kadınlar deyip her cumartesi yeniden yeniden inandılar…

Şiir yürekli kadınlar demir bilekler ve bir inancın gölgesinde savaşan onlar...

Kansere, savaşa, vereme, siyatike, ülsere ve cümle muzır haşerata, covitlere ve dahi Cavat 19' ların hepsine topyekûn savaş açarak dizelerin kırık belli yolculuklarında bir notanın en güzel sesi oldular.

Onlar, kadının sesini adaletin kör olduğu,terazinin tecavüze uğradığı diyarsızlıklarda kadı'nın duyurmayacağını bildiklerinden olsa and içmişlerdi kadının sesini duyuracaklarına.

Yaşamdan kesitleri satıra döktüler önce bir bir.Sonra yaraları tek tek öperek iyileştirmeye çalıştılar sözcüklerde, her ne kadar her öptükleri yara öpüldükçe kanasa da cümlelerde.

Haydi kızlar okula cümlesindeki Haydi herkes biraz “Kadın” olabilir mi Heidi modundaydık biz erkekler her 60 dakikakın yetersiz bakiyeli bir saniyesinde bir kadın cinayeti yaşanırken gönlümüzün en kurak ve en yezit çöllerinde.

Susmadı onlar mürekkep olup damladılar kağıda, döktüler içlerini beyaza. Çünkü beyazdı bütün kağıtlar da onlar gibi.
HERKES BİRAZ KADIN OLABİLİR Mİ?

Ve herkes sadece sussup bu yaşam ve kadın denilen kitabı ve dahi bu kitaptaki birbirinden değerli muhteşem hikayeleri bir an önce okumaya başlayabilir mi?

Şşşşşşşttttttttt lütfen sessizlik, elimizde okunacak bir kitap ve gönüllere yazılacak yeni hikayeler var daha!!!!

Kadınlar susmuyordu ve bağırıyordu:”Ne olursa olsun sonumuz muhteşem olacak.”

Ve son noktayı koyarak söylenecek söz bırakmıyordu Şair: “Bir kadını ortadan ikiye böl. Yarısı annedir, yarısı çocuk, Yarısı sevgili, yarısı aşk. Duyanlar bunu bilmez, Görenler anlamaz bunu! Yarısı rivayettir, Yarısı gece.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.